|
|
|
|
Sokak bile onları korkutuyor
Rus-Çeçen Savaşı'nın acımasızlığından kaçarak huzurlu bir yaşam sürmek için Türkiye'ye sığınan ve Beykoz'da bir binaya yerleştirilen mülteciler zor günler geçiriyor. Çocuklar sokakta oynamaya bile çekiniyor.
Bombalar altında, korku dolu bir hayattan kaçıp Türkiye'ye sığındılar. Tek istedikleri huzurlu bir yaşamdı. Yetkililer Çeçen mültecileri İstanbul'da üç ayrı kampta topladı. Fenerbahçe, Ümraniye ve Beykoz'daki kamplarda toplam 450 Çeçen kalıyor. Ancak İstanbul'da yaşayan Çeçen mültecilerin rakamı çok daha fazla. Ekim 2001 tarihi itibarıyla İstanbul'da 785 mültecinin yaşadığı biliniyor ve bu sayı her geçen gün artıyor. Fenerbahçe kampında 184, Ümraniye kampında 152, Beykoz kampında ise 114 mülteci var. Ayrıca, İstanbul'un değişik semtlerinde kiralanmış evlerde ya da hayırsever vatandaşlar tarafından tahsis edilmiş dairelerde 335 mülteci barınıyor. Bu şekilde barınanların 160'ı çocuk, 168'i ise kadın. Ayrıca, İstanbul ve Anadolu'nun çeşitli illerinde akrabalarının yanında kalan 400 civarında daha mülteci bulunuyor. Bu dağılım içerisinde en zor durumda olan yer Beykoz'daki mülteci binası. Daha binanın içine adım atar atmaz gelenleri ağır bir koku karşılıyor. İki üç ailenin bir arada yaşadığı daireler arasına gerilmiş iplerde çamaşırlar asılmış. Çocuklar binanın dışında değil içinde oynamayı tercih ediyor. Çünkü dilini bile bilmedikleri bu ülkede sokak onları korkutuyor. Aileleri de sonlarının ne olacağından habersiz. Tek istedikleri oturma izni almak ve çalışabilmek. Ama Beykoz'daki evde yaşayan Çeçen'lerin bu aralar daha önemli bir sorunu var, o da elektrik. 32 milyar lirayı bulan faturayı ödeyemeyen Çeçen mültecilerin elektrikleri kesilmiş. Kokunun nedeni de bu. Buzdolaplarındaki tüm yiyecekleri bozulan mülteciler, bu şartlarda kışı nasıl geçireceklerini düşünüyorlar.
BİZİ ÇALIŞTIRMIYORLAR 57 yaşındaki Seyit Hüseyin üç çocuğu ve eşiyle savaştan kaçıp dört ay önce Türkiye'ye sığınmış. Zor şartlarla mücadele ediyor ama geldiğine asla pişman değil; "Burada hayat zor ama Çeçenistan'daki kadar değil. Geldiğime asla pişman değilim. Ama elektriklerimizi kestiler, yiyeceklerimizi nasıl koruyacağız, kışın nasıl ısınacağız bilmiyoruz. Bizden önce kalan Türkler'in borcu ve bizimki birikmiş 32 milyar lira olmuş. Biz çalışamıyoruz ki bu parayı ödeyelim" diyor. Çeçen mültecilerin çoğu Türkçe bilmiyor. Bilenlerse okula giden küçük Çeçen öğrenciler. Seyit Hüseyin bunlardan biri, annesi ve altı kişiden oluşan akrabalarıyla Türkiye'ye gelmiş. Babası hala Çeçenistan'da, savaş sırasında kaybolan ağabeyini arıyor. Beykoz'daki evde kalanlardan İslam Musayev 36 yaşında, 3 yıldır Türkiye'de yaşamaya çalışan Musayev "Eninde sonunda mülteciyiz, dünyanın neresine gidersek gidelim bu gerçek değişmeyecek" diyor. Musayev "Burada insanlar, çocuklar zor durumda, biz Türkiye'ye sığındık çünkü Müslüman ülke diye. Çalışma iznimiz olmadığı için sağdan soldan gelen yardımlarla geçiniyoruz, o yardımlar bazen geliyor bazen gelmiyor. İnanın zor durumdayız" diyor. Hasan Seyduhacıov 28 yaşında yedi aylık bebeği ve eşiyle 2 ay önce Türkiye'ye sığınan mültecilerden. Çeçenistan'daki savaştan kaçan Seyduhacıov "Çalışırsam bebeğimize yemek bulabilirim. Biz kimseye muhtaç olmak istemiyoruz. Hepimiz Çeçenistan'da kendi paramızı kazanan insanlardık, savaş olmasa bu halde olmazdık" diyor. Üç katlı bir binadan ibaret olan Beykoz Kampı'nda 49'u çocuk ve 45'i kadın olmak üzere 114 kişi bulunuyor. Binadaki aşırı rutubet, mültecilerde enfeksiyonlara sebep oluyor. Su ve elektriği olan kamp, merkezi sistemle ısınıyor. Ancak, yakıt bulmak zor. İstanbul'daki Çeçen mültecilerin ortak sorunu gıda ve sağlık ihtiyaçları üzerinde düğümleniyor. Mültecilerin en büyük destekçileri ise hayırsever vatandaşların ayni ve nakdi yardımları. Mülteci statüsü tanınmamakla beraber, Çeçenler ancak resmi makamlarca verilmiş ikamet izinleriyle Türkiye'de kalabiliyorlar. Kafkas Çeçen Dayanışma ve Kültür Derneği Başkan Yardımcısı Muktedir İlhan Ümraniye'deki mülteci binasının da 20 milyar lira borcu olduğunu ve yakında elektriklerinin kesileceğini belirtiyor. İlhan " Biz bu insanlara yiyecek bulamıyoruz, değil milyarlarca liralık elektrik faturasını ödeyebilelim" diyor.
Sonat Canıdar
|
|
|
|
|
|
|
|
|