|
|
|
|
|
|
Benim babam kahraman
Profesör Dr. Yücetürk, bacağından umut kesilen oğlunu 14 kez ameliyat edip yürütmeyi başardı.
Bu, bir babanın 11 yıllık azminin ve zaferinin öyküsü... Her şey 1994 yılında yaşındaki Okan'ın bacağını havuzdaki su deliğine kaptırmasıyla başladı. Kangren riski oluştu.
HABERİ ALINCA KOŞTU Ortopedist Aydın Yücetürk acı haberi Ankara'da ameliyatta aldı. İşini bitirince Antalya'ya uçtu. Oğlunu görünce ameliyatı kendisi yapmaya karar verdi.
ON SAAT AMELİYAT On saatlik operasyonla bacağı kurtardı. On yıl içinde 13 ayrı ameliyatla ayağa kaldırdığı Okan "Babam gerçek bir kahraman" diyor.
DOKTOR İÇİN ZOR KARAR Bir doktor yakınını ameliyat etmeli mi? Bu, tıpta çok tartışılan bir konu. Baba Yücetürk "Ben o an anladım ki, gerekirse yapılmalı. İnsan, her şeyin en iyisinin yapıldığına başka nasıl emin olabilir ki" diyor.
Yürümeyi başardı top bile oynuyor
11 yıl önce havuzda kaza geçiren Okan'ın babası Prof. Aydın Yücetürk, oğlunun bacağının kesilmesine izin vermedi. Geçen süre içinde babası tarafından 14 kez ameliyat edilen Okan bugün futbol oynayabiliyor.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Aydın Yücetürk bugüne kadar 200 kol ve bacağı kesilmekten kurtardı, bunlardan bir tanesi de oğlu Okan Yücetürk'ün bacağı oldu. Dokuz yaşında tatil için annesiyle gittiği tatil köyünde havuzun giderine sıkışan ve kalbi durmuşken son anda ölümden kurtulan Okan'ın kesilmesine karar verilen bacağını babası kurtardı. 10 saatlik operasyon sonucu oğlunun ölen bacak dokularını canlandıran babası aradan geçen 10 yıl içinde 13 ameliyat daha yaparak sakat kalmasını da engelledi. Şimdi son olarak tek bir operasyon kaldı. En sevdiği spor futbol olan Okan, "Babalar herkes için özeldir, ama benim için babam gerçek bir kahramandır" diyor. Prof. Dr. Aydın Yücetürk, oğlunun yaz tatili için gittikleri Antalya'da bir tatil köyünün havuzunun giderine sıkışıp kaza geçirdiğini Ankara'da bir hastasını ameliyat ederken öğrendi. Önce ameliyatı tamamladı, sonra Antalya'ya doğru yola çıktı. "O an anladım ki bir baba için dünyanın en zor anlarından biri çocuğunun hayatından endişe duyduğu andır" diyor.
BABASINDAN EMİNDİ Oğlunun yaşadığı haberini alınca sevinmeye vakit bile bulamadığını anlatıyor. Doktorlar hastanede oğlunun bacağının kesilmesi gerektiğini görmüşler, ancak bu işte uzman olduğu için babasını beklemeye karar vermişlerdi. Bacak kangren riski taşıyordu, bu da Okan'ın yeni bir ölüm tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyordu. Okan hayatını etkileyen o anı anlatırken, "Aslında her şey birden olup bitmişti. Ben havuzdayken birden bir şeyin beni dibe doğru çektiğini hissettim. Sonra uyandığımda 'baban gelecek' diyorlardı. Babamın gelip beni kurtaracağından çok emindim" diye anlatıyor ameliyat aşamasını.
PROFESÖR FARKI Okan için o ameliyattan sonra her şey bitmemiş. Ölen bacak adalelerini canlandırmak için 19 yaşına kadar toplam 13 operasyon daha geçirmesi gerekmiş. Vücudun başka bölgelerinden alınan deriler o bölgeye nakledilmiş. Birkaç ay felç yaşamış. "Artık ameliyatlar benim için rutin hale gelmişti. Ameliyatlarımın çoğuna babam girdiği için kendimi daha güvende hissediyordum. Doğrusunu söylemek gerekirse babam hasta olarak ağlamama, yakınmama hiç fırsat vermedi. Diğer hastalarından çok daha realist davrandı bana" diye anlatıyor Okan babasıyla yaşadığı doktor hasta ilişkisini. Prof. Dr. Aydın Yücetürk, "Oğlumun ameliyatlarından birini yaptıktan sonra hastaneye vezneye ameliyat parasını ödemeye indim. Masraflar dışında bir de profesör farkı koymuşlar. Ameliyatı ben yaptığım için itiraz edip ücreti ödemedim." Diye anlatıyor bütün o yıllar boyunca başına gelen traji komik olayları. Anadolu Sağlık Merkezi Tıbbi Hizmetler Direktör Yardımcılığını yapan Ortopedi ve Travmatoloji Prof. Dr. Aydın Yücetürk oğlu dışında bugüne kadar 200'e yakın hastanın kol ve bacağını kesilmekten kurtardığını anlatıyor. "Yaptığım en zor ameliyat oğlumunki olmadı. Onunki on saat sürdü, ancak 17 saat süren ameliyatlarım da oldu." diyor.
İLGİNÇ HEDİYELER Hayattaki en büyük zevkinin kurtardığı insanlar ile görüşmek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yücetürk, sık sık hediyeler aldığını anlatırken, "Aldığım en ilginç hediye yarım şişe viskiydi. Onun dışında Çukurova'da bir işçi parmaklarını diktiğim için her yıl bana çuvalla çekirdek yollar" diyor. Yücetürk oğlunun başına gelenler için ise "Şans mı şansızlık mı bilmiyorum ama ben tüm hastalarım için hep şükrederim" diyor.
ESRA TÜZÜN
|
|
|
|
|
|
|
|
|