| |
Çok mutluyuz
Devlet İstatistik Enstitüsü, kapsamlı bir araştırma yapmış. Türk halkı, "mutlu" çıkmış! DİE'ye ne kadar teşekkür etsek azdır. Bizim medyanın kâbus üreticilerine bundan daha güzel bir cevap olamazdı. Her gün bin bir meşakkatle hazırlanan gazeteler ertesi sabah okuyucunun önüne gidiyor ve sevgili yurttaşlarımız köşe yazarlarını okumaya başlıyorlar. 15 dakika sonra moral sıfır! Ölmüşüz abi biz yahu, baksana herif neler yazıyor! Cari açık bilmem nereye dayanmış, dış ticaret dengesi yengen olmuş, Kerkük elden gidiyormuş, ben ağlamayayım da kimler ağlasın, kardeşler. CHP de muhalefet yapamıyormuş. Alman gazetecinin söylediğine göre AKP gizliden gizliye türban olayına giriyormuş, ayvayı yedik dostlar! Şimdi git bu moral motivasyonla bir de eşşek gibi çalış. Her sabah birkaç köşe yazarına takılan okuyucunun o saniye psikiyatrlık hale geldiğini düşünebilirsiniz ama öyle olmuyormuş işte. Hatta halkımız o kadar sağlam bir mutluluk anlayışına sahip ki, her akşam karşısına kurulduğu TV haberlerinde izlediği Reality Show'lar bile vız gelip tırıs gidiyor. Üç kişi yangında cayır cayır gitti, otobüs dereye uçtu, 35 kişi sizlere ömür, 45 tane sefil 14 yaşındaki kıza sırayla tecavüz etti, her akşam karısını pataklayan alkolik koca, karısı kaçınca sevgilimi geri isterim diye çatıya çıktı. Hepsi hikâye! Halkımız mutlu arkadaşlar. Ne kadar çırpınsanız nafile.. Çünkü sevgili halkımız, dünyanın tüm öteki halkları gibi gerçek hayatın içinde yaşamaktadır ve gerçekçidir de. Sizlerin anlayamayacağı kadar gerçekçi bir halk da, mutsuzluk ve umutsuzlukla yaşanmayacağını bilir. Neticede iyimserdir halklar.. Sadece, halkın duygularını, düşünce sistemlerini ve ihtiyaçlarını ruhunda hissetmeyen entel bozuntularıdır, sürekli mutsuzluk pompalayanlar. Bunu da bilerek yapmazlar. İçlerindeki tatminsizlikleri, hayal kırıklıklarını ve sevgisizliklerini dışarı yansıtırlar. Sırası gelmişken, Türkiye'de şöyle sakat bir anlayış da var. Bir kısım medyacıya da bulaşmış bir sakatlık. Gerçek entelektüel, mutsuz olurmuş! Yok yahu? Ruh hastaları hariç, hangi entelektüel mutsuzdu söyleyin bakiim? Günümüzün en büyük düşünürlerinden Noam Chomski mutsuz mu? Einstein mutsuz muydu? Newton, Openheimer, Carl Sagan, mutsuz muydu? Birkaç istisna hariç... Louis Pasteur, Aristoteles, Charles Darwin, Kopernik, Lavoisier, Faraday, Martin Luther, Karl Marx, Graham Bell, Descartes, Voltaire, Kepler, Rousseau ve burada saymakla bitmeyecek yüzlerce değerli entelektüel hepsi de mutsuz muydu? Hayır! Siz kavramları yanlış kullanıyorsunuz. Entelektüel birikim, insanda, problemleri görme ve bunlar üzerine düşünme enerjisi yaratır. İşte bu enerji entelektüel kişiyi, boş vermekten ve içi boş bir serseri hayat yaşamaktan alıkoyar. Ama bu ruh hali ve şartları değiştirme çabası, mutsuzluk demek değildir! Tersinden ispat edelim: Medyadaki bazı ruhsuzların zannettiği gibi, sürekli huzursuz, tatminsiz, geçimsiz ve perişan halde görünmek, insanı otomatik olarak entelektüel yapmaz. "Düşünüyorum öyleyse varım" misali, "mutsuzum öyleyse entelektüelim" numarası sökmez yani... Bu tipleri hamama götürmek belki çok yerinde olurdu. Termal termal!.
|