Bir gazeteci olarak sevmediğiniz, tepkili olduğunuz kişi ve kurumlar olabilir. Ama bu tavrınız, insanlara haksızlık yapma hakkı verir mi? Düşmanca bir yaklaşım sergilediğiniz kişi ve kurumların açıklarını yakalamak adına, gazeteciliğin evrensel kurallarını bir kenara itebilir misiniz? Maalesef insan bazen gazeteci, sıkça da patronunun ticari çıkarlarını koruyup kollama misyonuyla hareket edince bu tip sapmalar olabiliyor. Hürriyet gazetesinin yazarı Fatih Altaylı, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk ile uzun uzun konuştuğunu belirtmesine rağmen, Ertürk'ün söylediklerini, sorularıyla deşme zahmetine bile katlanmıyor. Altaylı, gazeteci kimliğini bir kenara bırakmış, bir yargıç edasıyla Doğan kaynaklı, Sabah'a yönelik 'yıkıcı kampanyanın' fitilini ateşlemeye çalışıyor. Alet edilmek istenen kişi ise TMSF Başkanı Ahmet Ertürk.
SOHBETİN KONUSU! Bakar mısınız?.. Altaylı, Ahmet Ertürk ile bir araya gelince konu ister istemez TMSF'nin alacaklı olduğu kişiler oluyormuş! İyi de, Doğan Grubu'nun TMSF'ye borçları bu sohbetin konusu olmuyor mu hiç? Altaylı, Doğan Grubu'nun TMSF'ye borçlarını soramıyor. Bu borçların kaç taksit ve hangi faiz ile ertelendiğini de soramıyor. Sorduğu soru, TMSF ile Ciner Grubu arasında yapılan atv ve Sabah'ın yayın haklarını ilgilendiren lisans sözleşmesi oluyor. Üstüne üstlük, TMSF Başkanı Ertürk, "Ciner Grubu'ndan lisans sözleşmesi karşılığı 2004 yılında 2 milyon dolar aldık" diyor. Altaylı'nın sesi bile çıkmıyor. Halbuki demesi lazım ki, "Sayın Ertürk, siz yıllık kiranın 10 milyon dolar olduğunu söylemiştiniz. Hatta ben bile bunun çok düşük bir rakam olduğunu, yıllık 20 milyon dolar vermeye hazır olduğumu ilan etmiştim. Nasıl olur da 2 milyon dolar verirler." Ama diyemiyor... Dediği şu, "Peki kiralanan malın değeri ne kadar?" Çünkü Doğan Grubu'nun, perde arkasında sürdürdüğü atv ve Sabah'ı yok etme iştahının kabardığını biliyor. Görevi, bunun için kamuoyu yaratmak.
SPEKÜLE EDİLMESİN Peki ben bütün bunları nereden biliyorum. Çünkü ben Altaylı'nın sormadığı soruları Ahmet Ertürk'e sordum. Şimdilik konumuzla ilgili olan kısmını yazayım:
Sayın Ertürk, benim bildiğim kadarıyla Ciner Grubu size yıllık asgari 10 milyon dolar verecekti. Yanılıyor muyum? 2 milyon dolar neyin nesi? "Doğru. Sözleşmeye göre ilk iki yıl, lisans ücretiyle öncelikle Sabah ve atv'nin geçmiş dönemden kalan vergi borçları temizlenecek. Şu anda bu işlem yapılıyor. Bu nedenle 2004 lisans ücreti 2 milyon dolarda kaldı. Bu noktanın speküle edilmesi doğru değil."
Aynı konuyu Ciner Grubu Başkanı Turgay Ciner'e de sordum. Şu yanıtı verdi:
BORÇLAR NEREDEN? "Lisans sözleşmesini imzalamamızın ardından şu ana kadar TMSF'ye 14 trilyon lira ödedik. Geçmiş vergi, SSK ve diğer amme borçları karşılığında da 35 trilyona yakın para yatırdık."
Peki Ciner Grubu'nun ödediği vergi borcu nereden kaynaklanıyor? Altaylı'nın sorunun yanıtını kimden öğreneceğim diye araştırmasına gerek yok. Aydın Doğan biliyor. Çünkü Sabah ve atv'nin SSK ve vergi dairelerine olan borçlarının tümü Dinç Bilgin hapisteyken oluştu. O gün gazeteyi kim mi idare ediyordu? Doğan Grubu tabii.
Yarın * Doğan Grubu, Sabah ve atv'yi satın almak için önerdiği teklifte hangi akıl almaz isteklerde bulundu? İMKB ve Rekabet Kurumu'na bildirilmeyen teklif, kamuoyuna detaylarıyla açıklanacak mı?
* TMSF ile Ciner Grubu arasında hangi pazarlıklar yapılıyor?
* Dinç Bilgin yıllardır sürdürdüğü suskunluğunu bozuyor mu? Dinç Bilgin bugüne kadar TMSF'ye ne ödedi?
* Doğan Grubu'nun TMSF'ye borçları nereden kaynaklanıyor? Bu borçlar yıllık yüzde kaç faizle ertelenmek istendi? Borçlar kaç yıl vadeye yayıldı?