|
|
|
|
|
|
Garipçe
Avrupa Yakası'nın en saklı balıkçı köyü Garipçe. Sarıyer'den sonra Rumeli Feneri-Kilyos yönünde 6 kilometre uzaklıkta. Garipçe yolundan biraz ilerlediğinizde bu küçük köyün sahiline ulaşıyorsunuz. Tarihi Cenevizlilere kadar uzanan bu şirin balıkçı köyünde 104 hane var. Zaten balıkçıların deyimiyle "pimapencilik" yapan birkaç genç ve köyün imamı hariç, herkes balıkçılıkla uğraşıyor. Öyle küçük bir köy ki, bir tane kahvesi ve bir tane bakkalı var. Muhtar ise köyün sakinlerine "Çok çocuk doğurun ki size okul açayım" diyor. Bu sessiz sakin balıkçı köyünü, hafta sonları sahildeki üç restoran hareketlendiriyor. Geçtiğimiz yıl iki gün boyunca köyde park yeri bulmak bile mümkün olmuyormuş. Meydanın sağ tarafında Aydın Balık, sol tarafında Garipçe Balık restoranı var. Garipçe'nin en yeni balık restoranı olan Asmaaltı, denize biraz uzak ama çok güzel bir bahçesi var. Burada köy tereyağı, üç çeşit ev reçeli, Trabzon balı yiyebileceğiniz bir kahvaltı menüsü de servis ediliyor. Garipçe aslında tam bir Karadeniz köyünü anımsatıyor. Zaten halkın tümü Trabzonlular'dan oluşuyor. Burada doğup büyüyen Ahmet Yılmaz, Trabzonlular'ın 150 yıl önce balıkçılık yapmak amacıyla buraya geldiğini anlatıyor. "Dedelerimiz zamanla ağlarını koymak için barakalar; kalmak için evler yapmışlar. Ondan sonra kimisi Trabzon'dan ailesini de getirmiş."
|
|
|
|
|
|
|
|
|