|
|
|
|
11 Eylül'ün sağ kalan tek sanığı
Hayattaki tek hava korsanı o; Muhammed El Kahtani Guantanamo'da kayıtlara geçen 'adı'yla "063 no'lu tutuklu"... ABD'nin 11 Eylül saldırılarından sorumlu tuttuğu 20 hava korsanından biri olduğu gerekçesiyle tutuklanan El Kahtani, sorgu tutanaklarıyla gündemde...
Hayattaki tek 11 Eylül sanığının günlüğü
Muhammed El Kahtani, 11 Eylül saldırısını planlayan 20 hava korsanından biri olmakla suçlanıyor. Guantanamo'nun '063 no'lu tutuklu'su El Kahtani'nin sorgu tutanaklarından çarpıcı bölümleri derledik.
Time Dergisi'nin yayınladığı, Guantanamo'daki '063 no'lu tutuklu'nun sorgu tutanakları, terör örgütü El Kaide üyesi olmakla suçlanan kişileri konuşturmak için ne tür teknikler kullanıldığını gözler önüne seriyor. ABD'nin, 11 Eylül saldırılarından sorumlu 20 kişiden biri olarak tutukladığı, Guantanamo'daki Gitmo Kampı'nda sorgulanan Muhammed El Kahtani, işte o "063 no'lu tutuklu"... 19 arkadaşı ölen Suudi Arabistan vatandaşı El Kahtani, birtakım aksilikler (!) sonucunda bugün hayatta.
BİR AY ADINI BİLE SÖYLEMEDİ Gelelim hikayenin başladığı yere... 2001'in ağustos ayında hava korsanlarının lideri Muhammed Atta, Orlando'da havaalanının otoparkında beklerken, El Kahtani, içeride göçmen ofisi yetkililerince sorguya çekiliyordu. Muhammed El Kahtani, havaalanında elinde dönüşü olmayan tek yön bileti ve 2 bin 800 dolar ile tam bir şüpheli profili çiziyordu. Çünkü bu 2 bin 800 dolar onun ülkesine dönüşü için yeterli değildi. Havaalanındaki göçmen ofisi yetkilileri, hemen sorguya aldılar, Suudi genci... Sorgusu yaklaşık 90 dakika sürdü ve yetkililer onu güvenlik gereği ilk uçakla geri gönderdi. El Kahtani, kendisini sorguya çeken yetkililerin ofisinden "Tekrar döneceğim" diyerek ayrıldı. El Kahtani'nin hikayesi bundan sonra sırasıyla Londra, Arap Emirlikleri ve daha sonra da Afganistan'da devam ediyor... El Kahtani birlikte yola çıktığı 19 arkadaşı gibi hedefine ulaşmıştı ama bu kez Amerikan askerlerine karşı savaşmak üzere Afganistan'a gitmişti. 11 Eylül saldırılarından yaklaşık 2 ay sonra aralık ayında Tora Bora'da yakalandığında kimse onun 20 hava korsanından biri olduğunu bilmiyordu. Hatta, Guantanamo'daki sorgulamalarda 4 hafta boyunca adını bile söylemekten çekindi. Yapılan sorgulamaların hiçbiri işe yaramıyordu. Ancak 2002 yılında Amerikalı yetkililer onun parmak izlerinin Orlando'da 90 dakika sorguya alınan adamla eşleştirdiler. Asıl sorgulamalar da zaten bundan sonra başladı. Nihayet kayıp 20. hava korsanı bulunmuştu! 11 Eylül olayları etrafında devam eden sorgulamalarda her yol deneniyordu. Ancak genç Suudi konuşmamak üzere eğitilmişti ve çok güçlü bir iradeye sahipti. Guantanamo Gitmo Kampı'ndaki yetkililer "063 no'lu tutuklu" nun diğer tutuklulardan çok farklı ve çözülmesi zor bir kişilik olduğunun farkındaydılar. Sorgulamalardan birinde yetkili, El Kahtani'nin kulağına eğilerek "Allah sana şimdi ne diyor? 19 arkadaşın öldü ama sen onlarla birlikte değildin. Bu Allah'ın seçimi miydi? Allah senin hayatta kalıp onun mesajını bize iletmeni mi istedi?" diye fısıldadı. Bu noktada El Kahtani çizdiği sakin ve soğuk imajının aksine kendini kaybedip sorguyu yapana kafa attı. Tutanaklarda genç Suudi'nin sabahın 4'ünde başlayan sorgulamalarının gece yarılarına kadar sürdüğü belirtiliyor. Hatta bir gün litrelerce sıvı içirilen El Kahtani, tuvalete gitmesine izin verildiği takdirde konuşacağını söylüyordu: Sorgulayan: Kim için çalışıyorsun? El Kahtani: El Kaide. Sorgulayan: Liderin kim? El Kahtani: Usame Bin Ladin. Sorgulayan: Orlando'ya neden gittin? El Kahtani: Bana görev verilmemişti. Sorgulayan: Uçakta senle birlikte kimler vardı? El Kahtani: Yalnızdım. El Kahtani'nin bu son cevaptan sonra söz verildiği üzere tuvalete gitmek için izin isteyince, sorgulayan yetkili pantolonuna yapmasını söyledi.
