|
|
|
|
Onların tek dileği barış
Savaşın faturasını her yerde çocuklar ödüyor. Ailelerini kaybeden Iraklı çocuklar Mersin'deki kampta, Çeçen minikler de İstanbul'da yaralarını sarmaya çalışıyor.
Dışişleri Bakanlığı'nın girişimiyle Mersin Akkum'daki kampa getirilen 104 Iraklı çocuk belki de hayatlarının en güzel günlerini yaşıyor. Anne-babalarını kaybeden minikler havuz, deniz ve oyun parklarında iki haftalığına da olsa bomba ve kurşun seslerinden uzakta barışın hayalini kuruyor.
Tedirginler Elektriği ve yakıtı olmayan Beykoz'daki Çeçen kampında kalan çocuklar ise yaşadıklarından hala tedirgin, sokakta oynamaya bile çekiniyorlar. Mülteciler, kampın bütün elverişsiz koşullarına rağmen Çeçenistan'da olmadıkları için çok mutlu... Sadece çalışma ve oturmalarına imkan sağlanmasını istiyorlar.
*** Savaşı Türkiye'de unutacaklar
Irak'taki savaş en çok çocukları etkiledi. Dışişleri Bakanlığı'nın girişimleri ile Mersin'deki Akkum Gençlik Kampı'na getirilen annelerini, babalarını savaşta kaybeden 104 çocuk yaşadıkları acıyı unutmaya çalışıyor.
Kamptaki Iraklı çocuklar da tüm çocuklar gibi oyunu çok seviyor. Yataklarına, parklarına düşen bombalar yüzünden oyunlarını yarım bırakan Iraklı çocuklar, kampta kaldıkları yerden oyun oynamaya devam ediyor. Büyük bir bölümü annesini, babasını kaybeden çocuklar şimdi savaşın izlerini körpecik beyinlerinden silip atmak için çaba harcıyorlar. Kendilerini havuzda ve boş buldukları her noktada oyuna veriyorlar. Top oynuyor, masa tenisi oynuyor, yemekte arkadaşlarına su dağıtıyor günlerini iyi geçirmeye çalışıyorlar. Bağdat El Emire Çocuk Yetiştirme Yurdu'nun Müdüresi Amira Al-Saraf, çocukların havuzda yüzmelerinden, yemeklerine kadar her konularıyla yakından ilgileniyor, onlara moral vermeye çalışıyor. Çocukların hafızasına yer eden acı savaş anılarını silmek için onları hiç yalnız bırakmıyor. Türkiye'ye getirilen savaşın çocuklarından 12 yaşındaki Ali Şuayip ile 9 yaşındaki Murtaza Abdulaziz, kampa ilk geldiklerinde dikkatlerini Atatürk büstü çekmiş. "Bizim saddam Hüseyin'in heykeline hiç benzemiyordu. Sorduk ve öğrendik ki, Atatürk savaşı sevmez, çocukları çok severmiş. Bize de Atatürk gibi bir lider lazım. Atatürk'ü çok sevdik" diyerek Atatürk'ün büstünü öpüyorlar. Bağdat El Emire Yetiştirme Yurdu'nda kalan 13 yaşındaki Niran Hamid ve 10 yaşındaki Şecan Kazım, savaş döneminde yaşadıklarını hatırlamak bile istemiyorlar. Savaşın tüm acısının gözlerinin önünden bir film şeridi gibi geçtiğini, gözlerini yumduklarında hep bombaları hatırladıklarını söylüyorlar: "Savaş başladığı andan itibaren 'biz ne zaman öleceğiz' düşüncesine kapıldık" diyen minik Şecan ve Niran, yaşadıklarını unutmak için bir dakikayı bile değerlendirmek istiyorlar. 7 yaşındaki Afrah İbrahim "Annemi doyasıya kucaklayamadım, babamı ise hiç görmedim. Savaşın dışında ilk gördüğüm güzel yer bu deniz ve Akkum Gençlik Kampı'nın havuzu, ve çevredeki sessizlik" derken gözleri doluyor.
HEDEFİ BAŞBAKAN OLMAK ABD denetimindeki Irak Geçici Hükümeti'nin Başbakanı Allavi ile aynı soyadı taşıyan Zuhal Allavi, "Soyadım sadece bir benzerlik. Allavi bir başbakan ben ise ailesini savaşta kaybeden küçük bir beden. İnşallah bir gün ben de Allavi gibi başbakan olurum" diyerek minicik beyniyle geleceğe ilişkin hayaller kuruyor. Türkiye'de olmaktan ve tatil yapmaktan mutlu olduğunu söyleyen Allavi, "Savaşta gördüğüm tüm acıları beynimden silmek istiyorum. Her şeye rağmen yaşamak güzelmiş" diyor. 8 yaşındaki Mahasin Falih ile Esma Mahmut'ta gençlik kampındaki zamanlarını dolu dolu kullanmaya çalışıyorlar. Ellerine geçirdikleri basket topunu bir an olsun bırakmıyorlar. Anne-babalarının yokluğunu ve savaşın izlerini oyun oynayarak unutmaya çalışan iki arkadaştan Falih bir yandan futbolcu olacağını söylerken diğer yandan top sektirmeyi sürdürüyor: "Duyduğum kadarıyla dünyanın en ünlü sporcuları küçükken top oynayarak başlarmış. Ben de onlar gibi olmak istiyorum ve ünlü topçulardan olacağım. Bakmayın çocuk olduğuma, ben savaşta yıkılan evin içinden çıkan çocuğum" diyerek gelecek için hayaller kuran Falih, "Kim bilir belki çocuk ça görülen hayaller bir gün gerçek olur. Irak'ta hep savaş olacak değil ya" diyor. Akkum Gençlik Kampına tatile getirilen 60'ı erkek 27'isi kız olmak üzere toplam 104 çocuğun arasında birisi var ki diğerlerine hiç benzemiyor. Çekingen, hiç konuşmayan, sadece insanın gözlerine acıyla birlikte derin bir etkiyle bakan 7 yaşındaki bu çocuğun adı Dünya Hazım. El Emira Çocuk Yetiştirme yurdundan birlikte geldiği kız arkadaşları, üzerlerinde elbiseyle dolaşırken, o erkek arkadaşlarıyla birlikte hareket ediyor. Şezlonga yatıp güneşleniyor ve zaman zaman da başını yana yaslayarak derinlere dalıp gidiyor. Belki de tatile geldiği yerlere ailesiyle gelmeyi düşlüyor. "Hep siz benim fotoğrafımı çekiyorsunuz bende sizin fotoğrafınızı çekeceğim" diyerek güçlükle kaldırdığı fotoğraf makinesinin deklanşörüne basıyor. Diğer kız arkadaşlarının aksine erkeklerle birlikte fotoğraf çektirmekten çekinmeyen Dünya, yurtta kalan erkek arkadaşları Arsal Sadi, Omar Hazım ve Ali Muhammed ile birlikte objektifimize poz vermekten zevk alıyor.
TATİLLERİ MEZİTLİ'DE SÜRECEK Tatil yapmak üzere Irak'tan 36 saatlik yolculuk yaparak Türkiye'ye gelen 104 Irak'lı çocuk ve yöneticileri, tatillerinin geri kalan kısmını Mersin Mezitli'deki İçişleri Bakanlığı Tesisleri'nde geçirecekler. Irak'lı çocukların tüm tatil giderleri Gençlik Spor İl Müdürlüğü tarafından karşılanacak.
Derviş Çömez MERKEZ
|
|
|
|
|
|
|
|
|