Adanalı Remziye Paksoy da asıl mesleği İngilizce öğretmenliği olmasına karşın babasının çiftliğini yönetiyor.
Tarımdaki yeni yöntem ve teknolojilerin şıklığını, kendi dış görünüşlerinden çalışma biçimlerine, çalışanlarıyla ilişkilerinden aile yapılarına kadar tüm yaşamlarında yansıtan modern çiftçi portrelerimizden biri de Adanalı Remziye Paksoy. Remziye Paksoy, Adana'da sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen hanım ağalardan biri. Ama klasik bir hanım ağadan çok, hafif makyajı, pantolonu ve çalışanları karşısındaki rahat ve içten duruşuyla modern bir kadın çiftçi profili çiziyor. Paksoy'un asıl mesleği, hiç yapmamış olsa da İngilizce öğretmenliği. Ama yıllar boyunca onun düşlerini, öğretmenlik değil, baba çiftliğini yönetmek süslemiş. Ve eşi tarım sektörünün dışında çalışan, iki çocuk annesi Paksoy, 5 yıl önce babası ölünce, çok sevdiği çiftliğin yönetimini üstlenmiş. O süreci, "Her ne kadar, ailede bir erkek evlat dururken kız çocuğun çiftlik yönetmesi alışılagelen bir durum değilse de, ailemin desteği ve ortak kararımızla çiftliğin başına ben geçtim" diye anlatıyor.
KADINA ZOR ALIŞTILAR Onun kullandığı ciple, babası hayatta iken daha çok konut görevi gören ama kendisinin ofis olarak değerlendirdiği çiftlik evine giderken, çiftlik yönetiminde en çok insan ilişkileri konusunda zorlandığından bahsediyor. Önünde el pençe divan durup hep yere bakan kişilere emir vermeyi seven bir yönetici olmadığını anlıyoruz: "Şimdi iyi ama, çiftlikte insan ilişkilerini düzeltmem üç senemi aldı. Elemanlarım, bir kadın yöneticiyle çalışmaya kolay alışmadılar. Eskiden selam bile vermez, yüzüme bakamazlardı. Ben anlatarak iş yaptırır, durumlarıyla ilgilenirim. Artık ihtiyaçları olduğunda söylüyorlar. Karşımda önlerini ilikler, çok saygılı davranırlar. Ama onlara, karşısındakinin gözüne bakarak konuşmanın, daha güven verici olduğunu öğrettim sanırım. Çünkü, çalışanlarımla iyi bir iletişim kurabilmek için göz teması önemli diye düşünüyorum.