|
|
|
|
|
|
İş yerinde psikolojik taciz artıyor
Parlak bir geleceği olan kişilere müdürleri veya iş arkadaşları tarafından yapılan duygusal saldırı yani mobbing tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye'yi de etkisi altına aldı.
Çalıştığınız yerde yaşadığınız sorunlardan sağlığınız bile etkilenmeye başladı. Toplantılarda fikirleriniz önemsenmiyor. Genç yaşınıza rağmen parlak bir kariyeriniz var. Ancak müdürleriniz veya çalışma arkadaşlarınız sizi yıldırmak için elinden geleni yapıyor. Amaçları istifa etmenizi, çekip gitmenizi sağlamak ve belki bir rakipten kurtulmak. Tüm bu sorunları yaşıyorsanız siz de bir "mobbing" mağdurusunuz demektir. Yaklaşık 20 yıldır tüm dünyada literatüre giren bu kavram artık Türkiye'de de tanınmaya başladı. Dil ve İletişim uzmanı Şaban Çobanoğlu'nun yazdığı "Mobbing-İşyerinde Duygusal Saldırı ve Mücadele Yöntemleri" adlı kitap da bunun bir göstergesi. Çobanoğlu'na göre ülkemizde mobbing'le karşı karşıya kalan binlerce insan var. En büyük sorunları ise yaşadıklarının mobbing olduğunu bilmemeleri.
HEDEF GENÇLER Gelişmiş ülkelerde cinsel tacizin de önüne geçmiş bir psikolojik saldırı olan mobbing, dünyanın her yerinde çoğunlukla 30'lu yaşlarda ve iyi eğitimli çalışanların sorunu. Gelecek vaad eden bu kişiler, eski tarz yöneticiler için bir tehdit oluşturduğundan saf dışı bırakılmaya çalışılıyor. Bu da çok gözle görülür bir şekilde yani kavga gürültüyle yapılmıyor. Kötü bakışlar, bir ortama girildiğinde herkesin susması veya yok sayılmak birer örnek olabilir. İşin kötü tarafı bu konuda bir tedbir alınmadığı taktirde, mobbing iş yerindeki pek çok birime bulaşabiliyor. Uzun yıllardır bu konuda araştırma yapan Şaban Çobanoğlu, iş yerinde yaşanan her kavga ve moral bozukluğunun mobbing'le karıştırılmaması gerektiğini söylüyor. "Her iş yerinde rekabet vardır ve bu nedenle çatışmalar olur. Ama mobbing insanın içindeki kötülüğün harekete geçmesidir. Bunun sonucunda kişinin yaşama sevinci kırılır. Büyük oranda stres yaşar. Burada unutulmaması gereken mobbing yapan kişinin, kişilik bozukluklarının bulunduğunun bilinmesi. Yani mobbing mağduru değil, mobbing yapan sorunludur. Bu kişiler çalışanı motorlardaki beygir gibi değiştirilebilen bir güç olarak görürler." Mobbing mağdurlarının en büyük sorunu yaşadıklarının ne olduğunu bilmemeleri. Dolayısıyla nasıl çözüm aramaları gerektiğine de karar verememeleri. Çünkü ortada somut belgeler olmadığından hukuki işlem başlatmayı düşündüklerinde ne söyleyeceklerine karar veremiyorlar. Çobanoğlu'na göre yaşadıklarınızın mobbing olduğuna karar verdiyseniz ilk yapmanız gereken not almaya başlamak. Bunu da hangi tarihte ne yaşadığınızı ve yanınızda kimler olduğunu belirterek yapmalısınız. Çünkü dava açtığınızda avukat olay anlatmanızı istediğinde doğru dayanakları olan bir şekilde açıklayabilmelisiniz.
DAVA AÇMAK MÜMKÜN Sıra dava açmaya geldiğinde sizi zorlu bir sürecin beklediğini söylemek gerek. Çünkü iş kanunlarında mobbing'e özel bir düzenleme yok. Ama mobbing kapsamında değerlendirilebilecek bazı hükümler var. İşveren işçinin veya ailesinin namusuna dokunacak sözler söylerse, sataşmada bulunursa yine işçiye haklı nedenlerle fesih hakkı veriliyor. Tüm bu davranışlar Avrupa hukukunda kabul edildiği anlamda mobbing'in karşılığı değil. Avukat Mehmet Uçum bu olayı somut bir örnekle şöyle anlatıyor: "İşten çıkarılan bir çalışan, bir ay içinde işe iade davası açabilir. Bu davayı kazandığında işveren isterse bu kişiyi işe alır, isterse almaz. Almazsa mahkemenin belirlediği tazminatı ödemek zorundadır. Ama işverenler çoğunlukla bu kişiyi geri alıyorlar. Bundan sonra da yıldırma politikası uyguluyorlar. Örneğin çok geniş bir masası ve gelişmiş bir bilgisayarı varken masasını küçültüp, eski bir bilgisayar veriyorlar. Bu tipik bir mobing olayıdır. Bu olaylara karşı bizim yasamızda çok net bir hüküm yok." Yine de Uçum çalışanın bu konuda yapabileceği pek çok şey olduğunu fikrinde. Çünkü işçinin işveren tarafından gözetilmesi borcu bulunuyor. Bu sadece iş kazalarına karşı önlem almak anlamına gelmiyor. Gözetme borcunun içeriğini biraz daha geniş tutulursa, işçinin çalışma ortamındaki her türlü rahatsız edici davranıştan da korunması şeklinde tanımlanabilirse, çalışanın söz hakkı doğuyor. Ancak uzmanlar bu düşüncenin Türkiye için henüz çok modern bir görüş olduğunu düşünüyor. Çünkü bu tarz davalar açılsa da çoğunun sonu çalışan için hüsranla bitiyor.
Ece Koçal
|
|
|
|
|
|
|
|
|