kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
  » Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Yılmaz Güney benim için geçilmemiş bir duraktır hâlâ
Yılmaz Güney benim için geçilmemiş bir duraktır hâlâ
Bir süre sonra göbeğimle meyhaneciyi oynardım!
Konu mankeni değilsem diziye 'evet' derim

Yılmaz Güney benim için geçilmemiş bir duraktır hâlâ

Yılmaz Güney'in hayatını değil, onu simgeleyen bir sanatçının bir gecesi ve bir gününü anlattık bu filmde. Bir hapishaneden bir hapishaneye nakil süresi içinde karısıyla ilişkisi, kendisi, hayata bakışı tartışıldı. Speküle edilebilir bir şeydi bu; o yüzden sessiz sedasız çektik.

Yılmaz Güney, Yol, Babaevi ve Emrah... Bunlar da neyin nesi demeyin. Halil Ergün'ün hayatındaki kilometre taşlarından birkaçı. 74 yılında oynadı ilk rolünü; İzin filminde. Yılmaz Güney'in yerine oynayan adam olarak lanse edildi. 'İşte yeni çirkin kral' diye manşetler atılıyordu. Çok sevdi sinamayı. Türk sinemasının efsane filmi 'Yol'da, aile meclisi tarafından ölümüne karar verilen Mehmet Salih'i canlandırdı. Hayatının filmiydi bu... İdealist her oyuncu gibi 'itiraz eden içindeki tüm sesler'e karşın televizyon dizilerine evet' dedi. Dört sezon süren 'Babaevi'nde sert babayı oynadı. Arkası da geldi. Hayatında ilk kez bir komedide, Oya Aydoğan'la Pembe Patikler'de rol aldı. Elbette bundan da yüzünün akıyla çıktı. Şu sıralar 'acıların çocuğu' Emrah'la bir diziye başladı. Hayatındaki o birkaç kilometre taşını sayarken, Emrah ismi elbette biraz ironik duruyordu. Kendince haklı nedenleri vardı ama; 'Önyargıları kırmak gerek' diyor. 30 yıldır sinemanın içinde. 70'i aşkın filmde oynadı. O bilmeyecek de ben mi bileceğim! Hiçbir zaman esas adam olmadı, star gibi değildi ama hep ağırlığını, etkisini hissettirdi. Biraz iç dünyası, biraz da Yılmaz Güney'le tanışıklığı onu hep 'ağır rollerin adamı' yaptı. Zaten bu karanlık yüzden başka rol de çıkmazdı' diyor. 30 yıllık birikim şu aralar patlamada! Emrahlı dizinin öncesinde oynadığı ve çekimleri biten iki filmi birden vizyona girmeyi bekliyor. Yılmaz Güney'i canlandırdığı Yolda' ve Ali Özgentürk'ün çektiği 'Zaman.' Hayatının belki de en yoğun, en popüler günlerini yaşıyor. Ama bunu söylediğimde kızıyor bana: Ben neler gördüm, neler...

* Bir Yılmaz Güney filmi çekiliyor ama sessiz sedasız. Neden?
Özellikle böyle davrandık çünkü başlarken speküle edilsin istemedik. Bizim yapmaya çalıştığımız başka bir şey çünkü, Yılmaz Güney'in hayatı değil. Yılmaz Güney'i elbette simgeleyen bir sanatçının bir gecesi ve bir günü. Bir hapishaneden bir hapishaneye nakil süresi içinde geçen bir hikâye. Karısıyla ilişkisi, kendisi, hayata bakışı tartışılıyor. O yüzden bu speküle bir şey olabilirdi.

* Kim tarafından speküle edilebilirdi?
Bizim onun anısını zedelermişiz gibi bir korkumuz vardı aslında. Başka bir şey anlatmak istiyordu Erden.

