|
|
|
|
|
|
Türkiye'de bir burjuva sınıfı yaratma çabaları
Latife Hanım'ın ailesi, kızlarının mutluluğu için Atatürk'ü kendi yaşam tarzlarına, ticaret hayatına çekmek için girişimde bulundu. Türkiye İş Bankası Atatürk'e ve Muammer Bey'e ait 250 bin lira sermayeyle kuruldu. Sınıfları olmayan Türkiye'de ilk burjuva hamlesiydi bu Fakat Atatürk, kayınpederi Uşşakizade Muammer Bey'i Celal Bayar'a yönlendirdi. Bayar'ın kafasında bir banka kurma fikri vardı.
Atatürk'ün Latife Hanım'ı boşadıktan sonra (5 Ağustos 1925), ona yazdığı ve ayrılmanın gerekçelerini açıklayan mektubu, Türk Tarih Kurumu tarafından 2005'in Şubat ayında açıklanacak. Ancak biliyoruz ki, Atatürk'ün bu evliliğin yürümeyeceği konusunda daha önce verdiği kararlar ve hatta mektuplar da var. Örneğin Atatürk'ün arkadaşı ve yaveri Salih Bozok'un Can Dündar tarafından yayına hazırlanan anılarında, 9 Ekim 1924 tarihli ve İsmet Paşa'ya (İnönü) hitaben, Erzurum'dan yazılıp, gönderilmiş bir mektup (Veya talimat) bulunmakta.
EN KESİN KARAR Bunu hatırlatalım: -Azizim İsmet, Latife Hanım tekaddüm ederek Ankara'ya geliyor. Beraber seyahate devamı münasip görmedik. Çünkü iki senelik tecrübe beraber yaşamak imkanı olamayacağına kanaat hasıl ettirdi. Kararımdan kendisini haberdar ettim. Çok meyus ve mahzundur. Zat-ı alinizin ve belki Fevzi Paşa Hazretleri'nin ihtilaf için delaletinizi rica edecektir. Kararım katidir. Yalnız kendisinin ve gerek ailesinin şeref ve haysiyetini rencide etmek istemiyorum. Kendisine ve ailesine hörmetimi ve hakiki dostluğumu muhafaza edeceğim. Suret-i infikakı (Ayrılış biçimini) Ankara'da kararlaştırınız. Sükünetle İzmir'e gitmeye muvafakatini temin lazımdır. Gözlerinizden öperim. G. Mustafa Kemal.
Bu mektuptan anlaşılacağı gibi, Latife Hanım'ın ayrılık kararının resmileşmesine karşı göstereceği tepki Atatürk'ü ürkütmekte ve onu İzmir'e baba evine geri gönderme işleminin Başbakan İsmet İnönü tarafından yapılmasını istemektedir.
DEĞİŞEMİYORDU Çünkü sık sık olduğu gibi, Atatürk'ün eşi ile birlikte çıktığı Doğu illeri gezisinde de Latife Hanım, kocasını canından bezdiren sayısız olay çıkartmıştır. Atatürk'ün bu ilk ayrılık girişimi, barışmayla sonuçlanmıştı. Ama Latife Hanım belki değişmek istemiyordu, belki de elinden gelmiyordu bu. Atatürk'ün çevresini saran kadınları kıskanmış, Atatürk'ün içki içmesine ve geç vakitlere kadar çalışma arkadaşlarıyla beraber olmasına, etraftan duyulacak kadar yüksek sesle Atatürk'ü azarlayarak hatta bağırarak tepki göstermiştir. Aradan geçen bunca yıldan sonra, olaya yakın tarih sayfalarını karıştırarak baktığınız zaman "Yanlış bir evlilikmiş" demeniz kolaydır. Ama İzmirli zengin ailenin iyi eğitim görmüş, dikbaşlı, evinde bir dediği iki edilmeyen ve her istediğini elde edebileceğini zanneden 20'li yaşlardaki genç kadının o zamanki ruh haletini düşününce, bu bahtsız kadının başına gelen felaket insanı etkiliyor açıkçası. Babasının çevresinden olan bir iş adamıyla, bir tüccarla evlenseydi, herhalde evinin hakimi ve kocasının da sahibi olacaktı.
'CELAL'E SORUNUZ' Galiba Latife Hanım'ın ailesi de bunu hissetmiş ve Atatürk'ü kendi yaşam biçimlerine çekmek için girişimlerde bulunmuşlardır. Doğan Avcıoğlu'ndan (Türkiye'nin Düzeni) alıntı yaparak, Celal Bayar'ın "Geçit" dergisine anlattıklarını hatırlayalım: -İmar Vekili bulunuyordum. Bir gün Atatürk'ün kayınpederi Uşşakizade Muammer Bey bana geldi. Gazi'nin ve kendilerinin 250 bin liralarının bulunduğunu, bununla ihracat ve ithalat yapmak istediklerini, fakat gazi Hazretleri'nin kendisine, -Bir kere Celal Bey'e sorunuz, ondan fikir alınız, dediğini söyledi.
