kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Balcicek Pamir @ SABAH
 

Fener'in konuyla ilgisi nedir hayatım?

Çıldırdım. Ekranın başında kendi kendimi yedim durdum. Aslında karşılaşma güzeldi, heyecanlı da geçti. Ama yarışanlardan bir tanesi Türk olunca siz de yerinizde oturamıyorsunuz tabii. Bir tarafta bizim okçumuz Zekiye Keskin Şatır, diğer tarafta Yunanlı rakibesi Evangelia Psarra. Zekiye oku çekiyor yüzünün üzerine yaslıyor, fırlattığında gözümü kapıyorum. "Tam ortaya" diye bağırıyor kocam. İzin günüm. Kocamı da zorla evde oturtmuşum. Televizyonun önündeki kocaman koltuğa iki küçük köpekle sıkışmış durumdayız. Nasıl keyifliyim anlatamam. Beraberce Olimpiyat karşılaşmalarını izliyoruz, dikkatinizi çekerim, futbol maçı değil, Fenerbahçe hiç değil... Yani stres yok, gol yedik diye üzülmek yok, küfretmek yok... Erken konuşmuşum. Önce senkronize kule atlama müsabakalarını izledik. Çinlilere bayıldık. Bırakın aynı anda havada takla atmayı aynı anda suya dalıp, aynı anda çıkıyorlar. Yarım burgu tam takla, arka parende derken nefesiniz kesiliyor onları seyrederken. Kanadalı kızların atlayışlarından çok vücutlarına bayıldık. Boy pos deseniz yerinde, vücutları orantılı. İş Meksikalılara gelince ufak çapta atıştık. Ben her zamanki gibi kendi kendime "İyi de bunların nesi güzel?" diye söylenmekteyim. Kocam ise bana inat Meksikalıları hayran hayran izlemekte. Sıralamada sonlarda yer aldılar da rahatça aleyhlerine konuşabildim.

Bu arada Hıncal Abi birkaç gündür TRT'nin Olimpiyat acemiliğini yazıyor ya, gel de katılma. Az bile yazıyor inanın. Spiker sporcuyu anlatırken madalyalarını yanlış söylüyor, fazla konuştuğu için bir önceki puanı vermeyi unutuyor vs... Ama benim favorim Halil Mutlu rekor denemesi yapacakken araya reklam almalarıydı. "Nasıl yani, ne demek bu?" diye bağrıştık kocamla, apar topar Eurosport'u açmaya çalışırken, aceleden kumandayı düşürdük, televizyona küfrettik, sonra birbirimizle kavga ettik. TRT nasıl olduysa Halil Mutlu halteri kavramış, çoktan konsantrasyonunu sağlamış bir durumdayken canlı yayına geçti. Peki ama aradakiler, örneğin nasıl yürüdü, tribüne el salladı mı, gülümsüyor muydu? Yok. 4 yılda bir Olimpiyat seyrediyoruz, üstelik altın madalya şansımız büyük olan bir dalda bir Türk'ü alkışlayacağız. Ama detay yok. Niye? Öyle işte, yakaladılar ya halteri kaldırırken, yayına girdiler daha ne istiyorsunuz? Öyle ya istiyoruz?

Senkronize kule atlamalarından biraz sonra okçumuz Zekiye ile Yunanlı Evangelia'nın karşılaşması başladı. İkisi de birbirinden iyi. Biri ortaya yakın, biri yere atıyor, öteki tam yanına. "Hani sen miydin stressiz gün isteyen?" diye söylendim. Sonra karşılaşmanın en kritik anında, Evangelia'yı destekleyen taraftarları duydum. Nasıl bağırıp çağırıyorlar anlatamam. Topu topu 4-5 kişiler. Ellerinde Yunan bayrakları. Bu taraftar desteğinden bizim Zekiye'nin de nasibine küfürler düştü, o ayrı. Evangelia oku atıyor, sıra bizimkine gelince nasıl bir kıyamet kopuyor, benim moralim bozuldu televizyon karşısında, Zekiye'nin nasıl bozulmasın? Göz göre göre o maç kaybedildi inanın. Evangelia daha iyi olduğu için değil. Zekiye'nin morali bozulduğu ve konsantrasyonu kalmadğı için. Ne diyordu halter karşılaşmalarını izlerken Sedat'ı eleştiren Naim Süleymanoğlu? "Etrafı duymayacaksın, hiçbir şeyi gözün görmeyecek, sadece yaptığın işe konsantre olacaksın." Ertesi gün gazetelerde Yunan taraftarları kınayan yazılar okudum. Niye kınıyorsunuz? Bize küfrettiler diye mi? Tam 8 yıl profesyonel olarak voleybol oynadım. Servis atarken yediğim küfrün, duyduğum hakaretin haddi hesabı yoktu. Rakibin taraftarı moralimizi bozmak için her şeyi yapardı. Bizimkiler de misilleme yaparlardı, hiç merak etmeyin. Benim asıl merak ettiğim, ikinci tura yükselmeyi başarmış, madalya şansı olan bir sporcumuzu önemli bir karşılaşmada neden yalnız bıraktık? Yani yok muydu üç-beş Türk daha büyük tantana koparacak? Hadi yoktu, toplayıp götüremedik mi? Çıldırdım ekranın başında. Yunanlı taraftarlar bağırdıkça, Zekiye'nin moralinin bozulduğunu gördükçe ben de sesimi duyurmaya çalıştım ama olmadı. Olimpiyata küstük, televizyonu kapattık, sahilde yürümeye gittik. Kocam dedi ki "Biraz uğraşsam senden fanatik bir Fenerli çıkarırım gibi geliyor, sende büyük bir taraftar potansiyeli var!" Derin bir nefes al, sakin ol... "Fener'in bugünkü karşılaşmalarla ne ilgisi var hayatım?"

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Evinizde işler yolunda mı?   / 16-10-2004
 Kötülük genetik mi yoksa sonradan mı?   / 09-10-2004
 "Seri ol" deyip popoma vurulmasın   / 02-10-2004
 Erkekçe kavga etmeyi senden öğrendim   / 25-09-2004
 Dünyada erkek sayısı azalıyor mu?   / 18-09-2004
 Kadınları en iyi anlayan yazar   / 11-09-2004
 Ölmeden önce mutlaka Ateş Hattı'na katılın   / 04-09-2004
 Fotoğraflar iyi ama sen yoksun   / 28-08-2004
 Fener'in konuyla ilgisi nedir hayatım?   / 21-08-2004
 Annenizi tanıyor musunuz?   / 14-08-2004
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Ah şu papatya falları başka bahara kaldı
Türk tasarımcı...
Mutfaklarda diplomalı aşçı dönemi
Aşçılık gözde meslekler arasına girdi. Yeditepe Üniversitesi Gastronomi ve...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.