|
|
Deniz'in hayatı belgeselde
1947'de Ankara'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde "Devrimci Hukukçular Örgütü"nü kurdu. Kısa ömrü mücadeleyle geçti. Yönetmen Doğançay "Denizler'in Belgeseli"nde, 1972'de idam edilen Deniz Gezmiş'in bilinmeyen yönlerini ortaya koyuyor.
'Denizler' belgesel oldu
Otuz üç yıl önce idam edilen Deniz Gezmiş, adına çekilen belgeselde siyasi kimliğinden çok insani yönüyle işleniyor. Altı dile çevrilen çalışma Cannes Film Festivali'ne de katılacak.
Daha önce ölüm oruçları, soykırımlar, Ermeni Halk Dansları, halk oyunlarıyla ilgili belgeseller çeken yönetmen Fuat Doğansoy, bu kez Deniz Gezmiş'in hayatını konu alan bir belgesel hazırladı. Oyuncu Mustafa Alabora'dan gazeteci Oral Çalışlar'a yaklaşık seksen kişiyle görüşen Doğansoy, Deniz Gezmiş'in politik yönünden çok insani yönünü ortaya çıkarmaya çalıştığını söylüyor. Cannes Film Festivali'ne katılacak olan ve altı dile çevrilen "Denizler'in Belgeseli" adlı çalışma, önümüzdeki aylarda sinemalarda da gösterime girecek.
* Deniz Gezmiş'le yolunuz nasıl kesişti? Lisedeyken edebiyat dersi hocamla iletişimim çok iyiydi. Hocamdan okumak için kitaplar alıyordum. Erdal Öz'ün "Gülünün Solduğu Akşam" adlı kitabını da aldım. Deniz Gezmiş'lerle ilk karşılaşmam böyle oldu. Tabii o zamanlar hayatın bizi çok farklı kulvarlara çekeceği ve okuduğum bu kitaptaki kahramanların bir gün belgeselini yapacağım aklıma gelmezdi.
* Deniz Gezmiş'in hayatıyla ilgili belgesel çekmeye nasıl karar verdiniz? Bir arkadaşım teklif etti. Daha önce başka bir arkadaşın böyle bir belgesel çekmek istediğini ama sonradan vazgeçtiğini söyledi. Biz de yapabileceğimizi söyledik. Tabii ki bu bizim için kolay olmadı, daha önce yapılan işlerin zaafları bizi daha sorumlu olmaya itti. İlk önce belgeselin alt yapısını hazırladık, onlarca kişiyle görüşüldü, fikirler alındı.
* Kimlerle görüştünüz? Belgeselde bir fikirsel boyutuyla görüştüğümüz, bir de görsel olarak dahil ettiğimiz insanlar oldu. Bunlardan bazıları; Hasan Ataol, Mustafa Yalçıner, Hacı Konak, Oral Çalışlar, Aydın Çubukçu, Oğuzhan Müftüoğlu, Halil Ergun, Mustafa Alabora, Celal Doğan, Avukat Mükerrem Erdoğan, İnci Beşpınar, Mehdi Beşpınar, Bedri Baykam, Metin Eşrefoğlu'ydu. Örneğin Bozkurt Nuhoğlu bize Deniz'le arasında geçen bir konuşmayı şöyle anlattı: "Denizler'i çok heyecanlı görürdüm, ona 'Senin bu heyecanın bir sigara dumanı gibi havada dağılıp gidecek' diye takılırdım. Deniz 'Hayır bu sefer kalan sen olacaksın, devam eden ben olacağım' diye cevap verirdi. Gerçekten dediğini yaptı. O hala yaşıyor, bizse kaldık burada..."
* Günümüzde Deniz Gezmiş'e ve arkadaşlarına geçmişe oranla daha sıcak bakıldığını düşünüyor musunuz? 68'li yılların üzerinden yıllar geçti, o dönemde yaşananlar artık tarih oldu. Sosyalbilimcilerin yakın Türkiye siyasi tarihini inceledikleri zaman daha objektif baktıklarını, üç gencin haksız yere, bir inat uğruna nasıl idam edildiklerini açıklamakta bile zorlandığını görüyoruz. Unutulmamalıdır ki üzerinde yaşadığımız bu topraklar hep haksızlığa uğrayan insanların yanında yer almıştır. Toplumun hangi kesiminde olursa olsun Deniz'in posterleri gençlerin odalarının baş köşesinde yer alıyorsa bundandır.
* Sizce Gezmiş ve arkadaşlarının da hataları var mıydı? Olabilir fakat bir banka soyan, adam kaçıran insanlar bugünün şartlarında 10 ya da 15 yıl ceza alırdı. Ama o zamanın şartlarında da asılmalarının savunulacak bir yanı olduğunu düşünmüyorum.
* Deniz Gezmiş'in idama gülerek gittiği bilinir... Deniz'le cezaevinde beraber olan arkadaşları onların başından beri idam edileceklerini tahmin ettiklerini söylediler. Deniz Gezmiş idam kararı alındıktan sonra da şakacılığını hiç kaybetmemiş ve yaptıklarını savunmuş, düşüncelerinden asla taviz vermemiş. İdamını da onurluca göğüslemiş.
* İdam edildiği gün yazdığı mektuplarda da bu açıkça görülüyor aslında... Evet, o mektuplarda bile yaşama bağlılığını görüyorsunuz. Kardeşi Hamdi'ye 'Bilimadamı ol' diyor mesela. Ama hiçbir şekilde umutsuzluk yok o mektuplarda. Zaten olmadığını idam sehpasına çıktığında söylediği sözlerden de anlıyorsunuz.
* Deniz Gezmiş ve arkadaşları kendilerinden sonra gelen gençliği nasıl etkilediler sizce? Olumlu etkilediğini düşünüyorum. Bugün memurların, öğrencilerin, işçilerin hak arama mücadelesinde kesinlikle birer simge olmuşlardır. Hepsinin ellerinde Denizler'in resimlerini görebilirsiniz. Bununda ötesinde adlarına ağıtlar yakılmış ve çok lirik türküler yazılmıştır.
* Belgeselde Deniz Gezmiş'in siyasi yönünden çok insani yönünü ortaya koyduğunuzu söylüyorsunuz. Nasıl bir insan Deniz Gezmiş? Deniz'in ismi toplumsal kesimlerde farklı çağrışımlar yapabiliyor. Kimine göre bir kahraman; kimine göre kandırılmış, kimine göre iyi niyetinin kurbanı olmuş. Bana göre idama gittiği zaman bile asla pişmanlık duymamış, yaptığı şeyleri, katılalım ya da katılmayalım, sonuna kadar savunmuş bir insan. Kendisini bir kez gören insanların üzerinde bile çok derin izler bırakmış. Çok şakacı... Her şeyden önce çok duygusal... İstanbul'da her yerde köşe bucak aranırken, bir ata biniyor, gidiyor bir bayan arkadaşına ilan-ı aşk ediyor.
Eylem Bilgiç
|