Bir kedi, ısınmak için sokakta park etmiş bir otomobilin motoruna girdi. Otomobil çalışınca cam tüylerle kaplandı, kuyruğu kayışa sıkışan kedi can havliyle kaçtı. Vantilatör kayışı koptu, 5 bin YTL masraf çıktı. Parayı kaskodan almak, bu risk tanımlanmadığı için haftalar sürdü.
Otomobilinize kasko yaptırırken, aklınıza motora kedi girmesini poliçeye ekletmek geldi mi? Sigorta şirketleri, trafik kazaları dışında sel, su basması, deprem, yanardağ, grev, lokavt ya da terör olaylarını ek teminatlarla poliçeye ekliyor. Ancak kasko poliçesi genel şartları ya da ek teminatları içinde aracın motoruna kedi ya da fare girmesi sonucu oluşacak zararlara ilişkin özel bir madde yok. Okurumuz Y.M'nin başına gelenler, motora kedi girmesi riskinin diğer ek teminatlar olmasa da en azından yanardağ patlamasından daha yüksek bir ihtimal olduğunu ortaya koydu. Y.M, hem bir kediyi yaralamanın verdiği moral bozukluğu, hem de aracınının başına gelenleri hiçbir teminat içinde açıklayamamanın çaresizliğiyle bize ulaştı.
ÖRNEKLERİ ÇOK Ulaştı zira, başına gelenleri sigorta şirketinin yetkili servisinde anlatmaya çalışırken, kendisi gibi pek çok örnek olduğunu da öğrendi. Üstelik sadece kediler değil, fareler de otomobilleri 'geçici' yaşam alanı olarak seçebiliyordu. Doktor olan Y.M 4 Mayıs sabahı Mecidiyeköy'deki evinin önünden işe gitmek üzere yola çıktı. Otomobilini çalıştırdıktan 1-2 dakika sonra motordan, sanki bir şeye takılmış gibi ses geldi ve ön camda kedi tüylerinin uçuştuğunu gördü. Y.M sonrasında yaşadıklarını şöyle anlattı:
NELER OLDU BÖYLE "İşe geç kalmamak için aceleyle yoluma devam ettim. Ancak Rumelihisarı'nda otomobilim stop etti. Park ettikten sonra hastaneden tanıdık bir ustaya danıştım ve General Oto Servisi'ni aradım. Aynı gün saat 16.30'da otomobilimin vantilatör kayışının koptuğu, trigerde atlama olduğu, motorda bir sorun olup olmadığına bakılması için kasko şirketimi arayıp aramayacağım soruldu. Kasko şirketimden aldığım cevap, mekanik olayları ödemedikleri idi. Ertesi gün olayı Doğuş Otomotiv'e şikayete gittim. Her gün arabayı kullanmadan önce kaputu açıp kedi var mı yok mu diye bakmanın mümkün olmayacağını, bunun için üretici firmanın önlem alması gerektiğini anlattım. Üstelik bu olayda benim bir dikkatsizliğim, hatalı kullanmam da söz konusu değildi. Görüştüğüm müşteri hizmetleri sorumlusu dış etkenler söz konusu olduğu için garanti kapsamında olduğu halde ödeme yapmayacaklarını söyledi. Daha sonraki günlerde sigorta şirketim hasar dosyası açtı. İki kez eksper gitti. Kasko, ödemeyi üstlenecek gibiydi. Motor açıldıktan sonra pistonların da eğildiği saptandı. Son haliyle arabadaki masrafın toplam 5 bin YTL olduğu anlaşıldı. Daha sonra eksperin ödemeye onay vermediğini öğrendim. Servisteki hasar sorumlusu bu tür sorunlar yaşayan başka müşteriler de olduğunu ve bazı sigorta şirketlerinin ödeme yaptığını belirtti. Tam 20 gün bu konuyla uğraştıktan sonra araya pek çok kişinin girmesi sonucu paramı almayı başarabildim."
RİSKLER DEĞİŞİYOR Kasko poliçeleri çarpma, çarpılma, hırsızlık ve yangın ana teminatlarından oluşuyor. Ancak diğer riskler de müşterinin isteğine bağlı olarak alınacak ek teminatlarla güvence altına alınabiliyor. Yani istenirse enflasyon teminatı, ferdi kaza teminatı, deprem teminatı, deprem ve yanardağ teminatı, sel-su baskını teminatı ve kötü niyetli halk hareketleri teminatı eklenebiliyor. Türkiye'de ek teminatlar genellikle büyük felaketler sonrası artıyor. Örneğin 17 Ağustos depremi ardından pek çok araç enkaz altında kaldığı halde deprem ek teminatı olmadığı için kasko hizmetinden yararlanamamıştı. Aynı şekilde bir su basması olayı sel teminatını, ya da terör olayları da terör teminatı talebini artırıyor.