| |
|
|
Buram buram tiyatro!..
Neden bu kadar geciktim acaba, Ayak Takımı Arasında'yı izlemek için?.. Nasıl buram buram bir tiyatro.. Nasıl içine gömülüyorsunuz tiyatronun.. Nasıl eziyor sizi tiyatro.. Nasıl boğuluyorsunuz tiyatroda.. Müthiş.. Müthiş bir şey.. Maksim Gorki bir defa ve Va-Nu (Vala Nurettin) deyince durmak lazım.. Gorki de Türkçe'ye böyle çevrilir ancak.. Kaybedenlerin öyküsünü anlatıyorlar.. Hiçbir şeyleri, hatta ümitleri bile olmayan insanların, insanın kanını donduran öyküsü.. Bodrumların en dibinde, lağım sularının arasında yaşayan bir avuç sefil.. Karanlık, izbe, leş.. Bir defa kurgu vuruyor sizi en başta.. Sahne falan yok. Orta oyunu gibi. Önünüzde her şey.. Ayni izbenin içindesiniz sanki. Öyle hissediyorsunuz.. Müthiş bir dekor.. Ali Cem Köroğlu.. Müthiş kostümler de onun.. Müthiş bir sahneye koyuş.. Mustafa Avkıran'a alkışlar.. Müthiş bir müzik.. Canlı üstelik.. Cenap Oğuz.. Işık kendi başına bir dekor çalışması.. Yüksel Aymaz.. Ve hepsinden önemlisi. Müthiş bir oyunculuk.. İkisini tanıyorum. Engin Cezzar ve Ali Sürmeli.. Engin olağanüstü.. Ali de öyle.. İlk defa gördüğüm, ilk defa duyduğum ötekiler de öyleler. Öldüm.. Bittim.. Tükendim izlerken.. Bakın zor oyun.. Ve de uzun.. 2 saat 50 dakika.. 1.5 saat ilk perdesi sadece.. Tiyatroyu iyi bilmek, çok sevmek gerekir Ayak Takımı Arasında'yı izlemek için.. Ne mutlu ki, salon tıklım tıklım dolu.. Merdivenlerde bile oturuluyor, ilk defa gördüm.. Kaçıncı sezon, kaçıncı temsilken üstelik.. İnsanım tiyatroyu biliyor.. İnsanım tiyatroyu seviyor.. Ayak Takımı'nın tüm takımı.. Hepinizi kucaklıyor, öpüyor, öpüyor, öpüyorum!..
|