| |
Şaolin Rahibi davaya ihanet ederse
Büyümenin bir tanımı da çocukluk kahramanlarınızın sizi hayal kırıklığına uğratması olarak mütalaa edilebilir mi? Bence edilir. Büyümek sadece oturup kalkmana, ne söylediğine dikkat etmek değil. Veya iş, güç, aile sahibi olmak, ne bileyim sorumluluk sahibi olmak da değil. Gençliğinde Erol Evgin'e, Erol Büyükburç'a aşık olan kadınlar neredesiniz? Bruce Lee, Cüneyt Arkın olmak isteyen delikanlılar nerede peki? Büyüyünce aradaki makas kapanıyor. Düşmez diye nitelediğim bir iki kalem vardı, geçtiğimiz günlerde biri daha yerle bir oldu. Efendim David Carradine'in başrol aldığı bir Kungfu dizisi vardı, hafızam beni yanıltmıyorsa yetmişlerin sonunda TRT'den izlerdik. Şaolin Rahipleri'nin paso pirinç yedikleri ve kötüleri dövdükleri diziden söz ediyorum. "Hocam bahar gelince içim gıpır gıpır oluyor, kızların bununla ilgisi olabilir mi acep?" "Bak çekirge, nehir taşmasını bildiği gibi geri çekilmesini de bilir." Bu lezzette diyaloglardan bi'şey anlamamakla beraber hocaya hak verir, David Carradine'in söz konusu öğütleri gerçek hayata uygulamasını ibretle izlerdik. Bu genelde kötü adama girişerek uygulama alanı bulurdu. Turuncuya çalan pijamalarımla Şaolin Rahipliği'ne defalarca soyundum. Kobra başı, çıngırak ısırığı, horoz gagası, eşek tepmesi figürlerim annemin gelişmeleri kaygıyla izlemesine neden olmuştu. Bağırıp çağırmalarımı anlatmak istemiyorum. Şaolin, iyinin, safın, disiplinin, mazlumun ve nefsin kontrol edildiği doğru bir dünyayı temsil ediyordu . Yurtdışı gezilerimden birinde Kungfu'nun DVD'sini gördüm. Bütün dizileri bir set halinde tüketicinin beğenisine sunmuşlar. Ben de aldım. Hayır, "izledim ve ne kadar palavraymış, yıkıldım" edebiyatına girmeyeceğim. Zaten izlemedim. Daha izlemediğim filmler rafında duruyor. Ancak başka bir geziden yurda dönerken bir aktarma sırasında çocukluk kahramanlarımla karşılaştım. Hayatımda ilk kez bir grup Şaolin Rahibi ile aynı salondaydım . Muhtemelen uzun mesafeli bir uçuş yapmışlar ve daha da gidecekler. Zira bir kısmı yerlere kıvrılmışlar. Biri fena horluyordu ki bu hal biraz kıllanmama neden oldu. Şaolin horlamaz ya!.. Hatta Şaolin istemezse uyumaz. Parayı bozar jesti bozmaz. Bir tanesinin elinde dijital makine sağın solun fotoğraflarını çekiyor. Bi'tanesi turistik hediye satan dükkanda. Ya n'olur bir durun ya! Bunları görmemek adına cafe gibi bir yere uzadım hemen ve son darbeyi de orada yedim. Genç rahiplerin hocası olduğunu düşündüğüm bir rahipbaşı yanında yamaklarından biriyle hamburger kemiriyordu ve daha da kötüsü diet cola içiyordu. Sanıyorum "Şaolin Rahibi" ve "diet cola" kelimeleri ilk kez benim tarafımdan aynı cümlede kullanılıyor! Hani sonsuza dek pirinçti? Yıkıldım, bittim. Meğer bu da yalanmış. Meğer Şaolinler de davaya ihanet etmiş. Geçen gün Şampiyonlar Ligi'ni izlerken eski Doğu Bloku ülkeleri takımlarını özlediğimi fark ettim. Dinamo Kiev'in Dinamo Kiev olduğu takımı mesela. Olimpiyatlar'da da o eski hava yok. Doğu Alman yüzücüleri, Romen jimnastikçileri de özledim. Büyüdükçe dünya tek tipleşiyor!
|