|
|
|
|
|
|
Sezen mantı Özcan şiş sever
Kanlıca'da, ara sokakta hizmet veren İkinci Bahar adlı küçücük bir restoran ünlü müdavimleriyle dikkat çekiyor. Sezen Aksu, Özcan Deniz, Zeki Alasya bunlardan birkaçı
İstanbul Boğazı'nın nadide semtlerinden Kanlıca'dan söz edilince, ilk önce yoğurdu ve yalıları akla gelir. Yalılarda ve köşklerde oturan ünlüleriyle de gündeme gelen Kanlıca'da şu sıralar kebap yemek çok moda. Boğaz kenarında yemeğe çıkıldığında pek çok İstanbullu balık yemeyi tercih etse de Kanlıcalılar balıktan sıkılmış olacak ki kebaba rağbet oldukça fazla. Üstelik yalı sakinleri hem kendileri için hem de misafirlerine ikram etmek için kebap tercih ediyorlar. Verilen dürüm partileri nedeniyle yalıların bahçelerinden ızgara dumanları yükseliyor şu günlerde Kanlıca'da. Semt sakinlerine kebap sevgisini aşılayan ise bir ara sokakta hizmet veren, adını da "İkinci Bahar" dizisinden olan "İkinci Bahar." Burada kebap dışında Türk yemeklerini bulmak mümkün. Mekanın müşterileri arasında kimler yok ki... Mekan sahibi Erdoğan Öztaş en başta gelen müdavimlerinin Sezen Aksu ve oğlu Mithat Can olduğunu söylüyor: "Sezen Hanım yalıda oturuyor ayrıca bir de üst kısımlarda stüdyosu var. Kendisi genelde mantı siparişi verir. Buraya bir kez geldi. Ancak evine sürekli sipariş götürüyoruz. Onun stüdyosuna gelip giden ünlüler de bize mutlaka uğrar. Mesela Emel Müftüoğlu. Kendisi her zaman Alinazik yer. Levent Yüksel de sık sık gelir. Mithat Can zaten sürekli buradadır." İkinci Bahar'ın diğer müdavimleri ise yine Kanlıca'da bir yalı dairesinde oturan anne-kız Yasemin Kozanoğlu ve Ahu Tuğbay. Şiş kebap seven Yasemin Kozanoğlu'nun 15 yaşından beri müşterileri olduğunu belirten Erdoğan Öztaş onunla ilgili şunları söylüyor: "Yasemin çok sıcakkanlıdır. Burayı kendi evi gibi görür. Ahu Hanım ve Yasemin buraya sık sık gelirler ayrıca eve de sipariş geçerler. Ahu Hanım dürüm çok sever."
EVDE DÜRÜM PARTİSİ Kanlıca yakınındaki Dolaybağı'nda müstakil bahçeli bir evde oturan Uğur Dündar da İkinci Bahar'ı sık gelip giden isimlerden. Sonra yine Kanlıca sakinlerinden olan Demet Sağıroğlu da kebap tutkunlarından. Kanlıca'da oturmayan ama tavsiye üzerine gelen ünlü isimlerin de çok olduğunu söylüyor Erdoğan Öztaş: "Özcan Deniz birkaç gün önce geldi. Buradaki bir yalıda çekim varmış.. Kendisi karışık ızgara yedi ve yemeklerimizi çok beğendi. Sonra Zeki Alasya geçenlerde 7-8 kişilik bir grupla geldi. Tuğçe Kazaz sık gelen isimlerden. Onun tercihi de genelde Alinazik olur." Cumartesi ve Pazar günleri açık büfe kahvaltı verilen İkinci Bahar'da hizmette sınır tanınmıyor. Yalınızda bir davet mi vereceksiniz? Erdoğan Öztaş evlere davet organizasyonu yaptıklarını da söylüyor: "Bizi arıyorsunuz. 'Evimde 40 kişilik bir misafir grubu ağırlayacağım. Evin bahçesinde bahçesinde döner istiyorum' ya da '50 Adana, 30 Urfa istiyorum' diyorsunuz. Biz bütün servimizle, ekibimizle gidip servis veriyoruz. Dürüm partileri veriyoruz. Bu tarz talepler çevredeki yalılardan olduğu kadar, Acarkent'ten, Beykoz Konakları'ndan da geliyor."
ÇEKİRDEKTEN YETİŞME İkinci Bahar'ın bu kadar sevilmesinde yemeklerin lezzeti kadar Erdoğan Öztaş'ın ve çalışan tüm personelin güleryüzlü ve sıcak yaklaşımları da etkili. Öztaş'ın kariyer öyküsü de epey ilginç. Kendisi tam anlamıyla çekirdekten yetişme. Lise mezunu olan Öztaş'ın restoran macerası Üsküdar'da bir lokantada "ortacı" olarak başlamış: "Üniversiteyi kazanamayınca, abim beni Üsküdar'da bir arkadaşının lokantasına verdi. Her işi yapıyordum. Ortacılık yaptım, sonra salatacı oldum. Salata yaparken, salatayı bir an önce bitirip, 'Salonda neler oluyor? Nasıl servis açılıyor?' diye merak eder onu da yapmaya çalışırdım. Sonra beni komi olarak salona aldılar. Sonra şef komi oldum ve askere gittim geldim. Sonra Kanlıca'daki Mihrabad Restoran'da komi olarak işe başladım. 6 ay içinde şef komi oldum, ardından garson oldum ve en sonunda oranın işletmecisi oldum. Satın almasından, servisine hepsini ben yapardım. Sonra orası kapandı ve ben kendi yerimi açtım. Mihrabad'daki ekibin büyük çoğunluğu buraya geldi. Ben iletişime çok inanıyorum. Yaptığın işe ilk önce kendin inanmalısın. Bu elektriği de insanlar aldı. Burada güleryüz ve ileşitim önemli. Biz buraya gelenlere müşteri gibi değil misafir gibi davranıyoruz. İnsanlar kendi evlerine gelir gibi rahat geliyorlar buraya."
Neslihan Tunç
|
|
|
|
|
|
|
|
|