Mazeretim var denizdeydim
İki haftadır köşe yazılarımı göremeyen, emaillerine cevap alamayan okurlarımdan özür diliyorum, umarım mazeretimi hoş görürler. Çünkü denizdeydim. Sabah Deniz Kuvvetleri Yarışı, yardımcımın izni derken tekneme ancak eylül ortasında binebildim. Ve ver elini Bodrum dedik... İstanbul'dan Ege'ye inerken inerken yolda karşılaştıklarımız durumu garipseyerek, "herkes dönüyor" diyorlardı. Oysa Eylül gerçekten de Ege için harika bir mevsim...
İstanbul'dan MÜYRA "Mürefte Yat Rallisi"ne katılan yatlarla birlikte direk Mürefte'ye indik. İşim dolayısıyla rallilere katılamıyorum. Ama Ataköy Marina Yat Kulübü'nün başlattığı bu gelenek amatörler için bulunmaz bir fırsat. Aslında ben gece seyri yapmayı pek sevmem. Ancak ralliye katılınca ister istemez yaptık. Mürefte'ye 18 yatla birlikte gece gittik. Komodor Teoman Arsay, önce balıkçıların sonra da gemilerin yoluna çıkmayacak bir rota tespit etmişti. Bütün tekneler de buna tamamen uydu. Gece iki saatte bir herkes komodora telsizle koordinatlarını bildirdi. Ve emniyetli bir seyirden sonra sabah saatlerinde peşpeşe Mürefte Limanı'na girildi.
MÜREFTE'YE UĞRAMALI Mürefte'ye ilk kez gidiyorum. Son derece mükemmel bir mendireğe sahip geniş bir liman. Daha önceleri bakımsızlıktan bazı olaylara neden olmuştu. Artık giriş fenerleri yanan, çekek hizmeti verilen, harika bir yat limanı olmuş. Limanda bir de restoran var. Balıkçı kooperatifi su, elektrik ve yakıt dahil her hizmeti veriyor. Başlarında da Mesut Kızılırmak gibi bu işleri iyi bilen bir eski İstanbullu denizci var. MÜYRA, Mürefte'nin meşhur bağbozumu günlerine göre düzenlenmişti. Ev sahipliğini de Kutman şarap firması yapınca tüm yatçılar kendilerini bir şarap denizinde yüzer buldular. Adnan ve Canan Kutman çifti, öylesine yakın ilgi gösterdiler ki, biz de esen sert rüzgarı bahane ederek, iki gün Mürefte'de kaldık. Mürefte'nin doğal zenginliğinden etkilenmemek mümkün değil. Seneye bu etkinliği şenliğe döndürmek istiyorlarmış. Karadan da ulaşımı kolay olduğu için çok gelişeceğini umuyorum. Özetle, Ege yolculuğu yapan yatlara Mürefte'ye uğramalarını tavsiye ediyorum. Bir gün ayırıp şaraphaneleri ve müzeyi gezmekte fayda var. Bu arada tekneye şarap takviyesi de yaparsınız...
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ Mürefte'den sonra Çanakkale'de belediyenin çalıştırdığı küçük limanda kaldık. Ege'ye gidenin, İstanbul'a çıkanın soluklanacağı tek liman. Görevliler ve hizmet harika. Ancak kapasite son derece az. Böyle bir nokta 50-100 bağlama yeri gerektirirken, ancak 10-15 tekneye hizmet verebiliyorlar. Biz önceden telefon ederek haber vermiştik. O yüzden bir sıkıntı yaşamadık. Ama pat diye gidilirse ne olur bilemiyorum. İşte acil olarak gerçekleştirilmesi gereken bir yatırım. Ama kim yapacak? İyi biliyorum ki, belediye tek başına yapmaya kalksa bile, Ankara'daki bürokrasiyi on yılda aşamaz. Özel teşebbüs de Dalaman örneğinden sonra bu işlere bir daha zor bulaşır. İşte yurdumun gerçeği: Çanakkale gibi önemli bir noktada hemen yapılması gereken bir limana ihtiyaç var. Ama yapılması çok zor görünüyor. Bakalım Çanakkaleliler, bürokrasinin "Çanakkale geçilmez" engelini aşabilecekler mi? Ege macerasını ve gözlemlerimizin devamını haftaya yazacağız. Bodrum Yalıkavak Marina'daki 2. El Tekne Fuarı'nı da...
|