Müzisyene benzer bir halim var mı?
Airport'un televizyon programı olarak yayına girdiği ilk yıllarda, sunucumuzla birlikte çekimlere girmek üzere stüdyoya gittik. Sunucumuz makyaj odasına girdiğinden, bizde Airport ekibi olarak koridorda bekliyoruz. Bu esnada televizyonda canlı yayınlanan bir müzik programı var ve konuk sanatçının saz ekibinden bazıları ortadan kaybolmuş olacak ki görevliler soruverdiler: 'Siz saz ekibinden misiniz?' Cevap verme fırsatı dahi bulamadan bizi saz ekibine benzetip stüdyoya sokmaya kalktılar. Aradan yıllar geçti. Bu defa Airport'un 100. programı sebebiyle Ulus Bizim Tepe'deyim. Programın başlamasından 20 dakika önce kıyafet değiştirmek üzere yer arıyorum. Bizim Tepe'nin yöneticisini bulup, yer talep ettim. Gelen soruya bakar mısınız? Müzisyen misiniz? Ses çıkarmadan girdim bir odaya ve giyinip çıktım. Konukları ağırladık, derken onur konuğumuz Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın gelmesiyle müzisyenliğimiz de sona erdi..
*** Airport'la en enteresan ve unutamadığım hatırayı ise Los Angeles'da yaşadım. Kente ayak bastım. Otele yerleşip, kameramanımız Orhan Karslıoğlu ile birlikte çekim yapmak üzere çıktık. Ancak, bizi ciddi bir problem bekliyordu. Orhan sıkıla sıkıla kameranın şarj cihazı çalışmıyor demesin mi? Bu defa başladık şarj cihazının ve bataryanın sağını solunu çevirerek markasını, modelini anlamaya. Sonra, alış-veriş merkezlerinde elektronikçi aramaya koyulduk. Ama profesyonel kamere ekipmanı satan bir yer bulamadık. Sonunda derdimizi bir elektronik eşya satan mağaza sorumlusuna anlattık. İnanamayacağımız bir yardım gördük. Adam bizi oturttu, elimizden bataryayı alıp, internette araştırma yaptı. Cihazın Kanada yapımı olduğunu tespit edip, Kanada'daki üretici firmayı aradı. Los Anegeles'ta bulunan tek temsilcinin adresini, telefonunu aldı. İrtibat kurdu, sorunumuzu anlattı ve bize adresi tarif edip, tek kuruş para istemeden yolcu etti. İki saatlik bir arayış sonrasında Kandalı şirketin Los Angales'teki temsilcisini bulduk. Fakat, cihazın ancak bir hafta içinde tamir edilebileceğini öğrenince tepemizden aşağı kaynar sular döküldü. Vaziyeti anlayan Amerikalı bize işimizin görülmesi için ilginç bir teklif yaptı. 2 bin 500 USD'lik yeni bir cihazı 500 USD depozitoyla emaneten bize verdi. İşimizi bitirip 3 gün sonra şarj cihazını iade ettiğimizde de paramızı vereceğini söyledi. Yeni cihazı kapıp Las Vegas yoluna düştük. İşimizi bitirip Los Angeles'a dönünce cihazı teslim edip, paramızı aldık. Ama ABD'de, aynı gün içinde iki ayrı insandan böylesi iyilik görmek hem şaşırtıcı hem de mutluluk vericiydi.
*** Sizin anlayacağınız 100 program boyunca müzisyene benzetilmekten tutun da "Allah'ın Amerikası"nda belki de Türkiye'de göremeyeceğim kadar yardım görmeye kadar pek çok renkli olaya tanık oldum. Bu renkli olayların içinde ben de Airport ekibi ile birlikte gökyüzünün demir kuşlarının renklerini ekrana taşıdım.Umarım bu renkler çoğalarak büyük bir resim meydana getirir...
|