| |
"Make a difference" Fatih Altaylı
Baştan şu konuda mutabık kalalım: En etik ve en gözüpek gazetecilerin bile kendilerine "melek gibi tertemiz bir yayın organı" bulma şansının neredeyse sıfırlandığı dönemlerden geçtik hepimiz. Basının samimi ve birikimli unsurları, şimdi artık yeni bir zihniyetin ve yayıncılığın temellerini atmaya gayret gösteriyor. Aramızdaki tartışmalarda baz aldığımız nokta da bu! Bu sütunda birkaç konuya bu açıdan yaklaşmaya çaba göstereceğim. O yüzden evvela, birkaç gündür İstanbul'da "Make a Difference" (Fark yaratmak) toplantıları düzenleyen Doğan Grubu' nun yazarı Fatih Altaylı'ya seslenmek istiyorum: Lütfen sen de "make a difference" Fatih Altaylı.. Doğan Grubu sahiden fark yaratmak niyetindeyse, sen de öyle yapmalısın. Aksi halde hiç olmuyor.. Hürriyet'teki yazılar malum. Kanal D'deki 'Teke Tek' ise, çapraz sorgulamalı dedektiflik formatında bir program. Burada, Altaylı'nın etkinliklerine bir 'bütün olarak' bakamayan okuyucuların, satır aralarını okumaları güçleşiyor. Gazetedeki köşesinde en son olarak, artık kankası olduğunu düşündüğü Başbakan Erdoğan'a, kabinede revizyon yapması için bastırıyor. 'Değiştir artık sayın başbakanım, bazıları yıprandı,' diyor. Ülkenin, medyadaki 'başbakan yönetme stratejilerinden' neler çektiği hepimizin malumu.. O zaman insan düşünmeden edemiyor: Şimdiki kabinede yürümeyen ve mutlak revizyon gerektiren bazı pürüzler mi var yoksa? Bildiğiniz gibi Altaylı, Doğan Grubu'nun batık bankalardan sorumlu yazarı rolünde. Kanal D, özel bir televizyon. Sahibinin özel bankası da var, basın dışında muhtelif işleri de var. Bir yandan da basındaki diğer yayın kuruluşları ile amansız rekabet sürüyor. Bu durumda, gerek Teke Tek'te yaptığı müalakatlar, gerek TMSF Başkanı Ahmet Ertürk ile gerçekleştirdiği sohbetlerinde, gerekse BDDK'ya dair yazılarında Altaylı'dan objektif olmasını beklemek fazla iyimserlik olur. O kadar objektif değil ki üstelik, borçlu bankaların TMSF'ye ödediği paralar hakkında yanıltıcı rakamlar veriyor. TMSF Başkanı Ertürk ise sonuçta, 'hukukun meselesi haline gelmiş' bankaların alacak ve borçları hakkında, başka bir özel bankacının yazarına demeç veriyor. Yarın, aynı bankacı benzer bir duruma düşecek olsa, hangi yayınların hangi yazarlarına demeçler verilecek? Bürokrasinin ve yargının görevleri, yazarlara ihale edilebilir mi? Medyadaki rakipler arasında, kimlere hangi demeçlerin verileceğinin yaratacağı çarpık kamuoyunun faturasını kim ödeyecek? Aydın Doğan, kurmayları ile birlikte İstanbul'da yabancı medya sermayeleri ile toplantılar düzenleyip, "Make a Difference" günleri yapıyor ama yazarı "make a difference" yapamıyor. Altaylı, SABAH grubunu yazıyor ama Aksoylar'ı yazmıyor. Karamehmetler'i yazıyor ama iki villa satın aldığı Esbank'ı hiç yazmıyor. Yine Fatih Altaylı, çalıştığı yayın grubunda 4 yıldır, 15 milyar doların battığı özel bankalar için milyonlarca yazı yazdığı halde, devlet bankalarında buharlaştırılan 20 milyar dolardan fazla görev zararı için ikiüç yazı bile kaleme almıyor. Haydi, sen de "make a difference" Fatih Altaylı, umarız "You can easily realize!"
|