Havada haksız rekabet çeşitlemesi
Geçen hafta, Türk Hava Yolları (THY) ile Hava-İş Sendikası arasında geçen Toplu İş Sözleşmeleri'nin neticesini, her iki taraftan daha fazla havalimanlarında rötar işkencesine maruz kalan yolcular bekledi. Düşünün Singapur'a gideceksiniz ve uçağınız tam 8 saat rötar yapmış. Çalışanlar bu 8 saati de öyle ayarlamışlar ki, yer işletme ve teknikten kaynaklanan sorunlar bittiği an yani uçak uçuşa hazırken bu defa da uçucu personelin mesai saati problemi ortaya çıkıyor. Birazcık oyalanmayla bu kez de yeni uçucu ekibin temininde gecikme yaşanıyor. Sendikanın, çalışanlarını kendi havayoluna bu denli zarar verecek şekilde teşviki ne derece ahlaki ben işin içinden çıkamadım. Üstelik yapılan bu eylemler aynı zamanda THY'nin yolcu kaybı anlamına da geliyor. Sendika tarafı ise THY yönetimini sürekli kendilerini yanıltmakla suçluyor. Anlaşılan iki taraf da son Toplu İş Sözleşmesi'nde bazı kusurlara imza atmış durumda.
ÇİFTE REKOR Rekorlara gelirsek; THY tarihinde ilk defa, sendikayla görüşmelerin yürütüldüğü esnada hem en fazla doluluk (yaklaşık yüzde 80), hem de en yüksek rötar (yüz uçaktan 80'i gecikmeli kalktı) rekorunu aynı anda kırdı. Takip eden hafta ise ciddi yolcu kaybı ve seferlerde azalma yaşandı. Bir defa ek seferler ve charter uçuşları, rötar saatlerinin daha aşağıya çekilmesi için mecburen kaldırıldı. Bir dahaki Toplu İş Sözleşmeleri'nde dileriz her iki taraf da daha duyarlı olur. Sendika-THY ilişkilerine bir başka cepheden bakmak da mümkün. THY'de çalışan 11 bin civarındaki personelin 10 bini sendika üyesi. Diğer taraftan özel sektörde tek bir tane dahi sendikalı çalışan yok. Acaba, bu durum son dönemde iç hatlarda THY ile ciddi rekabete giren özel hava yollarıyla milli havayolu arasında haksız rekabete sebep oluyor mu? Diğer taraftan, THY'nin milli havayolu olması sebebiyle devletin birçok kurumu zorunlu müşterisi. Bu durum özel havayollarını rahatsız ediyor mu? Yani bir rekabet tartışması da bu cephede yaşanıyor mu? Başbakanlık Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne bağlı 50'ye yakın spor federasyonu bulunuyor. Özerk federasyonlar dışında, 40'a yakın federasyonun bir genelge uyarınca yurtiçi ve yurtdışı programlarına gidiş-gelişlerde THY ile uçma zorunluluğu söz konusu. İşte dananın kuyruğu da burada kopuyor.
UÇAĞI KAÇIRAN YANDI Bir örnek; Türkiye Modern Pentatlon Federasyonu, 26 Haziran- 1 Temmuz tarihleri arasında İtalya'nın Montepolciano şehrinde düzenlenen Avrupa Şampiyonası'na katılmak üzere Ankaraİstanbul- Roma-Floransa bağlantılı 8 kişilik Milli Takım kafilesinin gidiş dönüş biletlerini THY'den alıyor. Roma-Floransa gidiş-dönüş uçuşu da THY'nin anlaşma yaptığı Alitalia Havayolları'yla yapılıyor. 1 Temmuz'da 11.15 saatli Alitalia'nın Floransa-Roma uçuşu iptal ediliyor. Yolcu sevkıyatı otobüsle yapılıyor. Ancak, yolcular 13.30'daki THY'nin Roma-İstanbul- Ankara uçağına yetişemiyor. Ve o gün Türkiye'ye uçamıyorlar. Bu kafilenin otel masraflarını kim karşılayacak? Ertesi gün, bir gün önce uçuşu kaçıran sporcu kafilesinden uçağı kaçırma cezası olarak ek 40 euro istenmesinin mantığını kim izah edecek? THY'nin Roma'daki yetkililerinin duyarsızlığına kim cevap verecek? 'Biz Alitali ile kavgalıyız, sorununuzu çözemeyiz' şeklinde müşteriye cevap verilir mi? Son soru; devlet memuru, devletin havayolu ile nereye kadar uçmak zorunda?
|