|
|
|
|
|
|
Korkunç fetva
81 yaşındaki tarikat şeyhi Ömer Öngüt'ten şok sözler: Organ bağışlayan boynunda halkayla cehennemde yanacak. Nakle izin veren Diyanet katliama ortak oldu.
Dergahı Adapazarı'nda olan ve beş bine yakın müridi olduğu tahmin edilen şeyh Ömer Öngüt, organ bağışlayanlara, buna vesile olanlara ve organ naklini destekleyenlere kitabında lanetler yağdırdı.
MAHŞERDE ORGAN KİMİN İÇİN KONUŞACAK? "Organ bağışlayan cehennemde boynunda demir halka kaynar suya atılacak, ateşte yanacaktır. Organ nakli dine aykırı çünkü mahşer gününde organ kimde konuşacak? İlk sahibinde mi, nakil yapılanda mı?
ORGANINI BAĞIŞLAYAN KENDİNİ KATLETMİŞ OLUR "Organ bağışlayan Allah'ın emanetini çiğnemiş, kendini katletmiş olur. Nakil için fetva veren Diyanet bu katliamın hesabını nasıl verecek? Vasiyet etmeksizin organı alınanlar ise şehit olur."
Organ bağışlayan cehenneme gidecektir
Türkiye her gün, yeni bir 'organ bağışıyla kurtulan hayat' hikayesine tanıklık ededursun, Adapazarı'nda yaşayan 81 yaşındaki Ömer Öngüt, 'İnsanlığın Yaradılışı ve Organ Nakli' kitabında organ bağışı yapan ve yapılmasına vesile olanlara kin kusuyor. 'Hakikat Vakfı' lideri Ömer Öngüt, son dönemde özellikle kapkaççıların trenden atarak öldürdükleri üniversite öğrencisi Ahmet Hakan Canıdemir'in organlarının bağışlanmasıyla gündeme gelen ve hız kazanan organ bağışı konusunda, akıllara durgunluk veren iddialarda bulunuyor. Okuma yazma bilmediği için yazılarını müritlerine yazdıran, Adapazarı'ndaki dergahında fetvalar veren ve organ bağışı yapanların cehennemde diri diri yanacaklarını ifade eden Öngüt, organ bağışını teşvik eden Diyanet İşleri Başkanlığı görevlileri ve profesörlerini ise 'katil' ilan ediyor.
'İNSAN VÜCUDU EMANETTİR' Organ bağışı karşıtı kampanyasını sürdüren Ömer Öngüt, müritleri ile yaptığı toplantılarda da organ bağışının ne kadar günah olduğunu vurguluyor. Organ bağışlayanların Allah'a karşı geldiğini öne süren Öngüt, "İnsan vücudu Allah'ın kullarına bahşettiği ilahi bir emanettir. Şahsa ait değildir ki, organlarını başkasına bağışlayabilsin. Satın mı aldın o organları? Ölmeye yakın melekler canını alırken doktorlarda organları alıyor. Hem içten hem dıştan ıstırap görüyor. Bir taraftan en büyük eza ve cefa çekiliyor, bir taraftan da bir nevi cinayet işleniyor. Bu ise haramdır" diyor. Müritlerinin şartsız sadakat gösterdiği ve söylediklerini emir olarak kabul ettikleri Öngüt, organ bağışında bulunanların intihar etmiş sayılacağını ve bu nedenle cehennemde yanacaklarını dile getiriyor. Öngüt, organ bağışını cümleden nokta ve virgül atılmasına da benzeterek, "Bir kimse organlarının alınmasını vasiyet etmek, kendisini katlettirdiği için bir intihardır. Zira organ nakli daha kişi ölmeden organ canlı iken yapılıyor. Beyin fonksiyonları durduğuna hükmedilip nakil yapılıyor. Kalp durmadan organları alınmış ise bu bir intihardır. Bu tür girişimde bulunanlar dinden uzaklaşırlar. Dinden sapanlar, boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde kaynar suda sürüklenecekledir. Sonra da ateşte yakılacaklardır. Sen de organları vasiyet etmekle ilahi takdire müdahele etmiş, Hazreti Allah'ın emanetini çiğnemiş ve kendini katletmiş oluyorsun" diyor.
İNTİHARDAN FARKSIZ Fetvalarında hep ahiret hayatından bahseden ve asıl hayatın öldükten sonra başladığını söyleyen Öngüt, organlarını bağışlayanların ahirette tanınmayacağını söyleyip organ naklini katliam olarak nitelendiriyor. Öngüt şunları söylüyor: "Mahşer gününde Allah ağızları mühürleyip organları kişilerin lehine ve aleyhine konuşturduğu zaman nakledilen organ kimde konuşacak! İlk sahibinde mi konuşacak, yoksa nakil yapılan kimsede mi? Nakil yapıldığında kimin hakkında şahitlik yapacak." Organ bağışını mübah gören ve organ bağışı için tavsiyelerde bulunan ve fetvalar verenlere de saldıran Öngüt, organ naklini teşvik eden Diyanet İşleri Başkanlığı'nı ve ilahiyat profesörlerini 'katliam' yapmakla suçluyor. Öngüt, "Organ naklinin ve vasiyetinin caiz olmadığı, diyanet dahil her yere gönderilmiştir. Buna rağmen cevap vermiyorlar. Verdikleri fetvadan geri dönmeyi nefislerine yediremiyorlar. Bunlar huzuru ilahiye çıkmayacaklar mı? Bu katliamın hesabını vermeyecekler mi? Her şeyi kendilerinin bildiğini zannediyorlar. Halbuki kendi kendilerinin bilmediklerini dahi bilmezler. Nefis nedir ? Ruh nedir? Latif nedir? Hiç haberleri yok. Evvela bunların manevi bir doktora ihtiyaçları var" diye konuşuyor. Kitabında kan naklinin bile caiz olmadığını ileri süren ve kötü bir insanın organının iyi bir insana takılmasının da yanlış bir icraat olduğunu savunan Öngüt, "Fasih bir kimsenin kanı ihlaslı bir kimseye nakledildiğinde akidesi bozulur ve kötü işlere meyleder. Resulullah (S.A.V) Efendimiz bir Hadis - i şeriflerinde buyururlar ki: "Akılsız yani diyanetsiz kadınların sütünü çocuklarınıza vermeyiniz. Zira tesir eder" diye konuşuyor.
'VEBADAN ÖLEN ŞEHİTTİR' Ömer Öngüt, şehitlik tanımında da kendisine göre değişiklik yapıp yeni şehitlik mertebeleri oluşturuyor. Öngüt, "Allaha ait organları bağışlayanlar cehenneme gidecekledir. Vasiyet etmeksizin organları alınanlar şehit olur, organlarını bağışlayanlar ise kendi kendilerinin katili olur. İç hastalıklar sebebiyle ölenler şehittir. Boğularak ya da yanarak ölenler şehittir. Humma ile vebadan ölen her bir müslüman şehittir." diyor. Organ nakline, dinin izin vermediğini ileri süren Ömer Öngüt'ün kitabının reklamlarıysa, şehirdeki 'en yüksek mülki amir' olan İstanbul Valiliği'nin hemen karşısında bulunan kitabevinin vitrinlerini süslüyor. Vali de her gün işe giderken kitabevinin camında, "Organ nakli caiz değildir" şeklindeki ilanı okuyor.
Ercan SARIKAYA - İSTANBUL/MERKEZ
|
|
|
|
|
|
|
|
|