| |
|
|
Lady Di'nin kenarı
İlk gün gazetelerde okuyunca tepem atmıştı ama "Sana ne Fatih ilişme" demiştim. Dün bir daha görünce dayanamadım. Pınar Aylin diye biri. Magazin basınımıza göre "sanatçıymış", bence "şarkıcı" demek daha doğru olur. Bir kere de bir dergide yarı çıplak pozlarını görmüştüm. Şarkılarını ise bilmiyorum. Ama herhalde iyi söylüyordur. Bu şarkıcımız geçenlerde bir gece yarısı kırmızı ışıkta geçiyor. Polis durdurmak istiyor. Gaza basıp kaçıyor. Kovalamacadan sonra yakalanıyor. Bilmem kaç yüz promil alkollü çıkıyor. Evraklarını isteyen polise yalan söylüyor, ehliyetinin çantasından çalındığı palavrasını sıkıyor. Daha sonra ehliyet otomobilin içinde bulunuyor. Bütün bunlara rağmen polis şarkıcı kızımıza gereğinden iyi davranıyor ve sadece alkolden ceza yazıyor, ehliyetini de alıyor ve serbest bırakıyor. Ben bu duruma bile sinirlenmiş, "Yahu ABD'de en baba, en hakiki sanatçıları, şöhretleri bile böyle bir durumda kodese tıkıyorlar" diye yazmayı düşünmüştüm. İşte bütün bunları yapan ve polisin iyi niyeti sayesinde içeri atılmaktan kurtulan Pınar Aylin dün buyurmuş: "Sonum Lady Di gibi olabilirdi." Magazinciler taciz etmiş de ondan kaçmış. Tabii haklı. Şarkıcının ağzından içeri onca alkolü de magazinciler boşalttı. 360 promil "kelle" vaziyette direksiyona da paparazziler oturttu. Kırmızı ışıkta da magazinciler geçirdi. Polisten kaçmasını da magazinciler salık verdi. Polise yakalanınca söyleyeceği yalanları da magazinciler öğretti. Şarkıcıya bakın. Oturup kalkıp polisin kaçan otomobiline ateş açmadığına, sarhoş sarhoş kaza yapıp ölmediğine, onu bunu öldürmediğine dua etmiyor da, "Sonum Lady Di gibi olabilirdi" diyerek hala konuşuyor, arsızlığın üzerinden reklam yapıyor. Ama bence suç hala ve hala poliste. Böylesini tutup içeri atmak lazım. Niye atmadıklarını hala merak ediyorum.
|