|
|
|
|
|
Maneviyat hortumculuğu
|
|
Çok partili hayatın akçalı-bohçalı işleri arasında bir tür maneviyat hortumculuğu olarak CİT'ler (Cemaat İktisadi Teşebbüsleri) doğdu, miras kavgaları çıktı.
Eskiden tarikatlarda şeyhin yerine gelmek isteyen birden fazla halife adayı arasında yaşanan post kavgaları Sufilerin 'çok kötü bir zamana geldik' şeklinde şikâyetlerine konu olurdu. Dingin ve doygun bireyler olmaları beklenen kişilerin bu tür çekişmeleri tarikat kurumunu yıpratırdı. Cumhuriyet'le beraber tarikatlar kağıt üzerinde kökten yasaklanmış olunca fiili varlıkları birdenbire ortadan kalkmadı. Ancak şartlara uyum sağlamaya çalışarak bir şekilde yaşamaya devam eden tarikatların post kavgası yapacak halleri kalmamıştı. Bu siyasi darbe tarikatlarda safları seyreltmiş ama samimiyet katsayısını artırmıştı. Artık tarikatçı olmak tutuklanıp hapsedilmeyi göze almak demekti.
AYIKLAYICI SIKINTI Samimi şekilde bağlı olmayan mensupların kaçak ve gizli yollardan tarikat hayatını sürdürmeye çalışmaları pek beklenemezdi. Kısacası yol hayli tenhalaşmış, gösteriş meraklıları azalmaya başlamış, tarikata cambazhane heyecanıyla gidenler ortalıktan çekilmişti. Polisiye tedbirler bu yasağı kırsalın ücra köşelerine kadar uygulatmaya yetmiyor ama korkuyu dağa taşa yayabiliyordu. Yasal takibin çok sıkı olmadığı köylerde de çoğunluk tedbirli davranıyor ve uzak duruyor, genellikle samimi aşkla Sufilikte ısrar edenler tarikatlara devam ediyorlardı. Çok partili siyasi hayatla birlikte tarikat dünyasında da ilginç gelişmeler baş gösterdi. Artık dini hayat üzerindeki yasakçı ve sınırlayıcı baskılar hafiflemişti. Siyasiler her bir oyun hesabını yapmaya koyulmuştu. Tarikat ve siyaset sahnesi kızışmaktaydı. Bu yeni dönemde hapse düşmek veya mimlenmek korkusundan kurtulanlar, tekrar tarikat ocaklarını doldurmaya koştular.
BÜYÜK PATLAMA Böylece yasakla birlikte sırra kadem basan sahteci şeyhler de yeniden mantar gibi bitmeye, hızla çoğalmaya başladılar. Bu yeni dönemde ortaya çıkan meraklılar dini ve tasavvufi bilgiler açısından pek eksik oldukları için zamane şeyhliği de kolaylaşmıştır. Artık üç-beş mistik kelam edebilen, birkaç menkıbe ezberleyip anlatabilen kişi kolayca şeyhlik taslayabilmektedir. Cehalet gelenekçi tasavvuf kültürünü sürgüne göndermiştir. Yeni dönemde tarikat kurmak ve şeyh olmak için klasik tekke ortamlarına da ihtiyaç yoktur. Belli birzikir ve ayin usulü bilmeden vaziyeti idare etmek mümkündür. Bu dönemde bazı küçük cemaat ve tarikat örgütlenmeleri müthiş bir hızla gelişmeye ve büyümeye başlar. On beş yıl kadar kısa sürede ülkede örgütlenmesini tamamlayan cemaatler görürüz.
MERKEZ SAĞ TESELLİSİ Bu süreçte yasağa kısmen uyarak veya kısmen delerek samimi bir çizgide Sufi hayatını sürdürüp inandıkları doğrultuda dindar halka hizmet etmeye çalışan hareketler kadar mistik heyecanları sömüren örgütlenmeler de vardır. Başlangıçta birkaç büyük mutasavvıf veya İslam bilgini tarafından oluşturulmuş samimi hizmet halkalarının büyük bir hızla geliştiğini görürüz. Bunlar sağ siyasi partiler zamanında belli bir oranda hoşgörü ile de karşılanırlar. Gerçi önderleri sağ partiler zamanında da takibe uğrar ve cezaevlerine konulur ama bu durumu 'ehven-i şer' olarak görürler.
GÖNÜLLÜ HORTUMLANMA Genel bir saygı görmüş kurucuların elinde siyasi, ekonomik ve ideolojik boyutlu cemaate dönüşen örgütlenmelerde ilk büyük önderlerin ardından çözülme görülmektedir. Devleşen cemaatlerde, karmaşık beşeri, siyasi, iktisadi ve ideolojik ilişkileri, kurucu önderin vefatından sonra aynı beceri ve samimiyetle yürütülemediği için dağılma kaçınılmaz hale gelebilmektedir. Ayrıca başlangıçta ahıreti kazanmak için çıkılan yol zamanla yaman bir hırs ve fitne çarşısına dönüşebilmektedir. Bazı örneklerde tarikatını tamamen iktisadi bir düzenek olarak gören ve dervişlerini de birer pazarlama elemanı şeklinde örgütleyip kullanan şeyh taslakları da çıkmıştır. Ayrıca böyle bir düzenek bile kurmadan alenen kendi dervişlerini soyup soğana çeviren maneviyat hortumcuları da az değildir. Tarikat ve cemaat örgütlenmelerinde muhakkak ki her şey ve her kişi sahte değildir. Pek çok kademede samimiyetle Allah rızası için çalışan, dünyasını düzgün yaşayarak ahıretini kurtarma gayesi güden insanlar her zaman sık sık görülebilir. Ancak cemaatlerin dünyevilik- uhrevilik dengesini yitirmeleri, Cemaat İktisadi Teşebbüsleri (CİT) sayesinde sayısız insanın küçük tasarruflarını ve emeklerini mahvetmeleri çoğu zaman kaçınılmaz olmaktadır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|