kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Savas Ay @ SABAH
Tel:
0212 354 40 22
Fax:
0212 274 83 81
 

Bir üniversiteli kızın apansız yitişi üzerine...

Umut Tütüncü genç bir gazeteci.
Bursa büromuzda çalışıyor ve bakmayıp gören, işitmeyip duyan aferinlik halleriyle haberin matlığı içinden insan hikayelerini de demliyor, derliyor, ıskalamıyor. Üniversiteli kızı evladını yitiren polis bir babanın dramını anlattı bana geçen gün. Sarsıcı bir dram olmanın yanı sıra bir gerilim-korku filminin aura'sı vardı her cümlesinde.
Gelin eski bir tarihe, 21 Mart 2001'e dönelim... O meşum gün Karacabey Bölge Trafik Denetleme Amirliği'nde görevli polis memuru Sabri Durgun'un kızı Yasemin Durgun esrarengiz bir biçimde ortadan kayboldu. Genç kızın Fatih'te kaldığı yurda dönmemesi üzerine arkadaşları durumu polise bildirdi. Hemen harekete geçen İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri sokak sokak genç kızı aramaya başladı. Kızının kaçırıldığını düşünen trafik polisi baba Sabri Durgun, kızı kaybolduğu saatten itibaren İstanbul'a giderek dedektif gibi iz sürdü. Elde ettiği bilgileri meslektaşlarıyla paylaştı.

Yasemin'le ilgili tek bilgi
Yasemin kaybolduğu gün aynı okulda öğrenim gördüğü erkek arkadaşı Alper Uygur'la birlikte yemek yemiş, daha sonra Başbakanlık Bursu için gerekli evrakı Ankara'ya göndermek üzere yola koyulmuştu. Yasemin'le ilgili tek bilgi buydu. İstanbul'da herkes genç kızı ararken, saatler ilerledikçe Yasemin'in ailesinin endişesi artıyordu. Genç kızın kaybolduğu günün gecesinde bir çöpçü tarafından çöp poşetine sarılı bir bacak bulundu . Kesik bacak polis tarafından hemen Adli Tıp kurumuna götürüldü. Baba Sabri Durgun bulunan bacağın kızına ait olabileceğini hiç aklına getirmedi.

Çantadan bir tek cep telefonu alınmış
Emniyete gelen başka bir ihbar da gözleri hemen Gümüşsuyu parkına çevirdi. Parkta bulunan çantada Yasemin Durgun'un kimliği birkaç kitabı ve cep telefonunun sim kartı vardı. Çantanın içinden sadece cep telefonu alınmıştı. Polis meslektaşlarının da baskısıyla olayın üstünde çok sıkı bir biçimde duruyordu. Kayboluşun hemen ardından polis Yasemin'in arkadaşlarını gözaltına alıp sorgulamaya başladı . Yasemin'in erkek arkadaşı kendisi de bir polis çocuğu alan Alper Uygur, ifadesinde önce yemek yediklerini, kendisinin dersi olduğu için okulda kaldığını, şu ifadelerle anlattı:
"Ben derse girdim. Yasemin de önce postaneye gidecek, ardından da Beyazıt 'ta bulunan kütüphanede buluşup ders çalışacaktık. Ama kendisini bir daha görmedim."

Tıpta okuyan arkadaş
Polis Yasemin'in arkadaşlarından aldığı bilgiler doğrultusunda yeni insanları gözaltına almıştı. Bunlardan biri de Yasemin'in tıp fakültesinde okuyan bir arkadaşıydı.
Bacağın parçalanmadan kesilmesi hemen akıllara genç tıp fakültesi öğrencisini getirmişti.
Çünkü bulunan kesik bacak Adli Tıp uzmanlarına göre ancak ya bir doktor ya da bir kasap tarafından kesilebilirdi. Bilmeyen bir kişi asla bir insanın bacağını bu şekilde kesemezdi. Tıp fakültesi öğrencisi hemen gözaltına alınıp sorgulanmaya başladı. Yasemin'in eski erkek arkadaşı, kendisi için okulunun her şeyden önemli olduğu için kendi isteği üzerine ayrıldıklarını anlattı.

Dedektif gibi iz sürdü!
Yasemin'in kayboluşunun hemen ardından bulunan kesik bacak aslında genç kıza aitti. Ama kimse teşhis edemedi. Fakat polis memuru baba Sabri Durgun'un aklında bir soru işareti kaldı. Ona göre kızı ölmemişti, yaşıyordu. Kızının APS gönderdiği postaneye giden baba kayıtları inceledi . Yasemin 1040'ıncı sıradaydı . Baba hemen numaranın alt ve üst rakamlarındaki kişileri tespit edip meslektaşlarını uyardı. İfadeleri alınan kişilerden biri hariç hiçbiri Yasemin'i görmemişti. O da hiçbir olumsuzluk sezinlememişti. Dedektif gibi kızının izini sürmeye devam eden Sabri Durgun, sokaklara kızının fotoğrafını afiş yapıp yapıştırdı ve kayıp otobüsüyle günlerce dolaştı.

