|
Modern tiyatronun doğum gecesi
|
|
İngiliz tarihi içindeki kraliyet-tiyatro ilişkileri, Rupert Everett'in nefis performansıyla çok iyi beliriyor. Ayrıca bazı sahneler, sinemada cinsellik deyince hep anılacak bir bölüme dönüşüyor. Kaçırmayın.
1660'lı yılların Londra'sı. Bir süre önce isyancı Cromwell'in koyduğu bir yasak nedeniyle, kadınların tiyatro sahnelerine çıkması yasaktır. Tüm kadın rolleri erkekler tarafından oynanmaktadır. Bu karmaşık dönemin yıldızı da, sahnede sayısız ünlü kadını canlandırmış olan "Ned" lakaplı Edward Kynaston'dur. Ama tüm oyunlar içinde "Othello"nun yeri başkadır. Kynaston bu Shakespeare oyununda elbette Desdamona'yı oynamakta, sonunda Afrikalı trajedi kahramanı Othello'nun elleriyle boğularak ölmektedir. Ama dönemin oyun kuralları ve trajedi anlayışı, bu ölüme bir türlü istenen dramatik ağırlığı getiremez. Kral 2. Charles da, bizzat Kynaston da bunun farkındadır. Ve de, Kynaston'un giydiricisi, ona gizliden gizliye de aşık olan Maria'nın gözü de tiyatrodadır. Hem de Desdamona rolünde... Onun için, lüks Betterton tiyatrosunun ışıkları söner sönmez, o da soluğu halk tiyatrosu Cockpit'te alır ve kendi Desdamona'sını oynar. Ama Desdamona'nın gerçekten etkileyici biçimde ölmesi için çok şey gerekecektir. Kralın yasakları kaldırması, Kynaston'un eşcinselliğini aşarak erkek kimliğini bulması, Maria'nın da gerçek aşk yoluyla kadınlığa ulaşması... Romancı İris Murdoch'un yaşamı (ve ölümü) üzerine çektiği "İris" filmiyle tanıdığımız Richard Eyre'in yeni filmi, bence tam bir başyapıt. Umarım ki bu güzel film, "GORA" ya da "İskender" gibi filmlerin ağırlığı altında tümüyle ezilmez. Film, sayısız yönde gidiyor ve hepsini bize eşsiz bir uyum içinde sunuyor: Yaşam, cinsellik, İngiliz tarihi, tiyatro ve Shakespeare'i yorumlamak gibi...
KADRONUN BAŞARISI Önce tiyatro. Tüm eski alışkanlıklardan, yorgun ve klişeleşmiş oyunculuklardan sıyrılarak "Othello" nun gerçek anlamına kavuştuğu o sahne, sanki modern tiyatronun doğuş gecesi gibi gözüküyor. Bu eşsiz bölümde, oyuncuların cinselden duygusala kendi gerçek kimliklerini bulmuş olması, doğal olarak oyunun, giderek tüm tiyatro sanatının da başarısı için gerekli. İngiliz tarihi içindeki kraliyet- tiyatro ilişkileri, Rupert Everett'in nefis 2. Charles kompozisyonunun da katkısıyla, çok iyi beliriyor. Ama ayrıca Ned ve Maria'nın cinselliklerini keşfettikleri sahne, sanırım sinemada cinsellik deyince hep anılacak bir bölüme dönüşüyor. Bence o çok şişirilmiş "Shakespeare Aşık" filminden daha ilginç olan bu yapımın başarısında, İngiliz oyun geleneğinden gelmiş tüm kadronun da büyük payı var. Ama, 1995'lerden beri sinemada olduğu halde henüz doğru-dürüst tanımadığımız, bugün 35 yaşındaki Billy Crudup'un ve Shakespeare uyarlaması "Romeo ve Jülyet"ten beri iyi bir rolde göremediğimiz Claire Danes'in baş rollerdeki başarısı, özellikle görkemli. Bence kaçırmayın...
SAHNE GÜZELİ * (Stage Beauty) Yönetmen: Richard Eyre Senaryo: Jeffrey Hutcher Görüntü: Andrew Dunn Müzik: George Fenton Oyuncular: Billy Crudup, Claire Danes, Rupert Everett, Tom Wilkinson, Ben Chaplin, Edward Fox Lions Gate Films- BBC Films yapımı.
|