|
|
'Çocuk biz yalnızlıktan zevk alan insanlarız'
Çolpan İlhan: Asla sinirlenmezdi. O kadar sakin kalırdı, o kadar emindi ki kendinden. Kerem Alışık: O sakinliğiyle karşısındakini sinirlendirecek şeyleri çok güzel söyleyebilirdi. Halka halkın diliyle çok doğru şeyler anlattı. Herkes anlayabildi. Herkese ulaşabildi. 'Halkı tanımak lazım' derdi. Ç. İ.: Çok büyük bir kayıp oldu yani... K.A.: Bu kadar bilgi birikimi, donanım, sezgi gücü, ne bileyim işte yaratma gücü bir sürü şeyi üstünde barındırıyor. Hep dediği şu; 'Bu kadar şeyi yaşamış, bu kadar şeyi bilmiş, öğrenmiş öğretmiş, aşılamış bir Attila İlhan için ölüm sıradan bir şey' derdi.. Ama o hiçbir zaman sıradan biri olmadı. Hep bir fenomendi. Hep böyle yaşadı hayatını... Ç.İ.: O kendi dünyasında yaşayan, yalnızlığı çok seven biriydi. K.A: Ben de böyleyim. Hep derdi; 'Çocuk biz yalnızlıkla yaşamayı bilen insanlarız, yalnızlıktan zevk alan insanlarız...' Ç.İ: Benim çocukluğumda da annemin bütün arkadaşları çok merak ederdi abimi. Hiçbirinin yanına çıkmazdı. Bir gün annemin bir ahbabı eve gelmiş, evin kapısı açıkmış, kadın içeri girmiş. Abim de içerdeki odada, hikayelerini yazıyor. 'Perihan Hanım...' diye annemi arıyor arkadaşı; hani birini arıyor kendine cevap versin. Abim karyolanın altına girmiş, düşünebiliyor musunuz? K.A.: Hah aynı ben! Ç.İ.: Abim de sırf hiç muhatap olmasın diye çıkmıyor... Bir keresinde de camdan atlamış. Sırf o insanla karşılaşıp, 'annem evde yok' demesin diye... Bir de sürprizden hiç hoşlanmazdı. Bir yemeğe gidilecekse ona evvelden haber vermen lazım, o kendini hazırlasın. K.A.: Ya da gitmeyeceğini söylesin diye... Çünkü gitmez. Ç.İ.: Misafir de çağırmazdı evine... Ben bile pata çata gitmeye çekinirdim. 'Niye çekiniyorsun, sen benim kızkardeşimsin' derdi. K.A.: Mesela annemden dayımın evinde bir röportaj istendi. Kimsenin, sağlığında da dayımın evinde bir röportaj yapma şansı olmadı ki, dayım evine kimseyi sokmadı. Hayatı boyunca yaşadığı bir çizgi vardı, onu korudu dayım. Şimdi biz de onun istediği gibi davranmalıyız...
|