kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Güvenlikçinin güvene ihaneti

Gerçek bir hukuk devleti olabilmek için AB şart koşana kadar bekleyip bekleyip sonra kağıt üzerinde yaptığımız düzenlemelerin, bazı derin siyasi ve demokratik ilkellikler açısından henüz hiçbir hayrını görmedik..
Dokunulmazlıklar, Siyasi Partiler Yasası ve seçim mevzuatı gibi meseleler en az güvenlik konuları kadar derin ve stratejik değil mi?
Ne var ki bu gibi meselelerle ilgili olarak henüz halisane bir iyileştirme niyeti dahi ortaya çıkmış değildir. Her şeyde olduğu gibi AB 'Gelin bakalım, şu ev ödevini niye atladınız' diye kulak çekmeye başlayana kadar da bu iradeyi arayacağız..
Esasen sadece bu en temel demokratik konularda adım atmamışlığımız bile AB yolunda gerçekleştirdiğimiz düzenlemelere içerik olarak inanmadığımızı, sadece gündelik kazanımlar peşinden koştuğumuzu belgelemeye yeter..

***

Derin ilkelliklerimizden biri de polisle medya arasındaki işbirliğidir..
İşkence konusunda 'sistemlisi yok' diye AB'den yüksek ehliyetname alan Türkiye'de en yaygın hak ihlallerinden biri bu vadide bütün azametiyle devam ediyor.. Bu öyle bir polis-medya işbirliğidir ki, yargıdan önce insanları mahkum etme alışkanlığımızın sarsılmadan ayakta kalmasını sağlamaktadır..
Düzenin işleyişi utanç verecek derecede basit: Gazeteci, gündelik bomba haber şehvetiyle veya 'kendini bomba habere mahkum hissetme' kompleksiyle koştururken bir kısım eski kafalı şark kurnazı polis yöneticileri 'bomba ürün'ü sızdırırlar.. Bu 'bomba ürünler' de maalesef çoğu zaman şef hazretlerinin ve üstlerinin belirli bir yönde erkenden kamuoyu oluşturma arzularının eseridir:
-Ben şimdi bu adamları bülbül gibi öttüreceğim.. İşkence ile veya işkencesiz, hikayelerini söküp alacağım.. Ama bunlar mahkemeye gidince bize verdikleri ifadeleri inkar edecekler, baskı altına aldığımızı söyleyecekler.. Bir fiske vurmasak da öyle diyecekler. Hakimler de aslında bizim vardığımız sonuçların doğru olduğunu bildikleri halde, bazen yasalardaki boşluklar yüzünden, bazen başka sebeplerle yakaladığımız kişileri salıverecekler.. Fakat medya ile bombardımanı tamamlarsak kamuoyu gibi hakimler de etkilenir.. Böylece gerçekte suçlu olduklarından emin bulunduğumuz bu mikroplar yasaların boşluğundan yararlanamaz, hapishaneyi boylarlar..
Böylece polis, medyanın alet olması sayesinde hukuk dışı bir iş yaptığı halde kendi vicdanını rahatça susturabiliyor, hatta belki kahramanlık duygusu bile yaşayabiliyor:
-Bunca elverişsiz şartlara rağmen kötülerle mücadele ediyoruz..
Oysa böyle düşünen ve davranan polis, kendisi hakkında hiç kimsenin oluşturamayacağı kadar güven kemirici bir kanaatin gelişmesine yol açıyor.
Nitekim bu böyle olduğu için de eski bir polis şefi çıkıp, 'Mafyalar arasında ayrım gözetiliyor' diye beyanat verebiliyor..
Olacak şey mi?
Polisi en iyi tanıyanın yine kendi meslektaşı olduğuna göre, emekli bir polisin bu iddiasını istediğiniz kadar resmi ağızlarla yalanlayın, iş işten geçmiştir. Şimdi duyan duymayana aktara aktara zaten fısıltı halinde dolaşan dedikoduyu adeta doğa kanunu gibi bir gerçek haline getirmiştir:
-Polis mafyalar arasında ayrım yapıyor!!!
İsteyen araştırsın; mafya dünyası ile ilgili az buçuk merakı olanlara göre bu cümle tartışılmaz bir gerçektir.
Peki tablo kimin eseri?
Hiç şüphesiz şark kurnazı polis yöneticilerinin eseri.. Çünkü daha baştan kullanılan tılsım batıldır ve geri tepecektir. O tılsım medyayı dolduruşa getirmektir... Malumat sızdırarak yargıdan önce infaz uygulattırmak aslında polisin intiharıdır. Oysa gerekçe ne kadar da masum:
-Bunlar zaten suçlu.. Öyleyse bunları mahkum ettirebilmek için biraz da kural dışı yöntemlerden güç almanın neresi kötü olsun?!
Öyle olmuyor işte.. Bu ülkede polisin adı zaten çıkmış dokuza, yalan da olsa mantıklı gibi görünen her suçlama anında yapışıyor..
Alan güvenlik alanı..
Böyle bir alanda kadı kızındaki kusur bile güveni yok ediyor.
Fatih Terim'in Özhan Canaydın için Hıncal Uluç'a söylediği sözün yeridir:
-Güven ya vardır, ya yoktur, güvenmenin azı-çoğu olmaz..
Kağıt üstünde istediğimiz kadar AB düzenlemesi gerçekleştirelim.
Zihniyetler değil sipariş üzerine, devrimle de değişmez.
Kökten zihniyet değişimi için insanları ikna edip ardından sürükleyerek dönüştürecek önderler gerekir; en önemlisi yoğun çaba ve zaman lazımdır..
Şipşak cennet hülyalarına son..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kimlik mızıkacılığı   / 15-10-2004
 Türkiye'yi Sonderschule' leştirmek   / 14-10-2004
 Paşaya hürmet, maşaya lanet!   / 12-10-2004
 Yağmalığın adı devlet   / 11-10-2004
 Kimin gurur tablosu?   / 08-10-2004
 'Yatalak egemenlik' ve 'uygarlık tedavisi'   / 07-10-2004
 Zihinsel vaftiz   / 05-10-2004
 'Ön müzakereler' ve 'art gerçekler'   / 04-10-2004
 Geleceğin kurmayı   / 01-10-2004
 1940'lı dogmalar, 2004'lü batmalar   / 30-09-2004
ERDAL ŞAFAK
Öfkenin tohumları
AB Komisyonu'nun Türkiye ile üyelik...
UMUR TALU
Özel güvenlik, kamusal tehlike
"Vali ile Veli" özel...
ERGUN BABAHAN
O bir haberci
İki yıl önce gazete yönetimini...
MEHMET ALTAN
Bu haber beni ürküttü...
Beni ürküten haber 12 Ekim...
ÖMER LÜTFİ METE
Güvenlikçinin güvene ihaneti
Gerçek bir hukuk devleti...
'Tren çoktan kalktı'
Almanya'da muhalefet, Türkiye karşıtı imza kampanyası başlatmak...
Avusturya: Başka seçenek sunulmalı...
Kamuoyu yoklamaları Avusturya halkının üçte birinin Türkiye'nin...
Futbolun 100 akı: 5-1
Futbolun 100 akı: 5-1
Galatasaray, 100. yılın başladığı gece şov yaptı... 2 gol atan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.