|
|
|
|
YÖK: Affa sıcak bakmıyoruz
YÖK Başkanı Teziç öğrenci affıyla konusunda 'Affa yönelecek bir düzenlemenin içinde olmaya sıcak bakmıyoruz' dedi..
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, "Biz YÖK olarak öğrencilerin başarısızlıklarıyla ilgili olarak, yerleşik tabiriyle affa yönelecek bir düzenlemenin içinde olmaya pek sıcak bakmıyoruz. Bunun bugüne kadar alınmış sonuçları çok cüzi. Yüzde 3'ü, 4'ü geçemeyen bir ürün alınıyor" dedi.
TBMM Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Tayyar Altıkulaç'ın bu sabah kendisini arayarak, ''öğrenci affı'' konusunda yapmayı planladıkları düzenlemeyle ilgili taslağı YÖK'e göndereceklerini söylediğini ifade etti.
YÖK olarak bu konudaki görüşlerini daha önce açıkladıklarını belirten Teziç, eğer bir düzenleme yapılacaksa bunun amacının, kapsamının ve hangi zaman dilimini kapsayacağının masaya yatırılması gerektiğini, ancak ondan sonra bir düzenlemeye gidilmesi gerektiğini söylediklerini kaydetti.
Teziç, şöyle konuştu: ''Biz YÖK olarak öğrencilerin başarısızlıklarıyla ilgili olarak, yerleşik tabiriyle affa yönelecek bir düzenlemenin içinde olmaya pek sıcak bakmıyoruz. Bunun bugüne kadar alınmış sonuçları çok cüzi. Yüzde 3'ü, 4'ü geçemeyen bir ürün alınıyor.
Ayrıca, 2000 yılında çıkarılan yasa hala uygulanıyor. Kendilerine tanınan sınav hakkına karşın başarısız kaldıkları ders sayısı 3'e inen öğrenciler sınırsız olarak sınavlara girebiliyorlar. Uygulaması devam eden bir öğrenci affı yasası var. Yeni bir düzenlemeye gidilirken bu noktayı da dikkate almak lazım.''
SİYASİ TERCİH
Tayyar Altıkulaç'a bu konudaki görüşlerini yeniden anlattığını ifade eden Teziç, değerlendirmesini onlara bıraktıklarını, ''çünkü bunun siyasi bir tercih olduğunu'' söyledi. Ancak ''siyasi tercihlerin de kamu yararına olması gerektiğini'' vurgulayan Teziç, şöyle devam etti:
''Eğer bu amacın dışına taşıyorsa o zaman zaten Anayasa Mahkemesi tarafından değerlendirilir. Ayrıca, siyasi tercihin bu amaç dışında kullanılmaya başlanması, gelecek yıllarda da devam etmesine yol açar. Siz istediğiniz kadar 'bu son' deyin eğer siyasi anlamda bir beklenti varsa bu devam eder.''
Teziç, bu konudaki bir kanuna ''af'' denmesinin de doğru olmadığını'' kaydetti.''Öğrenciler sanki suç işlemiş gibi 'af' diye nitelendirmek olmaz'' diyen Teziç, bu ifadenin kullanılmamasını istedi.
Bir gazetecinin, ''Öğrenci affı ile ilgili düzenlemenin türban nedeniyle atılan öğrenciler için yapıldığı söyleniyor'' sözleri üzerine Teziç, şunları söyledi:
''Ben o kadar satır aralarını okuyacak kadar beceri sahibi değilim. Açık olmayan hususlarda bir değerlendirme yapmam da mümkün değil. 'Hayır biz onu kastetmedik' dendiği zaman da benim ona cevap vermem gerekir veya susmam gerekir. Böyle bir tablonun içine girilmesinde isabet yoktur. Burası Türkiye Cumhuriyeti'nin saygın bir kurumudur. Üniversitelerin özerkliği, bilim alanının özerkliği Anayasa'da hepimize tevdi edilmiş bir alandır. Çok hassas olmamız gerekiyor.''
TÜRBAN GÜNDEMİMİZDE YOK
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, ''üniversitelerde siyasi simge haline gelmiş giysiyle ilgili yargı kararları bulunduğunu'' belirterek, bu kararların tüm kurumları bağladığını söyledi. Teziç, ''Yargı kararlarını etkisiz hale getirebilmek için yapılacak yasal düzenlemeler de yerine göre kanuna ya da Anayasa'ya karşı hile oluşturur'' dedi.
Teziç, Rektörler Komitesi toplantı öncesinde yaptığı açıklamada, son günlerde ''üniversitelerde siyasi simge haline gelmiş giysiyle ilgili ve bunun çözümü konusunda ortaya düşünceler atıldığını'' kaydetti. Teziç, bu konudaki görüşlerini geçen yıl yapılan bir toplantıda ifade ettiklerini belirtti.
''Bu konunun üniversitelerin konusu olmadığını'' vurgulayan Teziç,Anayasa Mahkemesi'nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ve Danıştay'ın kararları ve içtihatları bulunduğunu ifade etti. Teziç, şöyle devam etti:
''Yargı kararları, yürütmeyi de yasama organını da Cumhurbaşkanı'nı da bütün kurumları da bağlar. Bu bağlayıcılık karşısında başka bir çözüm biçimini gündeme getirmenin, tartışmanın hiç yeri yok. Biz bu kararlara bağlıyız. Devletin organları da bunlara bağlıdır. Bunlara uymaktan başka çaremiz yok. Çözüm yolları tatmin edici olmasa bile biz öncelikle mevcut yargı kararlarının oluşturduğu çerçeveye sadık kalmak zorundayız. Onun için yasal anlamda bir çözüm önerisini de getirmek durumunda değiliz. Bu kararları aşabilmek için, yargı kararlarını etkisiz hale getirebilmek için yapılacak yasal düzenlemeler de yerine göre ya kanuna ya da Anayasa'ya karşı hile oluşturur. Bu terimler benim kullandığım terimler değil, hukukta yerleşmiş olan kavramlarla konuşuyorum. Bu konuda bizim gündemimizde yer almayacaktır, alması da doğru değil.''
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|