Pazar bilmecesi
Modernleşmenin en temel göstergelerinden biri zaman kavramının hayata yansıma biçimidir. Saatlerin ortaya çıkması, zamanın somut bir biçimde insanoğlunun yaşamına girmesi, Batı'da Ortaçağ'a dayanır. Saatten söz eden ilk metin de, Dante'nin yazdığı "Cennet" adlı eserdir. Benim için o metnin unutulmaz mısrası şöyledir: "Sevişsin diye güveysiyle o dem rahat Tanrı'nın eşini uyandıran saat"
***
Modernleşmenin izleri bizim coğrafyaya ne zaman düşmeye başladı? Soruya "zaman kavramı" ve onun pusulası olan saatler açısından bakarsanız, bunun ilk örneği acaba Dolmabahçe Saat Kulesi midir? Dolmabahçe Saat Kulesi'nin, 1890 ila 1894 yılları arasında inşa edildiği ve 1895 yılında da açıldığını biliyoruz. Hatta mimari olarak da bu kuleye dikkat çekerler. Mimar Sarkis Balyan Barok, neoklasik ve ampir üslubu bir arada kullanmıştır.
***
Ancak, esas meydanlara saat kulesi yapma atılımı, 1900'ün tam başında başlar... Sultan Abdülhamit, tahta çıkışının yirmi beşinci yıldönümünde valilere gönderdiği talimatnamede her yere saat kuleleri yapılmasını emreder. Abdülhamit'in tahtadaki çeyrek yüzyılının alameti farikası saat kuleleri olmuştur. Örneğin, İzmit Saat Kulesi bunlardandır... Emri alan İzmit Mutasarrıfı Musa Kazım Bey, bu saati mimar Vedat Tek'e yaptırtmıştır.
***
Tabii İzmit Saat Kulesi'nden çok daha ünlü olan İzmir Saat Kulesi de, Sultan Abdülhamit'in genelgesinin ürünüdür. O da 1901 yılında Sadrazam Küçük Sait Paşa tarafından yaptırtılmıştır. Ve kentin sembolü haline gelmiştir. Kulenin bir özelliği de, saatinin 2. Wilhelm tarafından hediye edilmiş olmasıdır. Kule ilk başlarda Hamidiye Kulesi olarak anılmıştır...
***
Tabii ki modernleşmenin tek göstergesi saatler değil... Zamanın hızlanması ile birlikte hızlanan iletişim ve ulaşım da modernleşmenin temel göstergelerinden. Zaten ulusdevlet olmanın alt yapısını da bu iki unsur oluşturuyor... Ülke içi ulaşımı yaygınlaştıramamış, haberleşmenin alt yapısını gerçekleştirememiş bir ülkenin, ulusdevlet inşası da topal oluyor... Bizdeki durum biraz böyle... Bugün bile otuz beş bin köy yanında, Kırk bin mezramız olduğunu söylemek yeter de artar bile...
***
İletişim açısından 20. yüzyılın hemen başlangıcındaki en büyük eseri Sirkeci Postanesi... Sirkeci Postanesi de saat kulelerinin hemen ardından, 1909 yılında hizmete açılmış... Onun da mimarı, Ulusal Mimarlık Akımı'nın öncülerinden olan Vedat Tek'tir... Binanın iki yanındaki iki kuleden birinde alafranga, diğerinde de alaturka saatler olması ayrıca değerlendirilmesi gereken ilginç bir özelliktir.
***
Ulaştırma ise şimdi bile Türkiye'nin modernleştirmeyi ve işletmeyi pek beceremediği demiryollarıdır... Demiryolu deyince hepimizin aklına ilk gelen simge yapı Haydarpaşa Tren istasyonudur... İzmir Saat Kulesindeki hediye saatte olduğu gibi Haydarpaşa tren istasyonu inşasında da Almanların etkisi vardır... Daha doğrusu ulaşımın alt yapısını oluşturacak olan tren yolları ağı Alman hediyesidir... Daha da doğrusu Alman iradesidir... Haydarpaşa Garı'nı iki Alman mimar Otto Ritter ve Helmut Cuno neoklasik Alman rönesansı geleneğine uygun inşa eder. Bina 1908'de hizmete açılır ama tam anlamıyla tamamlanması bir buçuk yıl daha alır. Haydarpaşa Tren İstasyonu'nun bir diğer bacağı Şam demiryolu istasyonudur... Tarihi Hicaz Demiryolu üzerindeki bu ihtişamlı bina da 1911'de yapılmıştır.
***
Bugüne gelirken dünü hatırlamakta fayda var... Görüldüğü gibi 20. yüzyılın başındaki sınırlı modernleşme atılımı padişahın ve Alman iradesinin isteğiyle gerçekleşmiş. Toplum dinamikleri pek çalışmamış... Zaten bugünkü durum da bunu ispatlıyor. Neyse, benim sorum ya da pazar bilmecem o değil... Merak ettiğim konu şu, iyi ya da kötü Yirminci Yüzyılın saat kuleleri, postane, demiryolları gibi modernleşme çabalarının bugün topluca görebildiğimiz sonuçları var... Yaygınlaşmasa da hedefe varmasa da bunlar dünün bize bıraktığı birikimler.
***
Acaba sizler böyle bir işaret zinciri arasanız, 2004 yılı itibariyle 21. yüzyılın Türkiye'deki simgeleri olarak neleri bulabilirsiniz? Pazar bilmecesi olarak benim aklıma takılan soru bu... Cevaplarınızı beklerim...
|