|
|
|
|
|
|
Tarımda melekler modeli
Beş genç tarım uzmanı Iğdır'da köylerin kaderini değiştirme savaşı veriyor.
Adları Deniz, Mihriban, Kezban, Esin ve Dicle. Kimi veteriner, kimi ziraat mühendisi. Tarım Bakanlığı'nın "Bin köye bin tarımcı" projesi kapsamında atandıkları Iğdır'da köylülerin sevgilisi oldular.
Köy evlerinde kalıyorlar, tarlaları, ahırları, kahveleri dolaşıp verimi artıracak yeni teknikleri, organik tarımı öğretiyorlar.
Iğdır'ın beş 'Çalıkuşu'
Her gün giyinip süslenip tarlaları, ahırları, köy kahvelerini dolaşıyorlar. Bir yıldır tarımda verimi artıracak yeni teknikleri anlatan bu genç kadınlar Iğdır'da fakirliği kader zanneden köylülerin umudu oldu.
Tarım Bakanlığı'nın başlattığı '1000 Köye 1000 Tarımcı' projesi kapsamında Iğdır köylerine geçtiğimiz yıl atandılar. Onlar gelene kadar bu köyler ziraat mühendisi nedir, veteriner tam olarak ne işe yarar bilmiyorlardı. Bu nedenle köylüler bu genç tarım danışmanlarına ne diyeceklerini de bilemediler. Onlara, köye gelen memurlara her zaman dedikleri gibi öğretmen hanım, doktor hanım sonra mühendis bey dediler. Bu genç kadınlardan oluşan tim, bir yıl içinde köylerde verimin artmasını sağladılar, meyve bahçeleri kurdular, organik tarıma başlanmasını sağladılar. Hayvan neslinin daha sağlıklı gelişmesi için suni üreme yapmaya başladılar. Köylerin kanalizasyon sorununa çözüm buldular. Dicle Bilgin, Mihriban İlim, Esin Tıraş, Kezban Altay ve Deniz Akgün henüz yirmili yaşlarda olan tarım danışmanları. Büyük şehirlerde okuduktan sonra bu projeye katılan genç kadınlar Reşat Nuri Güntekin'in eseri Çalıkuşu'ndan etkilendiklerini söylüyorlar.
HOSTESLİĞİ BIRAKIP KÖYE GELDİ Dicle Bilgin 27 yaşında, üç yaşında bir kızı var. Ziraat Mühendisi olduktan sonra hayatında ilk kez mesleği ile ilgili bir işte çalıştığını söylüyor. THY'de çalışırken bu projeyi duyunca katılmaya karar vermiş. Hayatında ilk kez köyde yaşamaya başlamış. "Önce onlar gibi giyinmeyi, ayağıma şalvar geçirmeyi düşündüm. Sonra önlükle dolaşmaya karar verdim. Ama kendim gibi olmak en iyisiydi. Bana böyle alıştılar üstelik Kürtçe 'sarışınımız' anlamına gelen 'Parçureme' demeye başladılar. Her gün tarlaya, ahıra birlikte gidiyoruz. Döllenme için hayvanların birbirine aşık olmasına gerek kalmadığını, daha sağlıklı hayvan nesli için suni dölleme yapılacağını gösterdim. Şimdi köyde doğum bekliyoruz. Verim bir anda artınca, ilaçlama konusunda dersler başlayınca saçın rengi, görüntü farklılığı falan ortada kalmadı" diyor. Kezban Altay da Merkez köyünde yaşamaya başlamış."Köy kahvesine geldiğimde ilaçlama yapmak için anons yaptım. İlk kez hoparlörden bir kadın sesi duyuyorlardı. Şaşırdılar, ancak bu sorunu kısa zamanda çözdük. Çerezlik ayçiçeği, çilek üretimine başladık. Organik tarım konusunda pazar arayışlarımız sürüyor. Verimi artırdık ancak şimdi de yeni pazarlar bulmamız gerekiyor. Haftada bir gün şehir merkezine inip internetten onlara yeni pazarlar arıyorum" diye anlatıyor yaptıklarını. Köyde kaldığı evin bahçesinde model oluşturması için meyve bahçesi kurmuş. Burada kadınlara çiftçilik dersleri veriyor. Şimdi köyün kadınları için el sanatları kursu açtırıp ek gelir elde edilmesi için çalışma yapıyor.
KARADÜZENİ BİTİRDİ Deniz Akgün 28 yaşında. Onun da 3.5 yaşında bir kızı var. Egzost ölçümü, İngilizce öğretmenliği, zirai ilaç dükkanında kalfalık gibi işlerden sonra bu proje karşısına çıkınca çok heyecanlanmış. "Ziraat Mühendisliği işsizlik anlamına geliyordu. Oysa köylerin kaderini değiştirebileceğimizi biliyordum. Şimdi hayallerim gerçekleşti" diye anlatıyor bu projeye katılma nedenini. "Köye geldiğimizde tam anlamıyla bir kara düzen vardı. Babadan oğula geçen geleneksel yöntemlerin çoğu yanlıştı. Teknik anlamda tarım yapılabileceğini gösterdik" diyor. Köylüler bu genç kadınlarla yalnızca topraklarına, ürünlerine dair sorunlarını değil, kişisel problemlerini de paylaşmaya başlamışlar. Köyde tüm dilekçeler artık onlar tarafından yazılıyor, sorunu olan onların kapısını çalıyor.
'HAYATIMIN EN MUTLU DÖNEMİ' Mihriban İlim, sınıf öğretmenliği yaptıktan sonra proje ile mesleğini uygulayabileceğini öğrenince çok sevinmiş. "Hayatımın en mutlu dönemini yaşıyorum" diyor. Yirmisekiz yaşındaki bu genç kadının en büyük hayali ise köye soğuk hava deposu yaptırabilmek. Ekin mevsimi çalışmalarının sonuçlarını hemen almışlar. Onlar gibi olmak isteyen bir grup köy gencine örnek oluyorlar. "Buralarda yapacak çok şey var" diyorlar.
ESRA TÜZÜN
|
|
|
|
|
|
|
|
|