İLK MİLLİ BANKA İthalat ve ihracat işlerinin çok riskli olabileceğini düşündüm. Sonra Gazi'nin bu gibi işlere isminin karışmaması gerektiğini düşündüm. Vaktiyle bankada çalışırken Türk tacirlerinin yabancı bankalardan faydalandıklarını görür ve milli bir Türk bankasına daima ihtiyaç duyardım. Bu 250 bin lira ile 1 milyon sermayeli bir banka kurulmasını, bunun aslında bir amme hizmeti olacağını düşündüm, bu telkini Muammer Bey'e yaptım. Atatürk bu fikri beğenmiş. Bir akşam sofrada bu konuyu ortaya attı. Üzerinde derinlemesine konuştu ve "Ama kim idare edecek bunu? Bunu idare etmek için Celal Bey gibi bir insan lazım" dedi. Sonuçta Celal (Bayar) Bey, İmar Bakanlığı'ndan istifa etmiş, İş Bankası'nı 250 bin lirası ödenmiş, 1 milyon lira sermaye ile kurup (26 Ağustos 1924), başına geçmiştir. Yani Uşşakizade Muammer Bey'in telkini ile Atatürk iş hayatına girmiştir. Yine o günlerin ortamını ve Atatürk'ün düşüncelerini anlamaya çalışırsak.. Ankara'daki ilk Sovyet Elçisi Aralov (Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Hatıraları), Atatürk'ün kendisine Türkiye'nin sosyal düzenini şöyle anlattığını yazar:
ÇEKİRDEK KADRO -Türkiye'de sınıflar yok. Türkiye'de işçi sınıfı yok, çünkü gelişmiş sanayi yok. Bizim burjuvazimizi ise henüz burjuva sınıfı haline getirmek gerekiyor. Ticaretimiz çok cılız, çünkü sermayemiz yok. Neticede Uşşakizade Muammer Bey'in girişimi ve Celal Bey'in bu girişimi projelendirmesi ile İş Bankası kurulmuştur. "Burjuva Sınıfı Yaratma" nın öncüsü Atatürk'tür artık. İş Bankası'nın kurucu ortaklar listesi, Yeni Türkiye burjuvazisinin çekirdek isimleri olabilir mi? İşte bu liste: Mahmut Celal (Bayar), Siirt Milletvekili Mahmut, Hüseyin Beyzade İbrahim, Yenişehirlizade Ethem Hasan, Cebelibereket Milletvekili İhsan, tüccardan Hanifzade Ahmet, Edirneli Emin, eşraftan Sükkerizade Tevfik Paşa, Süreyya Emir Paşa, manifatura tüccarı Hafız Halit, Trabzon Milletvekili Hasan (Saka), Kavalalı İbrahim Paşazade Hüseyin, Attarzade Rasim, Sivas milletvekili Rasim, İnegöllüzade Mehmet Saffet, Uşşakizade Mahmut Muammer, Tüccardan Altıağazade Mustafa, ecza-i tıbbiye taciri Necip, Yelkencizade Lütfi, Hacıebubekirzade Osman, Nemlizade Sıtkı, Ragıppaşazade Şakir, Gaziantep Milletvekili Kılıç Ali, vb.
YARDIM İSTEDİ Cepheden cepheye koşan Atatürk ve silah arkadaşlarının Kurtuluş savaşı ertesinde bu tür bir eşraf-tüccar kesimine açılıp, onlarla ortak bir iş girişimini başlatmalarında, herhalde Latife Hanım'ın ailesinin, yani Atatürk'ün dünürlerinin etkisi büyüktür. Belki de Latife Hanım, bu bilgilerin ışığında "Mustafa Kemal de bizlerden biri oluyor" diye düşündü ve eşini, diğer kocalar gibi hâkim olunabilecek bir erkek olarak gördü. Ya da ailesi öyle gördü. Çünkü Muammer Bey'in, kızı ayrıldıktan sonra da işlerindeki darboğazlarla ilgili olarak Salih Bozok'a yazdığı ve Atatürk'ün yardımını isteyen mektupları kitaplarda var. Tabii ki bunlar sadece bir yorum. Sonuçta Atatürk bir emirle Latife Hanım'ı boşamış ve onu baba evine geri göndermiştir. Sonrasını biliyoruz.
|
|
|
|
|
|
|
|
|