|
|
|
|
|
Belki gazetede görür de bize mektup yazarlar
|
|
Bandırma Cezaevi'nin kadın mahkûmları çocuklarını özlüyor. Kimi yetimhaneye bırakmış, kimi izini çoktan kaybetmiş. Tek dilekleri bir haber, ufacık bir not....
Canan Rizeli. Genç yaşında bir adama aşık olmuş. Kocası Canan'ın deyimiyle psikolojik sorunları olan bir adam. Gel zaman git zaman aile genişliyor. 4 çocuk yapıyor Canan. Bir gün... Bir gün kocası Canan'ın öz kardeşini vuruyor, öldürüyor. Canan kardeşinin acısına mı yansın, kocasının yokluğuna mı... Tam 9 yıl hapishane kapılarında geçiyor. Temiz çamaşır taşıyor kocasına. Bir kez bile sormuyor "Niye?" diye. Çocuklarımın babası dediği adam gün geliyor bu sefer aynı silahı dört küçüğe doğrultuyor. Psikolojik problemler alkolle birleşince adam kendisini öldürmek istiyor ama "Önce" diyor, ailesine bakarak, "Önce siz...." Bandırma Cezaevi'nin konfeksiyonatölyesindeyiz. Canan bir taraftan anlatıyor, bir taraftan ağlıyor: "Üzerine atladım, silahı kaptım sonra patladı. O gün kocamı kaybettim. Ama o ölmeseydi dört çocuğum da, ben de mezardaydık." İlk kez İstanbul'da tanışmış demir parmaklıklarla. 10 aylık bebeği kucağında endişeli gözlerle etrafına bakmış. Bir gece geçirdikten sonra bebeğini istemeye istemeye ailesine teslim ediyor. Bebeği gittikten sonra "Bütün gün boş boş gezindim" diyor. "Ama en kötüsü geceydi. Göğsümün üzerinde öyle bir boşluk vardı ki.... Bir yıl uyuyamadım."
MESLEK SAHİBİ OLMAK ÖNEMLİ Cezaevinde yemek saati. Elini sıkıp ayrılıyorum yanından. Mahkûm yemeğinden biz de sebepleniyoruz. Önceşehriyeli çorba, ardından tavuk yemeği ve çikolatalı bir tatlı... Tadı iyi, iyi olmasına ama... Benim keyfim yok bugün. Ayıp olmasın diye çorbayı bitiriyorum. Öğleden sonra cezaevi müdürü atölye çalışmalarını anlatıyor. 9 kurs açılmış bugüne kadar. Elektrik, sıhhi tesisat, model uçak, aşçılık, kuaförlük ve pastacılık ilk aklına gelenler. Müdür Remzi Uluşahin'in kendine has sempatik bir üslubu var. "Bırak insanı köpeği 2 ay kapalı bir yere bırak, saldırgan olur. İstesek bütün mahkûmları bunalıma sokarız ama bu mudur amaç? Amaç cezalarını çekmeleri ama topluma geri kazandırılmaları da gerekiyor. Burada onları meslek sahibi yapıyordiploma veriyoruz. Önümüzdeki günlerde inşaatı süren ek binada duvar mozaikleri yaptıracağız. Bir şirketle şimdiden anlaştık. Üstelik şirket tahliyesi gelenlere iş imkânı da sağlayacak."
EN BEĞENİLEN DİZİ "KÖPEK" Koğuşlardan birinin avlusunda sohbet ediyoruz. Atölye çalışmalarının dışında nasıl geçiyor zaman? Çoğu televizyon diyor. En beğendikleri dizi önce "Köpek", sonra "Çemberimde Gül Oya"... Müzik deyince "Sezen" diyorlar. "Ondan başkasını tanımayız. Hele 'Sen Ağlama' şarkısı var ya..." Güneş iyice tepede. Isıttıkça ısıtıyor. Biri sesleniyor çamaşırları toplasak mı? "Ne güzel değil mi güneş?" diyorum, başlarını öne eğiyorlar. İnci hapishane tecrübesizliğime alışmış. "Yok ablacım" diyor, "Güneşdoğmazmış hapishane üzerine. Baksana duvarlara, ne kadar yüksek. Çıkınca çimde yatacağız." Sevda 30 yaşında. Hapishaneye girdiği ilk gün pişman olmuş yaptıklarından. "Ama herkesin aslında burayı görmesi lazım" diyor. "O zaman hayatın önemini, değerini, özgürlüğü anlıyorsun." Ya dışarısı? Sigaralar yanıyor bir bir... "İnanır mısın dışarıdan daha çok korkuyoruz" diye atılıyor biri. Allah'tan burada iş öğreniyoruz. Yoksa ne yaparız çıkınca? Çocuklara nasıl bakarız?" Onlar Bandırma Cezaevi'nin kadın mahkûmları, kimi kocalarının canına kıymış, kimi açlıktan çalmış... Hepsinin öyküsü ayrı ama pişmanlıkları aynı. (NOT: Bugün yerim dar. Geri kalan izlenimler cumartesi günkü köşeme kaldı.)
|
|
|
|
|
|
|
|
|