|
|
|
|
|
Paslanmayan kadın
|
|
İlk kez rahmetli Fikret Kızılok'un bir röportajında duymuştum bu sözü: Paslanmayan Kadın. Doğrusu çok da hoşuma gitmişti... Denize kerhen başlayıp sonra da vazgeçen tipleri anımsatmıştı bana... Bazı denizcilerin aksine, hanımların denize iyi uyum sağladıklarına ve iyi denizci olduklarına inanırım. Fazla düşünmeye de gerek yok. Dünya seyahati yapanların büyük çoğunluğunun bu işi eşleriyle birlikte yaptıklarını düşünürseniz, dünyayı dolaşan yelkencilerin yarısına yakınının kadın olduğunu görürsünüz. Yakın bir zamanda "Tek Başıma" adlı kitabı Türkçe'ye de çevrilen Tania Aebi, 18 yaşında tek başına dünyayı yelkenle dolaşan bir kızdır.
DÜNYA REKORU Yine geçtiğimiz günlerde erkeklerin elinden dünya rekorunu alan Ellen Mc Arthur'u da düşünürseniz öyle saplantılara filan takılıp kalmadan hanımların iyi denizci olabildiklerini görürsünüz. O zaman bu "paslanmayan" sözü nereden çıktı, diye düşünüyor insan... Galiba mesele dönüp dolaşıp gençliğinde bu işi zevkle yapan hanımların sonradan denizden uzaklaşıp uzaklaşmadıklarına takılıp kalıyor. Kırk yıldır yeşiyle birlikte denizlerde dolaşan bir insan olarak söyleyeyim, denizle tanışan erkek olsun, kadın olsun kolay kolay ayrılamıyor. Ama hanımların yaşları ilerledikçe eskisi kadar hevesli olmadıkları da bir gerçek. Yani ufak da olsa bir paslanma başlıyor. Üç dört ay önce Hülya Leigh adlı bir hanım denizcimizle tanıştım. İngiliz eşi Derek'le birlikte 6 yılı Atlantik Okyanusu, ABD ve Akdeniz'de geçirmişlerdi. Bana yazdıklarını gönderdi. İlginç ve keyifli anılardı. Eşinin kendi eliyle yaptığı Spray tipi tekneyle, hem de natamam halde denize açılmış, binbir macera yaşamışlardı. Denizle yeni tanışan bir hanımın neler hissettiğini, başka kadınlarla konuştuklarıkonuları, yabancı kadın denizcilerin neler yaptıklarını ilgiyle okudum. Özellikle de paslanma konusunu!.. Hülya Leigh'in anıları "Okyanusta Bir Türk Kızı" adıyla kitap olarak yayınlandı. Hülya Hanım'ın İstanbul Boat Show'da ilk kez satışa sunulan kitapla ilgili saptamaları ilginç. Bayan okurlar kadar erkek denizciler de kitaba ilgi gösteriyorlarmış. "Eşimin bunu okumasını çok istiyorum. Belki onu böylece denize çıkmaya ikna edebilirim, diyen pek çok kişiyle konuştum" diyor Hülya Hanım. Demek ki denize çıktıktan sonra değil çıkmadan da paslanan hanımlar var. Ama yine de haksızlık yapmayalım. Erkekler içinde de "Aman ben yelken filan anlamam, denizden uzak durmalı" diyenler yok mu? Galiba işin esası paslanmayan kadın değil, paslanmayan insanlar, paslanmayan zevkler, paslanmayan beyinler bulmakta.
|
|
|
|
|
|
|
|
|