|
|
|
|
|
'Irkçılığı hakaret kabul ederim'
|
|
Söyledikleriniz ülkücü camia için bir reform niteliğini taşıyor.
Evet, evet. Bir kere haksız yere çoğu zaman, Türkiye'nin sosyal ve siyasi meselelerinin yoğunlaştığı ortamlarda, birileri kalkıyor, milliyetçiliği biraz evvel ifade ettiğim 150 yıllık araştırılmış anlamından, tarifinden, tanımından uzaklaştırarak ırkçılıkla suçluyor. Ve ırkçılığın temeline dayalı olarak bunu ifadeye çalışıyor. Ve bu haksız suçlama karşısında çok kişi milliyetçiliği anlamakta güçlük çekiyor. Ve çoğunluğun bunları sebep göstererek Türkiye milliyetçiliğinden uzaklaşmaya başladığını, Türkiye'yi bölmek isteyenlerin tuzaklarına düştüğünü görüyoruz. Bunu önlemek lazım.
Ne demektir Türk milliyetçiliği peki?
Türk milliyetçiliği bir kültür hareketidir. O sebepten dolayı da ırkçılık temelini kabul etmez. Irkçılık düşüncesini aramak isteyenler varsa Avrupa medeniyetinin temellerine baksınlar, faşizm, nazizme baksınlar.
Türk milliyetçiliği faşizm ile benzerlikler taşımaz mı yani?
Türk milliyetçiliğinde böyle şeyler aramak doğru değildir. Aynı zamanda, bu söylediğinizi, Türk milliyetçilerine hakaret kabul ederim.
Peki Türkiye'de herkesi kucaklayalım diyorsunuz. Örneğin Kürtler'i de kucaklıyor musunuz?
Efendim, şimdi düşünebiliyor musunuz yani, bin yıldan bu yana bu topraklar üzerinde yaşıyoruz. Osmanlı İmparatorluğu'nun çözülüşü sonrası TC devleti bir devlet olarak bugünkü misak-ı milli hudutlarımız içerisinde yeniden oluştuğunda, Osmanlı'nın geniş coğrafyasından kalan insanlarımız da vardı. Bunlarla beraber yaşama iradesini TC devleti ortaya koymuştur. Şimdi birileri kalkmış, yani İsveç'ten, Lüksemburg'tan geliyor, Türkiye'nin bu sosyal dokusunu parçalamaya çalışıyor. Benim bin yıllık beraberliğimi kopartmaya gayret gösteriyor. İki saatte bu anlayışı ülkemize yerleştirmek isteyenlere karşılık, bin yıl beraber olanların kopması kadar üzüntü ve veren bir durum olabilir mi? Bu yanlıştan kurtulmak lazım. Bizim gayemiz de Türkiye'yi bu yanlıştan kurtarmaktır. Çünkü bin yıllık beraberliğin içerisinde bir kültür birliği oluşmuş, örf ve adetlerde, birlikte yaşamayı gerektiren sosyal hayatın bütün unsurlarında bir kaynaşma söz konusudur.
|
|
|
|
|
|
|
|
|