* Farklı bir şey derken...
Yani Yılmaz Güney'den hareketle, ama o değil, halkı tarafından efsaneleştirilmiş bir sanatçının, tutsak bir sanatçının, genç bir yönetmenle çatışması.. Usta-çırak ilişkisi yani. Bir de onun üstünde, özgürlük ve yaratıcılık meselesini tartışmak... Bunların hangi şartlara bağlı olduğu... Yılmaz Güney son dönemin en önemli senaryolarını, hazırlıklarını yaptı ama çekemedi. Çünkü tutsaktı. Başka birilerine teslim etti bunları, başka yönetmenlere verdi. Bunun acısını anlatmak istedik biraz.

* Neden Yılmaz Güney'in hayatı değil de salt bir yol hikayesi peki?
Bu konuda Fatoş'un (Güney) öyle bir hazırlığı var. Daha çok anlatılacaktır zaten Yılmaz Güney. Tam anlamıyla anlatılamadı ki o. Yasaklardan zor kurtulduk. Bu ilk adım.

* Uluslararası ayağı?
Türkiye'de 3 Mart'ta gösterilecek ama öncesinde Berlin Film Festivali'ne müracaat var. Cannes'dan talep gelirse değişebilir.

* Arada filmin ismi değişti sanıyorum...
Adı 'Yolda' aslında. Bir şey yaptığınızda hep yoruma açık olur ya; Yol filmi ve Yolda. Ondan biraz ürküldü, 'Rüzgar Geri Getirirse' diye değiştirildi ama son karar 'Yolda.'

* Sizin bu filme dahil olmanız Yılmaz Güney'i tanımanızdan mı kaynaklanıyor? Başka biri yok mu Yılmaz Güney'i oynayacak memlekette?
Bunu yönetmene sormak lazım. Benim oyunculuğuma onun özel bir ilgisi vardı. Doğrusu Türk sinemasında bir öncelikler meselesi varsa; ben Yılmaz Güney'le sinemaya başlamış bir adamım. Bir de benim için hala geçilmemiş bir duraktır Yılmaz Güney.

* Sizin sinemada adınızın duyulması da onun yerine oynamanızla başladı değil mi?
Tabii. Ben çok önemli bir tiyatro hareketinin içindeydim; o da hapiste. Sinema yapmayı çok düşünmüyordum. Güney Film'den böyle bir öneri geldi; 74 yılıydı. İzin filmiydi. İlk filmim. 'İşte yeni çirkin kral' diye manşetler atılınca Yılmaz Abi rahatsız olmuştu hatırlıyorum. Yılmaz Güney'in yerine oynayan çocuktum. Sinemaya öyle başladım ve çok sevdim.

* Bu filmle sinemaya başlamanız toplumsal içerikli filmlerde oynamak gibi bir misyon mu yükledi size?
Ben zaten tiyatro yapan biri olarak belirli bir tavrı ve seçimi olan biriydim.

* 'Ben oyuncuyum, her rolü oynarım kardeşim' deyip oyunculuğa profesyonel bakmanızı engellemedi mi yani bu durum?
Elbette gerçekçi filmlerde oynamak gibi, fantastik filmde oynayamamak gibi, ağır takılmak gibi.. Ne bileyim mutlaka kader haline dönüşüyor. Ama ben onu yırttım! Yani bir sürü değişik şeyler yaparak, değişik şeyler oynayarak yırttım. Ama benim fiziğimin o günlerde aranır olması sözkonusu değildi.

* Tamam siz kaderinize ne düştüyse, o bakış açısıyla yolunuza devam ettiniz. Ama bundan memnun muydunuz, kabuğunuzu kırmak için içiniz içinizi yiyor muydu?
Hah ha... Bu çok tehlikeli bir soru! Mutlaka zincirlerini kırma duygusu vardı. Ne bileyim, ben bu filmde oynamam dediğin bir takım filmlerde oynamak, aktör olarak daha gelişip serpilebileceğin alanlarda olmak gibi bir duygu alttan alta vardı ama biz bunu yapmayız biçiminde bir terbiye de vardı.

