  |
|
Değişik bir petrol krizi
Petrol fiyatları geçenlerde erişilen 57 dolarlık düzey ile rekor kırdı. Gerçekten de, 1974 ile 19791981 yıllarından sonra, üçüncü petrol şokunu veya krizini yaşıyoruz . Ancak ilginç olan, bu derecede yükselen petrol fiyatlarının dünya ekonomilerine olan olumsuz etkilerinin sınırlı kalması. Petrol fiyat artışının en önemli nedeni, talebin yükselmesi. ABD, Çin ve Hindistan talep artışında başı çeken ülkeler. ABD'de soğuk geçen kışın yarattığı ek talep, Çin'in günlük petrol ithalatını 2.5 milyon varile çıkarması ve Hindistan'ın yıllık 30 milyar dolara çıkan petrol ithalatı bunun göstergeleri. Günlük verilerle, 2004 yılında 82.5 milyon varile ulaşan dünya talebinin % 60'ı zenginler kulübü olarak adlandırılan OECD ülkelerinden kaynaklanıyor. Gerisi ise OECD dışı ülkelerden geliyor. Buna karşı petrol arzı kısıtlı. Talebe hemen cevap veremiyor. Rafineri kapasitesi yeterli değil.
Fiyatlar ne olacak?
İleriye dönük satışlarda 6 ay sonrası için 45 ile 55 dolar arasında fiyatlar veriliyor.Bunu ve önümüzdeki yıl dünya ekonomilerinde beklenen yavaşlamayı da dikkate alan petrol fiyatına ilişkin tahminler, 2005 yılı için 47 dolar, 2006 yılı için ise 42 dolar civarında dolaşıyor. Bu fiyatlara bakınca ve geçmişteki oluşumları da dikkate alınca, enflasyonun artacağını, büyümenin düşeceğini, durgunluk yaşanacağını düşünüyorsunuz . Ancak bunların hiç birisi olmuyor. Sayısı sınırlı bazı ülkeler dışında işler yolunda yürüyor. Nedenler üç noktada yoğunlaşıyor. Birincisi, grafikten de izlenebileceği gibi, 2004 yılı fiyatları esas alınarak, yani enflasyon faktörü düşülerek bulunan reel petrol fiyatları 1981'de ulaşılan düzeyin hala yarısında. En yüksek fiyatlar 19791981 yıllarında gözlenmiş. 2004 fiyatları ile 100 dolara yaklaşıyor.
Etkin kullanım
İkincisi, petrol 1970 ve 80'li yıllardan çok daha etkin kullanılıyor. O zamandan başlayarak alınan önlemler ülkelerin petrole olan bağımlılığını azaltmış. Petrolü daha tasarruflu bir biçimde kullanmaya itmiş. Bunun istisnası ABD. Etkin önlemler almakta hala gecikiyorlar. Sert geçen kışlar talebi artırıyor, petrol fiyatını da hemen etkiliyor. Üçüncü neden, sanayileşmiş ülkelerdeki büyümenin petrole daha az bağımlı hale dönüşmesinden kaynaklanıyor. Büyümede başka faktörler rol oynuyor. Dolayısıyla da petrol fiyatları artınca ekonomik durgunluk ortaya çıkmıyor. Bunun bir örneği de Türkiye. Bu denli yüksek petrol fiyatları 2003 ve 2004 yıllarında ne enflasyonu ne de büyümeyi etkiledi. Enflasyon hedefin altında, büyüme de bir kat üstünde çıktı. Kuşkusuz sayısı sınırlı olsa da bazı ülkeler bu gelişmelerden olumsuz etkilenebiliyor. Bu ülkelerin başında Kore var. Kore, tüketim toplumu olmayı arzulayan bir ülke. Petrolü de fazla kullanıyor. Bunun sonucu artan petrol fiyatları ekonomide talebi azaltıyor. Enflasyonist eğilimler ortaya çıkıyor Önümüzdeki dönemlerde umarım beklenen olur. ABD, Çin ve Hindistan'ın büyümelerine bağlı olarak azalacak petrol talebi fiyatları da aşağı çeker. Normali ortaya çıkar.
|