Bebek, annem ve mimarlar üzerine
Geçen pazar sabahı Bebek'te yürüyerek annemi ziyarete gittim. Boğaz, tekneler çok güzel ama sahile vuran çöpleri, yağ birikintisini, denizanalarının çokluğunu görmemek lazım. (Pazar günü ya...) Caddeden dönünce o sıcakta yola bırakılan çöp torbalarının kedilerin didiklemesiyle ortaya saçılmış halini, kokusunu hiç kimse yadırgamıyordu sanki. Adamın biri okuduğu gazeteyi yanındaki sandalyeye koyduğunda sayfalar rüzgarla ortalıkta uçuşan diğer gazete yapraklarına katıldı. Adam dönüp toplamaya yeltenmedi bile. Yıllar önce Fransa'da bir gün Champs Elysees'ye (o zaman park ediliyordu) yanaşıp park ederken elimdeki kağıt mendil arabanın camından yere düştü. Kerli, ferli bir bey onu yerden alıp aynı hızla ama öfkeyle arabamın içine attı. Birden kıpkırmızı oldum mahcubiyetten. Medeni ülkelerde insanlar her şeyi belediyelerden, kurumlardan beklemeden evinin önünü, caddesini temiz tutmaya çalışıyor. Kirletenleri de denetliyor. En komiğini dönerken yaşadım. İstanbul'un en güzel korularından Ayşe Sultan girişinde yolun sağında yere serdikleri kocaman bir halıyı yıkıyorlardı. Herhalde kapıcının karısı olsa gerek dizlerinin üstünde bir deterjanla köpürtüp faşırt foşurt fırçalıyor, kapıcı elindeki hortumla sularken iki küçük çocuk (artık yıkamak anlamında mı, oynamak mı bilemiyorum) çılgınca zıplayıp katkıda bulunuyorlardı. Böyle bir manzara hangi ülkenin en şık yerlerinden birinde olur, bilmem!
YENİ MODA MİMARLAR Gazetelerde mimarların İstanbul'daki toplantısından haberler var. Bu çok önemli kongrenin İstanbul'da olmasını sağlayanları aslında öne çıkartıp çok kutlamamız lazım ama pek farkında değiliz. Çünkü artık son yıllarda küreselleşmeyle birlikte yükselen bir eğilimle başta mimarlık olmak üzere moda, gastronomi, turizm ile iç içe girdi. Dünyaca ünlü Fransız mücevher firması Cartier değişik ülkeleri tanıtma projesinde akşamları ülkenin yemekleri sunulurken yukarıdaki konuda uzmanlara ek olarak bir de tarihçi ve dil bilen bir din adamı da bulunuyor ve bir ülkenin kültürünün çok cazip bir ruh haritası çıkıyordu. İstanbul'u cazibe merkezi haline getirmek istiyorsak tanıtmak için teklif edeceğimiz projeler için bu konudaki kişileri bir arada konuşturmak veya bir tanıtım filminde kullanmak ilginç olabilir. Bu kongre için seçilen sloganın samimiyeti ve gerçekliği çok güzeldi. Hem deprem hem Londra terör saldırısından kurtulan kişinin soyadı dikkatinizi çekti mi? Mustafa Kurtuldu.
ANNEMİN DENETİMİ Annem de kardeşimi denetlemeye çalışıyor. Senelerdir onu sigaradan vazgeçirmeye uğraştı. Geçen gün üst üste yaktığını görünce sinirlenmiş. "Annem seksen beş yaşına kadar yaşadı. Ben de yaşarım diyorsun, ama bu kadar sigarayla olmaz. Bana güvenme" diye tehdit etmiş. Çok güldüm.
|