Ortak işaretler
Bizim gazeteden Pervin Kaplan'ın haberine göre "Gençler 300 kelimeye sıkıştı. Üniversiteli gençler artık günlük yaşamda en fazla 300-400 kelime kullanarak konuşuyor." Doç. Dr. Arus Yumul, "Söyleyecekleri için cep telefonu kullandıkları için derdini en kısa kelimelerle anlatıyor. Önemli olan söylemek istediğini en hızlı ve kısa söylemek" diyerek yeni kuşağı "kelimede tasarruflu" olarak nitelendiriyor. Türk Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel günlük yaşamda Türkçede 100 bin kelime bulunmasına rağmen üniversite mezunlarının bile en fazla 200 kelime ile konuştuklarını vurguluyor, nedenini de eğitimin test çözme üzerine kurulmasına bağlıyor. Dr. Erol Köroğlu da öğrencilerin az kelime ile konuşmasının "aptallıklarından" değil, sistemden kaynaklandığını belirtiyor. Üç uzmanın da görüşlerinde büyük ölçüde haklılık payı var. Doğrudur, avuç içi bir klavye ile "mesaj" alıp verirken kimi sözcükler kısa yazılabilir. Eğitimin "test çözme" üzerine kurulması da kelime haznesinin daralmasına yol açabilir. Suçu gençlerin omuzlarına yüklemek ne kadar doğrudur? Bence konuşma dili ile yazı dili karıştırılıyor. Melih Cevdet Anday, gerek şiiriyle gerek düzyazıları ile Türkçeyi en iyi kullanan yazarlarımızdan biridir. Fakat Melih Bey, konuşurken "eczane" derken yazarken "eczahane"yi seçerdi. Bunun gibi "hastahane" yazardı, "dershane" yazardı... Biz, "dershane"yi de "dersane"ye çevirmedik mi? Bence gençlerin Türkçeyi nasıl kullandığına bakmadan önce, yazı dilinin egemen olduğu medyada, kültür, sanat, edebiyat yapıtlarında yazı olarak kendisini gösteren Türkçeye bakmalı... Mesela gazetelerimiz kaç kelime ile çıkıyor? Köşe yazarlarımız kaç kelime kullanıyor bir yazıda? Fransızlar'ın ulusal kültürlerine ne kadar düşkün olduğu bilinir. Başımdan geçtiği için biliyorum, Paris'te İngilizce konuşan, turist dahi olsa pek hoş karşılanmaz, en köhne bir bulvar kahvesinde dahi "nescafe" içmek mümkün değildir. Şimdi, 15-16 yaşlarındaki Fransız gençlerini düşünüyor ve merak ediyorum. Acaba "chat" yaparken bizim gençlerimizin yöntemini kullandıklarına göre onların da kelime dağarcıkları bizimkiler kadar sınırlı mı? Fransızlar'ın o ünlü "Dil Akademisi" bu durum karşısında neler düşünüyor? Doğrusu, böylesi sanal ortamda "gerçekçi" önlemlerin yararlı olabileceğini sanmıyorum. Çünkü konuşma dili, içinde bulunduğumuz küresel ortamda "sanal", yazı dili ise gerçek... Diyeceksiniz ki böyle giderse dünya halkları olarak ortak bir dili konuşamazsak bile, ortak işaretlerle yazarak anlaşabileceğiz. Bu da iletişim çağında yaşamanın bir başka göstergesi... Bu dili de öğreneceğiz çaresiz...
|