|
|
|
|
|
|
Küçük ticari araçlar tatil canavarı olabilir
Bu hafta konuğum İpek Değer. İkinci Bahar, Kampüsistan dizilerinde rol alan, şimdi ise Mobil Hayat programını sunan İpek'le atladık bir VW Caddy'ye ve Gümüşdere plajına gittik. Pastırma yazının son demlerini, denizin ve güneşin tadını çıkardık.
Sevgili günlük, korkma ama sana bir şey itiraf etmem gerekiyor: Annemle babam, Cumhuriyet bayramı için İstanbul'a geliyor! Ama sevgili günlük, sen böyle titrersen ben nasıl yazabilirim ki olayların geri kalanını... Hem korkma, sadece iki gün kalacaklar. Ama ev yine tanınmaz hale gelecek. Öncelikle eve girdikleri anda, tüm derin ilişkilerimi kullanıp bakkallarda kullanılan küçük içecek dolaplarından birini eve getirdiğimi gören annem, çığlık atacak. Sonra babam, kardeşimle paramızı birleştirip 38 ay taksitle aldığımız televizyonu görecek ve o da basacak çığlığı... İlk şokun ardından annem temizlik yapmaya başlayacak. Ve akşam eve gittiğimde surround hoparlör sistemim ve kedimin üzerinde küçük şirin (iğrenç!) dantel örtüler bulacağım. Annem evi kendi zevkine göre dekore edecek ve "Çocuklar paranızı böyle çar çur etmemelisiniz" diye başlayan uzun nasihatler dinleyeceğim. Ama bugün henüz cuma ve ben, pazar günü yayınlanacak olan röportajım için İpek Değer ile buluşmalıyım. Bu hafta altımda siyah bir Volkswagen Caddy var. Aklımda ise kamp yeri fotoğrafları... Nedense bu tür yeni nesil aile otomobilleri hafta arası ticari araç olarak kullanılıyor, haftasonu ise iri tatil canavarlarına dönüşüyorlar. İpek'i ilk kez "İkinci Bahar" dizisinde Ozan Güven'in deli dolu sevgilisini canlandırdığı karakter ile tanımıştık. Sonra Kampüsistan isimli dizide gördük onu ve bu sıralar televizyonda "Mobil Hayat" isimli programı sunuyor. "İpek'ciğim, istersen Kilyos tarafına gidip ilginç fotoğraflar çekebiliriz" şeklindeki emri vaki cümleme olumlu yanıt verince, sabah erkenden Caddy ve ben, soluğu onun evinde alıyoruz. Tabii sanatçı kısmısı çok uyur. Şirinlik olsun diye poğaçalar, pastalar falan alıyorum. Kapıyı çalıyorum. Ama karşımda erkenden uyanmış ve hatta çayı koymuş bir İpek buluyorum.
ÇİN ASTROLOJİSİ Makyaj yapmayı çok sevmiyor. Rahat evinde, keyifli bir kahvaltı yapıyoruz. Evde fazla eşya yok ama bolca ışık ve pozitif enerji var. Çin çaylarına hayran. En çok da yasemin çayını seviyor. Müzik zevklerimiz şaşırtıcı derecede uyuyor. Film seçimlerimiz de neredeyse aynı. Bugünlerde bir müzikal hazırlığında ve koreograf tarafını öne çıkarmaya hazırlanıyor. Zaten dans etmek onun için çok önemli. Bu nedenle Chicago filmini izleyip, onlardan daha iyisini yapmaya çalışıyor. Bir yandan da bir çocuk oyunun koreografisini hazırlıyor. Bu aralar oyuncu seçmekle meşgul. Gelecek Mart ayında Ankara Modern Dans Festivali'ne dansçı olarak katılıyor. Genellikle uzun soluklu işler yerine, kısa aralıklı işler yapmayı tercih ediyor. Son beş yıldır hiç tatil yapmamış. Kafasındaki tatil; uçağa binip 11 saat uçtuktan sonra, bir ay Tayland'da kalmak üzerine kurulu. Macera insanı kısacası... Bir ara doğum yılımı soruyor, "1975" diyorum. "Tavşan" diyor. Çin Astrolojisine göre burcum tavşanmış. Ve tavşanlar, başlarında büyük bir felaket olmasa bile her şeyi felaket gibi yaşayabilirlermiş. Bu "Dört Tekerlekli Sohbetler" çerçevesinde her hafta buluştuğum insanlardan farklı şeyler öğreniyorum. Bu da galiba insan sarrafı yönümü biraz daha geliştiriyor. İpek çok sakin biri. Çekim yerine vardığımızda çocuklar gibi sevinip, ayakkabılarını çıkarıyor ve kendini denizin kenarına atıyor. Hava da inanılmaz güzel! Sanki bu yıl çok kısa geçen yaz, kıştan intikam alıyor. İpek ise deniz kabukları toplayıp ayaklarını kumlara sokuyor. Onun rahatlığı bana da yansıyor ve kendimi bırakıyorum. Ayakkabılarımı çıkarıp, ayaklarımın kuma kavuşmasına izin veriyorum. Her şehirli gibi önce sudan korkuyorum ama sonra sulara bırakıyorum kendimi. Sahilde duran iri Volkswagen Caddy ise bizi bekliyor. Otomobile döndüğümüzde dev arka bagajı ve kayarak açılan kapıları ile adeta bu dev plajda bize ev konforu sunuyor. CD çaları açıyoruz ve Blues Brothers filminin şarkıları ile coşuyoruz. Arkadan da Sezen Aksu patlatıyoruz. Kendimi bir iş gününden çok, tatil havasındaymış gibi hissediyorum. Geri dönmek istemiyorum. Çünkü Caddy'nin arka koltukları tamamen yatabiliyor ve kapıları kilitleyip güvenle uyumanıza izin veriyor. Gümüşdere Plajı sonbahar itibariyle çok özel bir kimliğe bürünüyor. O korkunç kalabalıklar, yerini uzun altın rengi kumsallara ve denize bırakıyor. Eğer yanınızda iyi bir yol arkadaşı varsa ve tabii İstanbul'da yaşıyorsanız, mutlaka bu sakinliğin zaman zaman tadnıa varmalısınız. Kumların üzerine park edip, motoru kapattığımız anda dev bagaja oturduk ve dalgaların sakin sakin sahile vuruşunu seyrettik. Yaklaşık yarım saat hiç konuşmadık ve kendi çapımızda meditasyon yaptık. Doğa her şeyi bizim için organize etmişti sanki. Hava 29 Ekim için hayli sıcaktı, güneşliydi. Kısaca çok şefkatliydi. İpek ise kendini yeniden kumlara atıp deniz kabukları toplamayı tercih etti. Kumlar üzerinde bir o tarafa bir o tarafa koştururken çok mutlu görünüyordu. Onu rahatsız etmedim. Ama artık dönüş vakti gelmişti. Onu evine bıraktım. Bense her an Caddy'min burnunu Kilyos tarafına çevirebilirim... Volkswagen Ticari Araç'ın katkılarıyla
Teknik Bilgiler: * Motor tipi: Turbo direkt enjeksiyon dizel * Max. Güç: 105 bg * Max. Tork: 250 nm. * Max. Hız: 166 km/sa * Yakıt Deposu: 60 lt. * Şanzıman: 5 ileri senkromeçli * Direksiyon: Yükseklik ve derinlik ayarlı
|
|
|
|
|
|
|
|
|