* Fizik olarak da buna mecbur kalmış olabilir misiniz; sert abi, oturaklı abi rolleri şartmış belki de sizin için!
Beni öyle hemen film oyuncusu olacak şekilde yorumlamadılar zaten. 'Bu karanlık fizikten başrol uyuncusu olmaz' dediler. Ben iddia ettim! Tutunabilmem çok kolay olmadı.

* Nasıl başardınız?
Hayatı keşfe çıkmış biriydim. Ünlü olacağım, hanlarım, katlarım olacak derdinde değildim. Lezzeti arıyordum ben. Yani benim kendimi ifade yolum oyunculuktu ve bunda ısrar ettim. Kendi ellerimle inşa ettim biraz. Ama müthiş düştüğüm anlar oldu, 'Ulan işi yapamayacağım galiba' diye...

* Neler yaşadınız?
Benim çok daha iyi oynayabileceğim sürü rolü başka birileri oynuyordu. Her seferinde yeniden başlar konumundaydım. Kategorik değildim belki. Hani kategoriler vardır ya, fiyatı olan insanlar filan... Afiş sözkonusu olurdu, 'E sen bizdensin' gibi laflar! Öyle olmaz böyle olur dedim ben de! Reddetiğim ticari filmlerden birine 'evet' dedim. O müthiş para getirdi. O sene 12 tane film yaptım.

* Sert, masaya yumruğunu vurdu mu deviren bir fotoğraf veriyorsunuz ama sinemanın ezilen çocuğuymuşsunuz!
Yani ruhuma sorarsan elbette. İçimde biriktirdim çok şeyi. Abi kültürüyle gelmedim buraya. Düşüncelerimi söyleyen biriydim hep. Bu da çok affedilmedi! Bu işe başladığımdan beri Zeki Ökten en yakın arkadaşım. Ama ben onun hiçbir filminde oynamadım mesela.

* Neden?
Ben de sordum bir gün, hiç unutmam. Bir filmi var, Ses. 12 Eylül'de işkenceyi anlatan bir film. Seyrettim ve Zeki'ye gittim; 'Seni hiç affetmeyeceğim. Böyle bir film çekmişsin, bir gün insan sormaz mı? Ben bunları yaşadım biliyor musun? Bırak benim oynamamı, ne hissettin diye sormaz mı insan? Sormak bile gelmedi mi aklına' dedim.

* Cevabı ne oldu?
Susar o... Ama anlamıştır.

RÖPORTAJ: ŞİRİN SEVER

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Balık Pazarı'nda eylem hazırlığı
 Bu bayram baldan tatlı onlar ne dese haklı
 Birey olarak kadınlar kendi kimliğine sahip çıkmalı
 Özel günler için zengin seçenekler...
 Friends dizisi davalık oldu
 Türkü gecesinde küpe tartışması
 Yaşlanmak nedir bilmiyor
 Slovakya'nın yeni yüzü
 Otomobil Fuarı'na ithal güzel
 Cansız mankenlere Lopez kalçası
 Abur cubur reklamına yasak
 Herkes Pinokyo oldu
HAKAN & UTKU
Yılların intikamı
- Recep... Receeeeep. Hadi kalk.
Doç. Dr. BENGİ SEMERCİ
Bu bayramı tatil gibi yaşamayalım
Bu yıl, yine...
AYŞE TÜTER
Lezzet Güneşi
Güveçte etli sebze
Orta büyüklükte...
Modern yaşam fazla kiloyu şişmanlık diyabeti getirdi
Modern yaşam fazla kiloyu şişmanlık diyabeti getirdi
Halkın eski yıllara oranla geçim standartlarının yükselmesi; daha çok...
Şekeriniz varsa asla öğün atlamayın
Şekeriniz varsa asla öğün atlamayın
* Diyabetliyseniz, şeker de dahil olmak üzere hiçbir yiyecek yasak...
Okyanusa yelken açtı
Okyanusa yelken açtı
Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, 18 Eylül'de Nazenin 4...
Haberler iyi
Haberler iyi
Çiğdem Kayalı'nın, Ercan Akın ile evliliğinden olan oğlu Sinan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.