Elveda Tızıano
Dünya gazeteciliğinin en önemli ismi Tiziano Terzani 66 yaşında öldü
Ben de tatildeyim. Ancak size Bodrum, Kuşadası yazıları yazmak istemiyorum. Hele en güzel otellerin nerede olduğu, en iyi çöp şişin nerede yenildiğine dair akıl vermeler hiç içimden gelmiyor. Bu yazıyı Selçuk'ta bir internet kafe'de yazıyorum. Tiziano Terzani diye bir gazeteci öldü. Bunu sizin de bilmenizi istiyorum. Bir dost, bir usta, İtalyan, Avrupa, dünya gazeteciliğinin en önemli isimlerinden biri. "İdollerini" pencereden aşağı çoktan sallamış bir gazeteci olarak bana da zaman zaman yazılarıyla rehberlik etmiş bir usta. Her şeyden önce dünyevi ve kendi ruhundaki yolculuğu huzurla tamamlamış şanslı insanlardan biri.
UZAK DİYARLARIN KALEMİ Tiziano Terzani'nin yazıları her zaman profesyonellik ruhuma ve benim gazetecilik anlayışıma bir ilaç gibi gelmiştir. Terzani uzak diyarların, savaşların, yarım kalmış devrimlerin hikayelerini berrak bir gözlem yeteneği, yalın anlatımı ile okurlarına anlatırken, onları yıllarca hiç görmedikleri ülkelere götürdü. Tiziano Terzani 1938 doğumlu bir Floransalı. Gerçek Floransalılar gibi sözünü sakınmayan, dili keskin bir gazeteci. Gazeteciliğe ilk başladığım yıllarda yaptıklarına imrendiğim ünlü Oriana Fallaci'nin hemşehrisi. Bir hayata birden fazlasını sığdırmış bir insan. Ünlü Olivetti firmasında önce temsilcilik sonra yöneticilik yapan Terzani, gazetecilik yapmak istediği için işini bırakanlardan. Yeni gazetecilik yaşamına Çince öğrenerek hazırlanan Terzani, seminerler için gittiği Amerika'ya peşinden ailesini de sürükledi. Ünlü Der Spiegel dergisi için 1971 ve 1997 yılları arasında Asya'da muhabirlik yaptı. Singapur, Hong Kong, Pekin, Tokyo ve Bangkok'da yaşadı ve bu süre içinde Corriere della Sera ve Repubblica için de yazdı. Dünyada merak ettiği, anlamak istediği her yeri gezme, görme ve yazma şansına sahip olan Terzani, eşi Angela Staude ve iki çocuğu ile birlikte 1994 yılında Himalayalar'ın eteklerindeki küçük bir köye yerleşti. Terzani 11 Eylül'den sonra ise Himalayalar'dan inme gereğini duydu. Bir barışcı olarak Bush'un savaşlarına karşı ve İslam'la diyalog için mücadele etti. Artık New York'ta fildişi kulesine kapanmış bir hayat süren Oriana Fallaci'nin Doğu'ya ve İslam kültürüne karşı saldıran "Öfke ve Gurur" adlı kitabına karşı unutulmaz bir yanıt verdi. Terzani'nin bence Türkçe'ye çevrilmesi gereken onlarca kitabı var. Vietnam Savaşını anlatan "Leopar Derisi" (1973), 1975'te komünistlerin Saygon'da iktidarı ele geçirişini anlatan "Giai Phong! Saygon'un Kurtuluşu" ilk kitaplarından... Seksenli yılların başında Kamboçya'daki müdahaleden sonra "Kamboçya'da Katliam" kitabını yazdı. Daha sonra Çin'de "karşıdevrimci faaliyetler" suçlaması ile hapsedildi ve sınırdışı edildi. Başından geçenleri "Yasak Kapı"da dile getirdi. Terzani "İyi geceler, Bay Lenin" kitabında ise Sovyetler'in çöküşünü anlattı. Terzani'nin en önemli kitabı ise "Bir Falcının Bana Dediği". Terzani, bir falcının kendisine bir yıl boyunca hiç uçağa binmemesi uyarısından sonra yaşadıklarını bu kitapta topladı. Asya'nın sadece tarih ve politikasını değil, felsefesini de iyi bilen Terzani budizm, yoga, İslam mistiği üzerine çalışmalar bıraktı. Doymak bilmeyen gazeteci merakı onu hayatı boyunca izledi. Son yazdığı "Bir Atlıkarınca Turu Daha"da kendi içsel yolculuğuna yer verdi. Yakalandığı kanser hastalığına, acıya, ölüme, bir anlam verme çabası bu kitapta yer aldı. Bunu yapabilmek için de büyük bir gazeteci olmak şarttı. Hatta dünyanın en büyüklerinden biri... Terzani Toskana'daki doğum yeri olan Orsigna'da 66 yaşında öldü. Dini tören yapılmadı. Oğlu Terzani'yi sevenlerin yer aldığı bu törende "66 yaş ölmek için az görünebilir ama benim babam bu dünyada görmek, tanımak istediği her yeri köşeyi gezdi gördü. Dünyada ve kendi içindeki yolculuğunu tamamlamıştı. Artık hazırdı, huzurlu bir bakışla aramızdan ayrıldı. O ölmedi, sadece vücudunu terk etti" dedi. İyi yolculuklar Terzani!
|