Only for you
Bir hafta Mısır'daydım.. Eşimle güzel bir tatil geçirdim.. 5 bin yıl öncesinin uygarlığını inceleme fırsatı buldum. Baştan söyleyeyim Mısır'ı sevdim.. Özellikle tarihi eserlere hayran kaldım.. Piramitler sadece buzdağının görünen kısmı.. Diğer kentlerdeki tapınaklar, dev mezarlar, anıtlar görülmeye değer.. Neyse Mısır'ın tarihinden söz etmeyeceğim size.. Önemli olan insanın değişik bir ülkede yaşadıkları, anıları.. Parayla satın alamayacağı dakikalar, tecrübeler, güldükleri, düşündükleri ve hafızasına kazıdıkları.. Önemli olan bunlar.. Kahire'ye uçtuk önce.. Ardından Luxor'a gittik.. Mısır'ın güney kısmına.. Sıcak mı sıcak.. Nil'in üstünde son derece güzel gemilerle başladı yolculuğumuz.. Aswan'a kadar sürdü.. Aswan'ın dünyaca ünlü barajını gezdik.. Dünyanın en çok granit çıkartılan kentindeki bitmemiş dev dikilitaşı gördük.. Akşam olunca da gemimize döndük.. Turistlerin hemen hepsi akşamları gemide geçirdiler. Ama kanımızda gazetecilik var bir kere.. Saat 10'dan sonra dışarı çıktık. Koca kentte 23 turistle karşılaştık.. Baktık ki arka sokaklarda hayat daha canlı.. Biraz yürümeye başladık.. Ve dev Aswan pazarını bulduk.. Eski Mısır uygarlığıyla ilgili heykelcikler, takılar, süsler, eski eşyalar, baharatlar, kıyafetler ne ararsanız var pazarda.. Ve oldukça ucuz.. Mağazalardan birinde bir tavla dikkatimi çekti.. Sedef işlemeli çok şık bir tavla.. Arka tarafında da satranç oynayabiliyorsunuz.. Fiyatını sordum.. "480 pound" yanıtını aldım.. Bir pound'ları yaklaşık bizim 200 bin liramız.. (Veya 20 kuruşumuz) Neyse.. Oradan çıktık.. Başka bir mağazada nefis el yapımı bir kilim gördük.. Mağaza sahibi hemen bizi içeri çağırdı. Eşimle bana çaynane ısmarladı.. Kilimle ilgili eşim konuşurken orada da aynı tavladan gördüm.. Fiyatını sordum.. "540" dedi.. "Nasıl olur, diğer mağazada 480" dedim.. Başladık pazarlığa.. Yarım saat sonra 300'e indi.. Ve bize "Only for you", yani "Sadece sizin için" dedi.. Ve ekledi.. "This is a secret between you and me", "Bu aramızda bir sır.." Büyük boy sedef tavlayı 60 milyona almıştık.. Türkiye'de o paraya bulamayacağımız güzellikte bir tavlaydı. Eşimle adeta güle oynaya gemiye döndük.. Ertesi gün Kahire'ye uçtuk.. Oldukça güzel yerler gezdik.. Kahire'nin dünyaca ünlü Khan El Halili çarşısına girdik.. Aynı tavladan yine gördüm.. Fiyatını sordum.. "280 pound" demezler mi? Başımdan aşağı kaynar sular döküldü.. Daha pazarlık yapmadan 280 pound.. Eşimle birbirimize bakıştık.. Çarşıda başka tavla görünce başımı döndüm gittim.. Ertesi gün kaldığımız otelin karşısında son derece lüks bir alışveriş merkezi vardı.. Oraya da gittik.. Yanımızda da Koreli dostlarımız vardı.. Tavla en üst katta yine karşıma çıktı.. Fiyatı bu kez 195 pound'du.. Eşim parfüm şişeleriyle uğraşırken içeri daldım.. Sıkı bir pazarlıkla 150 pound'a, yani Aswan'daki halk pazarındakinin yarısına bir tavla daha aldım.. En azından ortalamayı düşürmeyi başarmıştım.. Ve Kahire Havaalanı.. Free Shop'ların olduğu bölümde tavla yine karşımdaydı.. Önce korktum sormaya fiyatını.. Sonra dayanamadım.. "600 pound' yanıtını alınca koltuklarım kabardı.. Bir mağaza ötede bir tane daha gördüm.. Aynı tavladan.. Fiyat bu kez 480'di.. Mısır'daki her şeyin fiyatı işte böyle. Size özel. Pazarlık gücünüze, sabrınıza bağlı. Aswan'daki satıcının söylediği gibi, Only for you, yani.
|