| |
Verginizi seviniz
Şu mantık yürütme hastalığını bize kim bulaştırdıysa yazıklar olsun. O kadar isterdim ki, olayları ve gelişmeleri sadece dış görünüşleriyle yorumlamayı... Bakınız! Bütün medya vergilere kazan kaldırdı. Jilete, traş köpüğüne gelen zamları eleştiriyor bizim meslektaşlar ama hepsinin tuzu kuru aslında. Hiçbirine koymaz üç kuruşluk zam. Cep telefonlarına gelen zamlar da bizimkileri ırgalamaz, çünkü çoğunun telefon parasını patronlar ödüyor. Hergün yeni bir vergi kazığı ile karşılaşan okuyucunun acılarını hafifletmek için yazıp duruyorlar, sadece... Bense, Orhan Gencebay felsefesinden yola çıkarak, acılardan zevk almanın daha makul bir yol olacağını savunuyorum. Biz niye vergi konusunda, hükümeti eleştiriyoruz? Gerçeği size söyleyeyim: Hükümetten başka eleştirilecek bir muhatap yok da ondan! Tanzanya hükümetini eleştirecek halimiz yok herhalde.. Ama acaba eleştirirken haklı mıyız? Sayın Erdoğan'ın, "IMF istediği için mecburen zam yapıyoruz" savunması da lüzumsuz. Bizim milletimiz kazığa müpteladır, o sebeple gerçekleri söylemekten kaçınmaya gerek yok. Türkiye'de yuvarlak hesap 30 milyon kişi, car car telefonla konuşuyor. Senin de vergi toplaman lazım. Neyi gözüne kestirirsin? Tabii ki cep telefonlarını... Önce havyar mavyar dediler ama o şaşırtmacaydı. Cep telefonu çarşısının hacmi ve kapasitesi çok büyük... Hastalık derecesinde konuşma alışkanlığı da cabası. Birkaç dolar zam geldi diye hiç kimse çene çalmaktan vazgeçmez. Kişi başına aylık konuşmaya 10 dolar vergi konulduğunu düşünün. 30 milyon konuşmacı dan 300 milyon dolar para toplarsın. Yılda ise, 3.5 milyar dolar yapar. Temiz, kemiksiz! Bu para, hangi hükümeti olsa kudurtur. 3.5 milyar dollars ekstra cukkanın cazibesine kimse dayanamaz. Peki, ne yapacak hükümetimiz bu parayı? Cebine mi atacak? Hayır. Bizim mebzul miktarda dış düşmanımız var mı arkadaşlar? Var. Senelerdir, hangi komşuyla ne zaman gırtlak gırtlağa geleceğiz diye tetikte beklemiyor muyuz? Bir Kardak hassasiyeti kapanmadan, Ermenistan tartışması başgösteriyor. O halde güçlü bir ordumuz olması gerekiyor, mantıken. Son model, topu, tüfeği, uçağı, denizaltısı, hücumbotu, bombası, uçağı olması gerekiyor. Tamam mı? Tamam! İşbu mantık mucibince, aslında bizim sadece telefonla konuşurken değil, yolda yürürken bile vergi vermemiz gerekiyor. Sadece güçlü bir ordu mecburiyeti yok ortada, aynı zamanda demokrasi gereği müreffeh bir politikacılar ordusu mecburiyeti de var. Ayrıca, yıllardır anamızı ağlatan "peşkeş yatırımlar" zorunluluğu da var. Veliefendi Hipodromu'nda, taylara ganyan plase bastıranlardan toplanan paraların nerelere paylaştırıldığına bir bakılırsa, yarışeverlere bu büyük fedakarlıkları sebebiyle "üstün hizmet madalyası" dağıtılması konusu bile gündeme gelebilir. Sayın hükümetimizin muhtelif mal ve hizmetlere geçirdiği vergilerin mantığı budur. Birbirimize katakulli yapmayalım. Kazıktan kurtulmak imkansızsa, zevk almaya bakacaksın, felsefesine sarılalım, muhtemel vergi kazıklarını sevgiyle karşılayalım.
|