| |
|
|
Tayyip Erdoğan'ın Sezer'leşmesi mi?
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i, toplumun değişik kesimleri ile diyaloga açık olmaması, içine dönüklüğü ve 19 Şubat 2001 Çankaya Krizi'ndeki gibi sert tepkiler vermesi nedeniyle zaman zaman eleştirdik geçmişte. Ancak geçen zaman içinde Başbakan Erdoğan'ın da Sezer'leşmeye başladığını gözlemlemekteyiz. Kendi dar çevresine kapanmak, kendisi gibi düşünmeyenlerle diyaloga girmemek, karşıt görüşlere veya eleştirilere ölçüsüz ve sert tepkiler vermek, Başbakan Erdoğan'ın bugüne yansıyan portresinin hakim renkleri. Halkın oyu ile iktidar olan, başarıları ile kendisine oy vermeyenlerin de beğenisini ve desteğini elde eden bir siyasi lider, hangi dürtülerle bu noktaya gelir bilemiyorum. Bir ülkenin başbakanı olmak demek, o ülkenin bütün kesimlerinden destek almayı hedeflemek anlamına gelmiyor mu? Alışılmış biçimde " Çevresi yüzünden" demek de istemiyorum. Neticede o çevreyi de kendisi seçmiş değil mi? Kısacası anlamakta zorlanıyorum. Acaba gerçekten Cumhurbaşkanı olmak istiyor ve Sezer gibi davranarak bunun antrenmanını mı yapıyor?
|