|
Sinemayı okumak gerek
|
|
Salonları dolduran milyonlarca izleyiciye karşın sinemaya ilişkin kitapların satışı son derece düşük. Yine de bu konuda yazılan kitaplar beyazperdenin büyülü dünyasına ışık tutuyor.
Geçenlerde bir konuşmada Feridun Andaç şunu sordu: "Sinema izleyicisinin iyi bir sinema okuru olduğunu düşünüyor musunuz?" Ben de şöyle yanıt verdim: "Hayır, düşünmüyorum. Yoksa kimi zaman birkaç milyonu bulan seyirci sayısının hiç olmazsa onda biri, yüzde biri sinema kitabı alır, okurdu. Nerede... Bu kitapların tirajları hala yerlerde sürünüyor. Öyle ki, insan bazen umutsuzluğa kapılıyor, 'Kalemim kuvvetli. Neden ben de Aşk Bu Akşam Size Gelecek, Küskün Aşığın Sabah Kahvaltısı, Sevgilim Git Ama Giderken Kokunu Bırak ve benzeri romanlar yazan bir aşk yazarı olup da köşeyi dönmeyeyim?' diye içinden geçiriyor." Adları aşk yazarına çıkmış dostlarım alınmasın ama böyle düşünüyorum. Bu nedenle, 'sinema kitapları' denen nankör alanda yapılan her çabayı, yazılan her kitabı, yayınlamak cesaretini göze alan her yayınevini büyük takdirle karşılıyorum. Sinema kitapları, tüm bu zorluklara karşın son zamanlarda büyük artış gösterdi. Gün geçmiyor ki ilgiye değer bir kitap yayınlanmasın... Ben de bu yazıda, kimileri biraz eskimiş, kimileri yepyeni bir avuç kitabı sizlere duyurmak istiyorum.
1. Rekin Teksoy'un dev kitabı En görkemlisi, elbette Türk sinema yazınının öncülerinden Rekin Teksoy ağabeyimizin dev eseri, "Rekin Teksoy'un Sinema Tarihi". Yazar, çevirmen, TV sunucusu Teksoy'un yıllardır üzerinde çalıştığı bin küsur sayfalık dev kitap, her şeyin internetten aranıp bulunmasının moda olduğu bir çağda, sanki çağdışı bir çaba gibi gözüküyor. Ama aslında öylesine önemli bir iş ki bu... Çünkü öncelikle daha kitap ölmedi. Kitabın işi bitmedi. İnternet büyük bir kolaylık ama tam aradığınızı bulmanız için bazen saatlerce araştırmak gerekiyor. Üstelik internette genelde yansız ve soğuk yaklaşımlar var. Oysa Teksoy, sinema tarihine yalnızca onu çok iyi bilen, sayısız film görmüş bir eleştirmen olarak değil, aynı zamanda inanmış bir ilerici ve solcu görüş sahibi olarak yaklaşıyor. "Sol öldü, bitti" denilen şu günlerde, bu yaklaşım ayrı bir öneme ve işleve sahip. Teksoy, Amerikan sinemasının parlak dönemine ve klasik ustalarına elbette büyük saygı duyuyor ama iş, günümüzün Hollywood'una geldi mi, birçok gösterişli film için çoğumuzun paylaştığı hayranlığı paylaşmıyor, daha mesafeli kalıyor. Ve ne olursa olsun, bu kitap sayısız bilgiyle, seçme resimlerle desteklenmiş müthiş hacmiyle, heyecanlı ve öznel yorumlarıyla, her gerçek sinema meraklısının elinin altında bulundurması gereken bir nitelik alıyor. Evet, pahalı... Ama 4-5 film görmek yerine bu temel kitabı edinmek bence daha akıllıca. (Oğlak Yayınları)
2. Demirci 'seks yılları'na bakıyor Cihan Demirci'nin kaç zamandır elimin altında olan kitabı "Araya Parça Giren Yılları"ı da keyifle okudum. Sevgili Cihan çok hoş bir iş yapmış, o ünlü "seks filmleri" dönemine dört başı mamur bir yaklaşım getirmiş. 70'lerde ilk gençliklerini yaşamış sayısız insanı derinden etkileyen o yılları, henüz Türkan Şoray kanunlarından kurtulamamış bir sinemada hem de milliyetçi bir koalisyon döneminde patlak veren, kimilerine göre cinsel özgürlük devrimi, kimilerine göreyse tam bir rezalet sayılan bu olayı enine boyuna irdelemiş. Anılarla, anekdotlarla, dönemin yıldızlarıyla yapılan konuşmalarla... Bence daha bilimsel ve sosyolojik yaklaşımlara temel oluşturabilecek, önemli bir deneme. (İnkılap Yayınları)
3. Dört Yapraklı Yonca Çok bahsedildi ama ben de yazayım. Geçenlerde bir yazımda Bircan Sıdallı diye söz ettiğim ama aslında adı Bircan Usallı Silan olan yazarın "Dört Yapraklı Yonca" sı. O ünlü Dört Büyükler'in yani Türkan Şoray, Fatma Girik, Hülya Koçyiğit ve Filiz Akın'ın temsil ettikleri, mucize düzeyindeki başarının ve masal gibi bir unutulmazlığın anatomisini çıkarmaya çalışıyor Silan. El altında bulundurulması gereken bir çalışma. (Epsilon)
4. Kameraman gözüyle Değerli görüntü yönetmenimiz Selçuk Taylaner tarafından en doğru terimlerle çevrilmiş "Kameralı Bir Adam: Nestor Almendros", sinema tarihinin en kişilikli görüntü yönetmenlerinden birinin anıları. Sayısız yönetmenle çalışmış, perdeyi sanki tanrısal bir ışıkla aydınlatmayı başarmış ve 1992'de ölmüş olan sanatçının kitabı, sayısız anı ve izlenimle dolu. (ES Yayınları)
5. İran'dan İngiltere'ye Sinema kitaplarına ayrı bir yer vermeye başlayan Agora Kitaplığı'nın art arda çıkardığı iki kitap da ilgi çekici. İlki "İran Sineması". Günümüzün bu yükselen sineması üzerine Hamid Dabaşi'nin kitabı, sancılı bir dönemde, baskı ve yasaklar arasından doğup dünyayı hayran bırakan sinema mucizesini kapsamlı biçimde irdeliyor. Bu kitaptan sonra, en ünlü kimi yönetmenlerin adlarını Batı'dan aldığımız gibi değil, kendi fonetiklerine göre söyleyebiliriz, Semira Mahmelbaf ya da Abbas Kiyarüstami gibi... Diğer kitap "Ken Loach ve Filmleri: Hangi Taraftansınız?", günümüzün belki son Marksist yönetmeni İngiliz sanatçının sineması üzerine çok kapsamlı bir çalışma. Loach hayranları çok sevecek...
6. Animasyon sineması için kaynak Çok farklı bir alana eğilen önemli bir kitap, "Animasyonun Önlenemez Yükselişi". İstanbul Bilgi Üniversitesi yayınlarından çıkan kitap, kendisi de çizer olan Özge Samancı tarafından yazılmış. Samancı genç yaşına karşın, bu alana içten bir ilgi duymuş, incelemiş ve araştırmış. Ortaya, "çizgi film" ya da "canlandırma sineması" değil de "animasyon" demeyi tercih ettiği bu alana, kapsamlı bir bakış atan bir eser çıkmış. Konunun meraklıları için paha biçilmez bir kaynak. (ArSanat)
|