|
|
|
|
|
Sosyete fasulyeye ekmek banmaz
|
|
Sosyetik güzel Sibel Boronkay Savaş Abi'ye anlattı.
Keşke fillerle develerle yaşasam
Boronkay'ların ortanca kızı Selin'le söyleşi yap dendi. Ben içimden vız vız ettim. "Sosyetenin şımarık kızıyla görüşeceğim, yandım ah yandım" dedim. Sonra çok utandım bu düşüncelerimden. Karşıma şirin, şeker, saf ve tevazuyu abartmış bir 'komşu kızı' çıktı. Bir gece önce kol kanat gerdiği sanatçıların rock konseri vardı ve sabahlamıştı. Yine de çelik disiplinli olduğunu kanıtlayıp "4'te yatsam da 9'da kalkar, 10'da sizi beklerim. Evimizi bulmak kolay. Sünnetçi Kemal Özkan'ın az ötesi" dedi. Tek problem 10'da kalkamayıp randevuyu 12'ye erteleyişi. Benim de bu yazıyı geç teslim edip eklerdeki arkadaşlardan "göz zılgıtı" yiyişlerim oldu.
- Rock gruplarının menajerliğini yapıyorsun. Nereden icap etti? - Üniversiteden sonra babamın işine, otomotiv sektörüne girdim. Operasyon bölümünden satışa, sonra halkla ilişkiler bölümüne. Oto show'lar, defileler filan derken bütün arkadaşlarım "Selin defilem var, Selin manken lazım, açılış var, Selin yardım eder misin?" diye soruyorlardı. Hiç ticari yanını düşünmeden yardım ettim. Baktım bu işi çok seviyorum, yapayım dedim. Yavaştan öğreniyorum. Dün konser vardı, bir barda rock konseri nasıl olur, onu öğrendim. - Nasıl olurmuş? - Eskiden de mesela elimize bir kağıt gelirdi. Kulis ihtiyaçları diye. Kuruyemişin çeşitlerini isterlerdi şaşardım. 5 şişe votka, 2 şişe JB şöyle şöyle olacak... - Kuruyemişin çeşidi ne yani? - Soyulmuş fıstık, bilmem ne fındık falan işte. Sahneye çıkmadan önce motivasyonları önemli.
20'YE YAKIN KEDİM VAR - Siz evde kimlerle yaşıyorsunuz? - Anne, baba, iki kız, bir de hayvanlarımız. 20'ye yakın kedi, iki köpek. Bizde hayvan sevgisi çok fazla. Babam hep der ki; "Evladın da olsa büyütüyorsun sana kızıyor. Eve geliyorsun yüzüne bakmıyor, konuşmuyor. Köpeği dövsen ki ben asla hayvanlara el kaldırmam, geldiğin zaman seni kapıda bekliyor, seviniyor. Bence Allah'ın yarattığı herkesin bir amacı var. Onlar da sevgi vermeye gelmiş. Hiçbir hayvan kin tutmaz, her şeyi hemen unutur. - Deve kini, fil hafızası lafları nereden geliyor ki? - Yanlıştır o laflar. Gerçi bir tane vardı, Ayşe diye bir deve... Ada'da... Babama sinirlenmişti. Kalabalıkta da görse kovalardı babamı. Keşke şu anda imkanım olsa da fil ve develerle haşır neşir olsam. - !!!!!!!!! - Babam eskiden avcıydı. Federasyondaydı. Sonra fark etti ki av kötüdür. - Sen ava gittin mi? - Ben avcıları vururdum herhalde. Hayvanlara kötü davranamam. Küçükken sinek beslerdim. - !!!!!!!! - Yeşilliklerle beslerdim. Annem Böyle sinek beslenmez" diye kızar uçururdu sinekleri. Küçük böcek vermek lazımmış. - Çocuğun olsa ne kadar özenli büyütürsün. - Evet, hem de çok. - Evlenmeden yapar mısın çocuk? - Yapamam. Bir kere aileme sordum, evlenemezsem mesela diye doğru bulmadılar. Çok çalışıyorum. Yaptığımız işler evlenmeye filan zaman bırakmıyor. - Millet nakitsizlikten evlenemez, sen vakitsizlikten mi? Ne oldu Küçük Onur'la olan arkadaşlığınız? - 4 buçuk sene onunla bir ilişkim vardı. Şimdi iyi dostuz. Albüm çalışması yapıyor. Şarkılar topluyor. - Senden oldukça küçüktü. - Evet. 24 yaşında şimdi. Aramızda yaş farkı yok gibiydi. Benim zaten yaşım büyük ama beyin olarak ondan daha küçüktüm. - !!!!! - Beyin yaşı olarak herhalde 22'de kaldım. Ben çok erken okula başladım. 17 yaşında üniversitedeydim yurtdışında. Hep ailemi özleyerek. Hayatta tek başıma kalmamışım, çalışmak zorundayım. Bir ara Macaristan'a gittim. Oradan Almanya'ya filan... - Macaristan'da ne okudun? - Macarca. Ama yapamadım. Çok özledim döndüm. - Neden Macaristan? - Çünkü biz aynı zamanda Macar kökenli bir aileyiz. Boronkay Boronko'su lordluk ünvanıdır. Dedeme vermişler. - Niye? - Valla vermişler ama niye olduğunu pek bilmiyorum. - Niye lord yaptılar dedemi diye hiç düşünmedin mi? - İnanın herkese sordum, herkes farklı bir şey anlattı. Aile hakkında bildiğim tek şey babamın babasının kardeşinin Nazi istilasında esir düştüğü. Tam savaş bitiyor, kampta öldürülüyor. - Selin ne demek? - İnce yağmur demek. Allah'tan Selin limon kolonyası var. Adımı söyleyemeyene limon kolonyası diyorum, hemen anlıyorlar. Bir de bana çapkın Selin diyorlar. Ben 5 yıllık bir ilişki yaşadım, 4 buçuk sene de Onur. Ondan öncesi de platonik.
