|
|
Uzun yolculukları, çekip gitmeyi özledim
"Yol, yolculuk insana ne öğretiyor tam olarak bilemiyorum" diyor Ece Temelkuran, "Yani her dilde kahve ısmarlamayı bilmekten başka? Gittiğin her yol içine bir küçük taş koyuyor. O taşların bir anlamı var mı? Sonunda taşlardan bir şey oluyor mu? Bilmiyorum. Giden, gitmekte olan kimsenin de bunu bildiğini sanmıyorum. Zaten yolun meselesi burada, sonuna kadar bilememekte." Çekip gitmek istiyorum bu aralar, biraz uzağa. Öylesine özledim ki uzun yolculukları... Her dilde kahve ısmarlamayı da istiyorum. Dünyanın bütün taşlarını içimde biriktirmeyi arzuluyorum. Olmuyor tabii. Öyle aklınıza her estiğinde çekip gidemiyorsunuz. Ece'nin yeni kitapları yaşadığınız dünyadan bir nebze de uzaklaştırıyor sizi. "İçerden Kıyıdan Konuşmalar" ve "Dışardan Kıyıdan Konuşmalar"... "Sahilde bir kadın var. Her şeye sinirli bu kadın. Yanındaki adama sinirli, içine çekmekten yorulduğu göbeğine, kalçasına, koluna bacağına, baktıkça yabancılaştığı gövdesine. Denizin dalgasına sinirli kadın; havanın sıcağına, bir şeylerin bir şeylere denk gelmemesine, rüzgarın esişine, bir şeylerin yakasının bitişmemesine ve galiba en çok kendisine sinirli... "Öff!"bir kadın bu, kesintisiz bir öff!" Milliyet Gazetesi yazarı Ece Temelkuran'ın Everest Yayınları'dan çıkan iki kitabı da sizi başka hikayelere başka diyarlara götürüyor, hayattan bir "ara" almanızı sağlıyor.
|