Kesik bacağın sırrı!
Çöp tenekesinde bulunan kesik bacak baba Sabri Durgun'un aklında soru işareti olarak kalmıştı. Acaba bu bacak kızına ait olabilir miydi? Sabri Durgun Cumhuriyet Savcılığı'na başvurarak kesik bacak üzerinde DNA testi yapılmasını istedi. 2001 Mayıs ayının 17'sinde dilekçeyle savcılığa başvuran baba sonuç alamadı. Yaklaşık bir ay sonra yeniden savcılığa başvurdu. Başvurunun sonucu ağustos sonunda kendisine ulaştı. Eşini yanına alarak İstanbul Adli Tıp Kurumu'na giden Sabri Durgun'dan kan örnekleri alındı.

4 Eylül doğum günüydü
Yapılan inceleme sonucu 4 Eylül'de belli oldu. 4 Eylül aynı zamanda Yasemin'in doğum günüydü. Kızı kaybolduktan bu yana umutlarını kaybetmeyen Sabri Durgun ve ailesi kendisi için çok önemli olan bugünde aldığı haberle yıkıldı. İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda yapılan inceleme sonucunda şu ifadeler yer aldı:
"Sabri Durgun ve Ayşe Durgun'dan alınan örnekler sonrasında DNA testi yapılmış olup, 22 Mart 2001'de bulunan kesik bacağın yüzde 99,9 oranında Yasemin Durgun'a ait olduğu belirlenmiştir...."

'Kızımın katilini bulun!'
Aylarca süren arama boşa çıkmıştı. Adli Tıp'tan gönderilen rapor kesindi. Kesik bacak kızına aitti. Rapor sonrasında baba Sabri Durgun, sokaklarda kayıp olarak aradığı kızının katilini ve diğer parçalarını aramaya başladı.
"Kızımın katilinin bulunmasını istiyorum. Meslektaşlarım işlerini gereğince yapmadı" diyerek sitem ediyordu. Sonra tümden umudunu yitirdi meslektaşlarından yana.. Emekliliğini istedi ve ayrıldı canı gibi sevdiği polislikten..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Hacıhüsrev çocuklarına kıymayın efendiler!..   / 29-11-2004
 Sabaha karşı katliam   / 28-11-2004
 Ereğli'de mide bulandıran küçük sinekler üzerine!..   / 27-11-2004
 Özdemir Asaf aşklara şiir de isterdi ama!..   / 26-11-2004
 Hıncal Abi yerim üç bin beş yüz vuruş!..   / 25-11-2004
 Çağdaş Çalıkuşu Tuba öğretmen öğrencilere 'ışık' oluyor   / 24-11-2004
 Kezzapçı koca yakalanana kadar yazıp duracağım!..   / 23-11-2004
 Bir çocuk maça gitti eve ölüm haberi geldi   / 22-11-2004
 Düştüm hastane damlarına   / 21-11-2004
 Üç asırdır bitmeyen dava   / 20-11-2004
REHA MUHTAR
Boşanma yerine yeni bir çocuk..
"Engereklee mail grubu...
MANSUR FORUTAN
Şaolin Rahibi davaya ihanet ederse
Büyümenin bir tanımı...
MEHMET BARLAS
Bunların hepsi şaka gibi değil mi?
Garip durumlar var...
ALİ KIRCA
Bu yıl da geçiyor işte...
Yarın 1 Aralık 2004... Yılın...
SAVAŞ AY
Bir üniversiteli kızın apansız yitişi...
HINCAL ULUÇ
Numarasız bilet sorusu yanıtlanacak!
"Darphane, seri...
EMRE AKÖZ
Holiganlığın esası renk aşkı değil ki
Hatırlarsınız:...
Korku futbolu yendi
Korku futbolu yendi
Beşiktaş-Rize maçındaki cinayet futbolseveri korkuttu. Seyirci sayısı...
Milli maç gibi
Milli maç gibi
Beşiktaş yarın St.Liege'i yenerse hem UEFA sıralamasında bir...
Sivil MGK'nın ilk işi gizli siyaset belgesi
MGK, 71 yıl sonra ilk kez bugün kapılarını açıyor. Sivil MGK,...
Erdoğan'a Yılın Devlet Adamı ödülü
"Avrupa'nın Sesi" dergisi Avrupalı 50 lider arasından Başbakan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.