BRAD PITT'E AŞIKTIM - Kime platonik? - Brad Pitt'e. - Tanıştın mı? - Tanışabilirdim ama tanışmadım. Bazı şeyler uzaktan güzel. - Brad Pitt yakından da fena değildir sanırım. - Lisede psikolog olmak istedim. Olamadım ama üzerinde çok çalıştım. Okulun psikologlarından ekstra ders aldım. Uyuşturucu kullanan iki arkadaşımızı tedavi ettik hocamla. Gerçi biraz tehlikeliydi. Bıçakla üstüme yürüdü biri. - Kavgacı mısın? - Haksızlığa gelemem. Geçen gün şu üst sokakta sokak çocuklarını itip kakıyorlardı. Gittim, ben de adamları ittim. Diklendiler tokat attım, onlar da bana attılar. Bir de dün minibüsü hızla süren birine çattım. Yanımda beyzbol sopası vardı, ona güveniyordum. - Çok paran pulun malın var mı? - Bana ait tek şey köpeğim. Bir de atım vardı kaybettim. - Niye öldü? - Yaşlandı ve öldü. O ölünce atçılığı bıraktım. Çok duygusalım. Mesela piyano dersi alıyordum, piyano hocam öldü, bu defa piyano çalmayı bıraktım. - Sosyete yaşamı nasıl bir şey? - Ben çok sevmiyorum. Sahte, politik ilişkiler. - Ne yapmak gerekir sosyetede olunca? - Kusursuz giyineceksin. Dikkatli giyineceksin. Türkiye'deler ama Türkiye'de gibi yaşamıyorlar ülkeyi. - Ne yapmak lazım sosyeteye girmek için? - Köklü aileden gelmek lazım. Soy ağacına bakınca 5-6 kuşak tanıyacaksın. - Küçükken ne öğretiyorlar sosyetik olacaklara? - Leydi okulları vardır ya. Aile öyle eğitim verir. Nasıl yemek yiyeceğin bile bellidir.
SOSYETE AZ EKMEK YER - Mesela sosyetedekiler kuru fasulyeyi nasıl yer? - Çok aralıklı yer. Ekmek az yenir. Ekmeği elle koparamazsın. Kesik gelmeli. Suyuna ekmek bandıramazsın. - !!!!!!! - Masan düzenli olacak. Sıkıcı bir şeydir yani. Ben bandıra bandıra yemeği çok isterim mesela ama eleştiri alıyorum. - Başka? - Dar çevre ya, o onun eski kız arkadaşıyla, öbürü onun eski erkek arkadaşıyla çıkar. Araya başkaları girmesin diye. Ben Onur'layım diye çok yadırgayan çıktı. Ama Onur onlardan çok daha düzgün, dürüst ve samimiydi. - Aman aman... Türkiye'nin en güzel kadını kim sence? - Sibel Turnagöl'ü çok beğenirim. - Senin sıradışı tarafların var mı? Gay kulüplere gider misin mesela? - Ben ilk kez Gönül Yazar'la gittim gay bara. - !!!! - Ali Poyrazoğlu'nun Yeşil Kabare'si vardı. Oraya Huysuz Virjin'i dinlemeye gitmiştik. Çıkışta yandaki gay barı merak ettik girdik. O zamanki gayler şimdikiler gibi bakımlı da değildi. Tuhaf gelmişti bana, sakallı bıyıklı adamların birbirleriyle... Şimdikiler daha feminen. Ben gayleri insan olarak çok severim. Erkeğin cesareti, kadının zarafeti var onlarda. Kadınlar arasında olunca özenti sayıyorum. Erkeklerinki hormonal. X ve y kromozomu durumları... - Bu konu ağır. En çok sevdiğin dersleri sorayım sana. - Matematiği sevmem mesela. Tarihi severim. En son Hürrem'i okudum. Kendine bir hedef koyuyor ve çeşitli yollardan gidip hedefe ulaşıyor. Coğrafyayı çok severdim. Bölgelere ayırıp oranın mevsimi, yetişen tahıllar fian çok hoştu. - Kaç bölge var hatırlıyor musun? - İnan o kültürüm okulda kaldı yani. - Çok gezer misin memleketi. - Antep'e gittim arabayla. Konya'dan Mersin'e gidecektim, oradan saptım. Antep'e gittim. - Hangi bölgedeydi Antep? - Antep Anadolu'da. Doğu... Yok Akdeniz. Ay valla mahçup olacağım. - Başka nerelere gittin? - Marmaris, Bodrum, Kuşadası, Ankara. - Haydi hatırla bakalım Marmaris nereye bağlı? - Dur şeyyy. Balıkesir mi? - Cızzz!.. Türkçe dil bilgin nasıl? - Üçüncü sınıftan başlayarak İngilizce ders almaya başladım. Türkçem aksanlıydı. Almanya'ya gidince düzelttim aksanımı. - !!! - Boston gibi. Hani Boston'da yanlış telefon çevirsen karşına Türk çıkar ya. Almanya'da da Türkler çoktu. Adanalılar, Diyarbakırlılar filan... Orada onlarla konuşa konuşa aksanım düzeldi. - Hobilerin ne? - Ata binmek, deniz. Ama dibe dalmaya korkuyorum. Ya nefessiz kalırsam.
|
|
|
|
|
|
|
|
|