| |
Mülkün temeli TMSF
Hayırlısı olsun nihayet bir de halifemiz oldu. Tek eksiğimiz o kalmıştı. Almanlar halife hazretleri Metin Kaplan'ı paketleyip Türkiye'ye postaladılar, eksik tamamlandı. Sedat Peker birkaç gün önce içeri tıkıldı. Çakıcı ise kendi deyimi ile hesap vermeye geldi. Kaçarken aklına gelmemiş, o kadar da olacak. Hiçbiri akrabam değil bu 'ağır' zanlılar beni ırgalamaz. Ama hukuk ve adalet ırgalar. Hergün bir okkalı paket konuyor yargıçların önüne bir gün orta boy bir Baba, ertesi gün bir halife, daha ertesinde daha büyük bir BabaAllah yargıçlara sabır ecir versin. Çünkü kendi yargısına bu kadar gaddar davranan başka bir toplum zor bulunur. Aklıma ister istemez polis müdürü Tantan'ın dillere destan hukuk anlayışı geliyor. Her gün bir otobüs dolusu işadamı derdest ediliyor, arkasından kamyonlar klasörleri yıkıyordu adliyelerin önüne, inşaatın önüne kum çakıl yıkar gibi. Suç dosyaları dediğiniz de, irsaliyeler, makbuzlar, satın alma vesikaları, dekontlar, ödeme emirleri, milyonlarca bordro, masraf kağıdı, elektrik, su, havagazı makbuzları falan filandı. Hayatında elektrik ve su faturasından başka makbuz görmemiş hakimler, bu klasörlerin içinden çıkamayınca da , zanlılar ön kapıdan girdiler, arka kapıdan çıktılar. Veleddalin amin Bu defa toplumda, adliyelere karşı husumet doğmaya başladı. Çünkü Türk'ün hukuk anlayışı, birçok gazeteci de dahil olmak üzere tutuklama sendromundan muzdariptir. Ortalama yurttaş, zanlı tutuklandığında ceza tesis edildiğini zanneder. Bir grup basın ise zaten intikam ve paylaşma peşinde. Cilalı laf etmeyi becerdikleri için de husumet hislerini, tüyü bitmemiş yetimin hakkı muhabbetine 'dürüm' yapıyorlar. Attılar mı da mangalda kül bırakmıyorlar. Adalet mülkün temeliymiş! Onu benim külahıma anlatsınlar. Türkiye'de mülkün temeli bürokrasidir. Yargı, kör topal önüne konulan binlerce dosyayı çözmeye çalışadursun, idari bürokrasinin işleyişine bakın siz esas... Bürokrat-siyasetçi tezgahında yaratılan krizler yüzünden kusurlu kusursuz, yüzlerce firma denizin dibini boyladı. İnsanlar yoksullaştı, yetişmiş kadrolar sefil ziyan oldu- Batan battı, orasını anladık da... TMSF, nasıl oldu da Türkiye'nin en güçlü holdingi haline geldi? Nasıl oldu bu? Niye oldu? İşletmeleri rehabilite edeceğim ve alacaklarımı tahsil edeceğim diye de batan paralardan fazlasını kendisi hibe etti? Kağıt üzerindeki değerlerine ve toplam alacaklarına bakarsanız, TMSF neredeyse Türk ekonomisinin yarısını kontrol eder oldu. Türkiye Cumhuriyeti'ni, TMSF Cumhuriyeti'ne dönüştürdüler. Gülmeyin, TMSF'nin bakmakla yükümlü olduğu keçileri bile var artık... İdari bürokrasinin memleketi getirdiği nokta işte bu... Peki, madem bürokrasi işini doğru yapıyordu, devlet bankalarından götürülen milyarlarca doların üzerine niye bir bardak su içildi? Biz bunları sorduğumuzda, 'kötü gazeteci' oluyoruz. Eyvallah!.. Ve ne gam? Sizin 'iyi gazeteci ve yazarlarınız' yok değil ki. Yetim hakkı muhabbetiyle yazıyorlar işte Rakiplerinin çetelesini tutup güya Hazine'yi savunuyorlar, kendi borçlarını öteletmek için de taklalar atıyorlar. Siz de bunları yazar diye okuyorsunuz. Eh, TMSF Cumhuriyeti vatandaşlarına da TMSF yazarları pek yakışıyor doğrusu!.. Allah mutluluğunuzu bozmasın...
|