Özlem
Saçımı taramayı özledim demiştim. Biraz evvel bir çekmeceyi düzeltirken, unuttuğum bir kutuyu açtım. İçinden yedek bir tarak, bir saç fırçası, bigudi, pensler ve saçı ensede toplamak veya tutturmak için gayet süslü kahverengi plastik saç tokaları var. Kullanmak için kısa da olsa saç lazım... İçim bir tuhaf oldu, hemen kapatıp, kaldırdım. Nankörlük etmeyeyim. Daha Özcan Deniz'in saçı boyunda olmasalar da uzuyorlar.
DENİZDE SİS Sanki tül perdeden denizi seyrediyorum. Abidin Dino'nun "Denizde Sis" resmi gibi ya da siyah beyaz çekilmiş soluk bir resim. Her taraf grilik içinde belli belirsiz bir Arnavutköy silueti... Güneş bir pundunu bulmuş bulutların arasından sıyrılmış gümüş gibi parlıyor. Bebek koyuna aksetmiş hayali, irili ufaklı tekneler, şıkır şıkır parlayan suyun üzerinde nazlı nazlı salınıyorlar. İçime gümüş rengi bir ışık doluyor. Terasa çıkıp "Sizi seviyorum" diye bağırmak istiyorum.
CAN AĞACI Bebek'ten Hisar'a geldik. Sahil boyu arabayla çok yavaş ilerlediğimizden, ben de etrafı inceliyorum. Solumda konserlerin olduğu yer, çay bahçeleri derken gözüm çok yukarılara kaydı. Surların taşlarının içinden fışkırmış bir ufak ağaç. Lütfen siz de bir bakın geçerken... Ben yanlış mı görüyorum? Öyle ufak bir bitki, sarmaşık falan değil bu. Kış olduğu için yapraklarını dökmüş, kuru dallarıyla çıplaklığıyla hafiften utanan... Ama bir ağaç. Ben de taşların, betonların arasından doğal ortamı olmadan fışkıran bitkilere taktım. Ben bunlara "Can Ağacı" diyorum. O kadar sıkışık maddelerin içinde kök salacak en ufak bir yer yokken nasıl bir yaşama arayışı, azmi içinde oralarda can buluyorlar? Genetik programlarındaki yaşam güdüsünü harekete geçirerek kendilerini gerçekleştiriyorlar. Bu kadar zoru başarma gücüne ve yaşama sevincine hayranım bu canlıların. Yeniköy'de bir arkadaşımıza geldik. Etrafta yılbaşından kalma çam ağaçları var. Üstlerinde süsler ve göz kırpan ışıklar... Soğuk karanlık kış günlerinde neşe saçıyorlar pırıltılarıyla. Bugün 2005'in ilk günü. Yeni yılda sevdiklerinizle sıhhatli, neşeli, başarılı günler diliyorum.
BAHARDA AÇACAK Önemli not: Can ağacının çıplak oluşuna bakmayın, kuru da değil. Sadece bir hastalık geçirmiş gibi kışın zorluklarına dayanmak için öyle. Benim gibi kel. Ama baharda yemyeşil yapraklarla dolacak. Bir bakarsınız, surların ortasından fışkırmış, sur duvarında havada duran ağaç üstüne üstlük bir de çiçek açmış. Zorlukları yenip mutluluktan çiçek açmanız dileğiyle...
|