|
|
|
|
|
|
Ramon ötenaziyle insan olmayı seçti
Altın Küre ödüllü film 'İçimdeki Deniz' bugün gösterime girdi. Ötenazi hakkını kullanarak tüm dünyada tartışmalara yol açan Ramon Sampedro'nun hayatını konu alan filmin başrol oyuncusu ise İspanyol aktör Javier Bardem Başarılı performansıyla göz dolduran Bardem, GÜNAYDIN'a yaptığı açıklamada canlandırdığı Sampedro'nun ötenazi seçimine saygı duyduğunu söyledi: Bence Ramon, 'Tanrı'sı olan biri. O daha özgür ve insan olmayı seçti.
Genç yaşlarda ressam olmayı istiyordu. Madrid Sanat Okulu'nda okudu fakat başarılı bir ressam olamayacağına karar verdi. Yazar, inşaat işçisi hatta striptizci olarak çeşitli işlerde çalıştı. İlk kez 1974 yılında İspanya'da bir televizyon programında rol aldı. 10 yıl önce bir barda yabancı biri ismini sordu, o da söyledi. Adamsa ona bir sebep söylemeden yumruk attı ve burnunu kırdı. 2003 yılından beri kız arkadaşı Cristina ile beraber Madrid'de yaşıyor. 2000 yılında çekilen 'Before Night Falls' isimli filmindeki performansıyla Oscar'a 'En İyi Erkek Oyuncu' dalında aday olan ilk İspanyol oldu... Sözüne ettiğimiz kişi bugün gösterime girecek olan 'İçimdeki Deniz' filminin başrol oyuncusu Javier Bardem... Buradaki oyunculuğuyla 'Altın Küre Ödülleri'nde 'drama' dalında 'En İyi Erkek Oyuncu' ödülüne aday gösterilen Bardem, Ramon Sampedro'nun yaşadığı hisleri filmde başarıyla izleyiciye geçiriyor. "Bu film sevginin ve aşkın hikayesini anlatıyor" diyen Bardem, GÜNAYDIN'a samimi açıklamalarda bulundu.
DÜŞÜNCELERİ İNANILMAZ
* Aşk, sevgi, hayat, cinsellik gibi önemli konuları dikkate aldığımda, Ramon'un düşünceleri inanılmaz etkileyici. 'Cehennemden Mektuplar' isimli kitabını ve şiirlerini okudum. Ölüm, bedene sahip olmak, bencil ve koşulsuz aşk ve sevgi hakkında çok şey anlatmış. Ama hemfikir olamayacağım şeyler var; onun yerinde olsaydım, ölümü seçmeyebilirdim. Ben ölümden korkarım.
* Filme başlamadan önce Ramon Sampedro'nun kim olduğunu biliyordum. 1998'de ölüm anının görüntüleri yayınlandığında İspanya'da ve hatta dünyada ciddi anlamda bir tartışma yarattı. O, Avrupa mahkemelerine ötenazi hakkı için başvuran ilk Avrupalı oldu. Bence Ramon, Tanrı'sı ve vicdanı olan biri. Yaptıklarıyla daha özgür ve insan olmayı seçti.
* Her çekim günü 5-6 saatlik makyaj yapıldı. Burnum hariç yüzümde tamamıyla makyaj vardı. Sonra aynaya bakınca rahatlıyordum çünkü canlandıracağım karakterin yüzde 50'si hazırdı.
* Yatağa bağlı birini canlandırmak kolay değildi. Kendimi sakinleştirmeyi öğrendim çünkü hareketsiz kalmam gerekiyordu. Durağan bir şeyden hareket çıkarmam lazımdı. Önce derin nefes alarak rahatlıyor sonra da vücudumu yatağa bırakıyordum. Hareketlere konsantre olmak yerine tüm enerjimi sesime, bakışlarıma ve kelimelere odaklıyordum.
* Özellikle uzun sahnelerin çekiminde ve hele gerilim varsa çekim sırasında yanlışlıkla hareket ettim. Bazen bilinçsiz tepkilerim oldu hatta vücudumun belirli yerlerinde kasılmalar yaşadım.
* Bu film sevginin ve aşkın ifadesi. Sahip olduklarımızdan nasıl vazgeçebileceğimizin hikayesi.
* Ramon sevmeyi ve sevilmeyi seviyor ama onu seven birinin de acı çekmesine dayanamıyor. O bizi sekse, cinselliğe ihtiyaç duyulmadan bir aşkı yaşamaya gücümüzün yetip yetemeyeceğini düşündürtüyor. Sevdiğimiz birine sahip olmadan onu sevmeyi başarabilir miyiz? Ramon bunu başarabilen biriydi.
DİLEK SANCILI
|
|
|
|
|
|
|
|
|