İzmir'in maskotu Pak Bahadur
İzmirli hayvanseverler, 51 yıl önce Pakistan'dan getirilen 57 yaşındaki Pak Bahadur'un doğal ortamında ölmesi için kampanya başlattı.
Bu Asyalı'ya bir 'özgürlük' borcumuz var
51 yıl önce Pakistan'dan İzmir'e getirilen Pak Bahadur adlı 57 yaşındaki filin son zamanlarını doğal ortamında geçirmesini isteyen bir grup hayvansever kampanya başlattı.
Yıl 1954.... Hindistan'dan gelip, İzmir Pasaport Limanı'na yanaşan geminin "ağır" bir yolcusu var. Yalnız yükte değil, pahada da ağır bir yolcu ki limanda kendisini karşılamak üzere dizilenler arasında zamanın İzmir valisi ve belediye başkanı da var. Karşılama komitesi çok heyecanlı. Az sonra gemi yanaşma işlemini tamamlayıp, bir vinç yardımıyla yolcuyu yanlarına getirecek. Gerçekten "ağır" bir misafir bu. Yaşı küçük, kendi büyük bir konuk. Adı Pak Bahadur. Yaşı; altı. Pakistan Devlet Başkanı'nın İzmir'e hediyesi olan Pak Bahadur, 1948 doğumlu... Ve şimdi o gün, limanda devlet protokoluyla karşılanan Pak Bahadur, tam 57 yaşında. Bedeni de mutsuzluğu da yaşı gibi yıllarla beraber büyüdü büyüdü. Tam 51 yıldır süren bir tutsaklık onunki... Küçücük bir kafeste yaşayan, İzmir'de tam üç nesle, 'fil denen hayvan ne menem bir şeydir'i öğreten, bir garip tutsak... Oysa, yine geriye, İzmir'e geldiği ilk güne dönersek, karşılama törenini görünce kimbilir nasıl heyecanlanmıştır o da.. Çok mu duygusal bir tahmin sizce? Hiç de bile.. Filler o koca bedenlerine inat, canlılar aleminin en 'duygusal' hayvanlarıdır. Kendilerine yapılan iyiliği de kötülüğü de bir ömür boyu unutmazlar. Öleceklerini hissettiklerinde, kimseye yük olmadan göçüp gitmeyi isteyen yaşlı insanlar gibi kilometrelerce yol katedip fil mezarlıklarına ulaşırlar. Bebek filleri, vahşi doğanın avcılarından korumak için her zaman sürünün ortasında yürütürler. Fillerin duygusallığıyla ilgili örnek çok. Bunu Pak Bahadur'un gözlerinin içine bakınca daha iyi anlıyorsunuz. Öyle yorgun, öyle hüzünlü, öyle mahkum görünüyor ki..
YUVASINA DÖNSÜN İşte onun bu durumuna, biraz geç de olsa, artık isyan eden bir grup var. O iyi insanlar bu yaşlı Asyalı'nın hiç olmazsa son zamanlarını, doğal ortamında geçirmesini istiyor. Tutsak yaşadı ama hiç olmazsa özgür ölsün diye... Son bir kaç yıldır her doğum günü İzmirli çocukların hayvanat bahçesine taşıdıkları elmalar, armutlar ve diyet pastalarla kocaman bir partiye dönüşüyor. 'Bütün bunları nereden anlasın Allah'ın fili', demeyin. Anlar o... Filin bilgesi olur muymuş da demeyin. Pak Bahadur'un gözleri bu soruya, "Evet olur, buyrun benim, karşınızdayım'', der gibi bakıyor. Ve bir zamanlar davul zurnayla karşılanan o koca Asyalı; tutsak yaşadı, ama özgür ölmeyi hak ediyor. (Pak Bahadur'un özgürlük kampanyasına destek vermek isterseniz: www.pakbahadur.com)
Öncel Öziçer
|