FARELER BENDEN DAHA ÖZGÜR! Time Dergisi tarafından yayınlanan tutanaklar yaklaşık 84 sayfa.. Günlükler şeklinde tutulmuş tutanaklar, El Kahtani'nin 50 gününü kapsıyor. Saat saat her yaptığı bu belgelerde var. Ne yediği, ne zaman tuvalete gittiği, hatta ne zaman hareket ettiği, her gün rutin olarak doktor kontrolünden geçtiği bile... Görevliler onu konuşturmak için her yolu denedi. Özellikle de kendisini suçlu hissettirecek taktiklere başvuruldu. Yapılan psikolojik baskılara ve sorgulamalara rağmen sanki orada değilmiş gibi bir gün evlenip çoluk çocuğa karışmak istediğini söylüyor ya da dinozorlar ve dünya ile ilgili bilgiye dayalı sorular soruyordu. Ağır sorgulamalar ve psikolojik baskılar sonucunda onun verdiği tepkiler hiç değişmiyordu. Bu sorgulamalar esnasında eğer onun tanımlayan bir sıfat kullanılması gerekseydi "Çelik iradeli" kelimeleri bunu karşılardı. Sorgulamalarda tek kelime etmediği gibi verilen suyu da içmeyi reddediyordu. En sonunda nabız atışları yavaşladı ve hastaneye kaldırıldı. Serumla tekrar ayağa kaldırıldı. Daha sonraki sorgulamalarında farklı yöntemlere başvuruldu. Ona rüşvet olarak daha fazla uyuma şansı tanıyabileceklerini söylediler. Ya da daha fazla geleneksel Arap yemeği... Ancak hepsini reddetti. Bir gün İkiz Kuleler'in yıkılma görüntülerini izlerken fenalaştı. 19 sorgulama metodunun 16'sı denendi. 30 gün boyunca bir koğuşa tıkılarak izole edilmek, çıplak bırakılmak ve fobilerinin üstüne gitmek bunlar arasındaydı.
CHRISTINA AGUILERA'LI İŞKENCE El Kahtani'nin sorgulaması uzamaya başlamıştı. Yorgunluktan bayılınca kafasından aşağı su boşaltılıyor ve Christina Aguilera dinletiliyordu. Uykusunu tam almasına izin verilmiyordu. En fazla 4 saat uyabiliyordu ve geriye kalan zamanda ağır işkencelerle sorgulanıyordu. Kayıtlarda özellikle dikkat çeken bir başka bölüm de El Kahtani'nin Guantanamo'daki durumuyla ilgili itirafları. Tutanakların birinde şöyle yazıyor: "063 no'lu tutuklu, onu kimsenin sevmediğini, hayvanların bile kendisinden çok daha fazla seveni olduğunu ve daha özgür olduklarını söyledi. Dışarıya fareleri izlemeye çıktığı zaman ağlayarak yaptı bu itirafları. Fareler etrafta özgürce dolaşıyor, oyun oynuyor, yemek yiyorlardı ve o da kendisini onlarla karşılaştırıp ağlıyordu." 20 hava korsanından biri olmakla suçlanan El Kahtani'nin sorgu süreci günlerce devam etti. Ama genç tutuklu, doğru dürüst sorgulanmadığı sürece hiçbir soruya cevap vermeyeceğini her seferinde belirtiyordu. Kayıtlarda daha sonraki günlerde odasına bir kadının konulduğu da yazıyor. Ancak ayrıntılar yok. Daha sonra El Kahtani, konuşmayı kabul ediyor ve Laden ile nasıl tanıştığının ayrıntılarını veriyor. Bunun dışında farklı bilgiler anlatmıyor. El Kahtani hiçbir zaman resmi olarak suçlanmadı ve bu yüzden de avukatı olmadı. İnsan hakları savunucusu gruplar, kampın hemen kapatılmasını istiyor ancak Pentagon için Guantanamo'daki tutuklular ve özellikle El Kahtani, bulunmaz bir bilgi kaynağı... Bu yüzden Washington'un gündeminde kalmaya devam ediyor. ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in buradaki sorgulama tekniklerine tam onay verdiği biliniyor. Ama El Kahtani'nin ağır travmalar yaşamaya başladığı (gaipten ses duymak, olmayan insanlarla konuşmak) belirtiliyor. Yani akıl sağlığı yerinde değil. Pentagon yetkilileri sorgulamaların "insani" boyutlarda gerçekleştirildiğini belirtiyor ancak insan hakları savunucusu gruplar, bu sözlerin hiçbir şey ifade etmediği konusunda birleşiyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|