kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Reha Muhtar @ SABAH
 

Kıskançlık ve ihanet...

Ben erkeklerin, varsa karılarını, yoksa sevgililerini, ikisi de yoksa ilgi duydukları güzel kadınları kıskandıklarını sanırdım...
Ben kadınların varsa kocalarını, yoksa sevgililerini hiçbiri yoksa ilgi duydukları erkekleri kıskandıklarını zannederdim...
Yıllarım, bu hurafelerle, hiçbir doğruluğu olmayan inançlarla geçti benim...
Kendim için de kadın partnerlerim için de bu saçmalıklara inandım...


Sevgilim beni çok kıskandığında, onun beni çok ama çok sevdiğine ihtimal verdim...
Beni o kadar çok seviyordu ki, bir gıdımımı bile başkalarıyla paylaşamıyordu...
Bütün salaklar gibi ben de bu hurafenin peşinden yürüdüm gittim yıllar boyu...
Çok kıskananın çok sevdiğine, benim için çok şeyi yapacağına, hiç kıskanmayanın ise, beni çok kolay satacağına inandım...
Çünkü en büyük hurafeye inanıyordum...
Çünkü kadının erkeğini, erkeğin de kadınını kıskandığı zırvasının müritlerindendim ben de herkes gibi...


Bir gün, beni en çok kıskananın, gözü en fazla oynaşta olan olduğunu fark ettim...
Beynimden vurulmuşa döndüm...
Yıllarca kadınlarla ilgili biriktirdiğim, sarıp sarmaladığım, özenle sakladığım müthiş duygum ve yargım, yerle bir olmuştu...
Neydi?.. İşin sırrı neredeydi?.. Yoksa, en kıskanç olanlar mı, en çok ihanet edenlerdi?..
Yoksa aşırı kıskançlık mı, ihanet ederek alıyordu intikamını?..


Salak bir hurafenin, salaklaştırılmış bir müriti olduğumdan, bunu da uzun zaman çözemedim...
Kıskançlıkla ihanet arasındaki o korkunç bağın düğümüne takılıp kaldım...
Çevremde, müthiş giden beraberlikler, bağıra çağıra ortaya çıkan ihanetlerle sanki raks
ediyordu...
Kıskançlıklarla, ihanetler, birbirlerinin peşi sıra meydana gelen hangi oyunun parçasıydılar?..
Nedenini, niçinini kimse bilmiyordu...
Artık ipin ucu kaçmıştı.. Ne erkeğin kadını, ne kadının erkeği hiç anlayamadığı, çok anlamak istemediği, aslında istese de pek anlayamayacağı bir kördüğümün parçasıydı herşey...


Bir gün, kadınların kıskandıkları şeyin başka kadınlar, erkeklerin kıskandıkları şeyin diğer erkekler olduğunu farkettim...
Sevgilim beni kıskanmıyordu!..
Sevgilim, bana ilgi gösteren, ya da beni
"kapmaya" çalışan diğer kadını kıskanıyordu...
Ben o iki kadın arasında kalmış bir piyondum...
Aslında kıskanılan ben değildim...
Benim kadınımın kıskandığı, diğer kadın ya da diğer kadınlardı...
O, savaşı onlara karşı kaybetmek istemiyordu...
Tersine onlara karşı kazanmak istiyordu...
Diğer kadınların ilgisi olmasa, ortada kıskanılacak hatta uğrunda savaşılacak bir erkek de kalmıyordu...


Erkekler de aslında karılarını ya da sevgililerini kıskanmıyorlardı...
Onlar da daha çok, kadınlarına ilgi gösteren diğer erkekleri kıskanıyorlardı...
Cazip olan, ilgi çeken erkekler, hemen diğer erkekler tarafından karalanmaya tabi tutuluyordu...
Tipsiz oldukları pek söylenemediğinden, daha çok karaktersiz oldukları üzerine çeşitlemeler yapılıyordu...
Hiçbiri fayda vermezse da direkt küfür ediliyordu...
Yüzyılların hurafesi doğru değildi...
Kıskançlık karşı cinse değil, hemcinsine yönelik kahrededici bir duyguydu...
İhanet ise çift taraflıydı... Hem kendi cinsine... Hem de karşı cinse...
İhaneti anlatmak da bir başka güne...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Barda kadın ve erkek...   / 30-04-2005
 Skor aldatmasın   / 30-04-2005
 Hint fakiri gibi   / 29-04-2005
 Seks skandalı...   / 28-04-2005
 Bulak mı Ümit Özat mı?   / 27-04-2005
 Bir kadının aşkı ve onuru...   / 26-04-2005
 2 ayda 8 kilo   / 24-04-2005
 Tümer ve A.Hassan kurtardı   / 24-04-2005
 Beyin fırtınası   / 23-04-2005
 G.Saray'a 'hava' gerekli   / 22-04-2005
REHA MUHTAR
Kıskançlık ve ihanet...
Ben erkeklerin, varsa...
MEHMET BARLAS
Gerçeği görmeliyiz dostum başka çaresi yok
Sezen...
İLKER SARIER
Verginizi seviniz
Şu mantık yürütme hastalığını bize kim...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Türküler kirlenmez ama...
Eminim ki bir Beyoğlu aşığı...
SAVAŞ AY
Bir Çiçek Bar gecesinden
Havalar bir iyi bir kötü...
HINCAL ULUÇ
"Kadınlar maymun gibidir.."
Başlıktaki laf bana değil,...
EMRE AKÖZ
1 Mayıs İşçi Bayramı
Marksist tarihçi Edward Palmer...
ALTAN TANRIKULU
Küçük şeyler..
Dünya üzerinde yaşayan yaklaşık 6 milyar...
MAHMUT ÖVÜR
Gazhane çürümeye terk edildi
Kadıköy Hasanpaşa'da tarihi...
Şimdi sıra geldi şampiyonluğa
Şimdi sıra geldi şampiyonluğa
Fenerbahçe, sambacıları Nobre ve Alex'in golleri ile Trabzon'u yıktı.
Kritik hatalar
Kritik hatalar
Papila, penaltı olması gereken pozisyonda frikik verdi. O frikik gol...
Irak antrenman sahası
Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan Irak'a Komşu Ülkeler Dışişleri...
Ecevit: Ruhban Okulu açılabilir
Eski başbakanlardan Bülent Ecevit "Okul açılabilir ama, laiklik...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu